Vicdani retçi İnan Süver'in avukatı ve arkadaşları, Süver'in sağlık durumu dikkate alınarak derhal serbest bırakılmasını istiyor.
Vicdani Retçi İnan Süver'le Dayanışma İnisiyatifi ve avukat Davut Erkan, Süver'in sağlık durumunun kötüye gittiğini belirterek, derhal serbest bırakılmasını istedi.
Vicdani Retçi İnan Süver'le Dayanışma İnisiyatifi ve avukat Davut Erkan, Süver'in sağlık durumunun kötüye gittiğini belirterek, derhal serbest bırakılmasını istedi.
Ayrıca, AİHM'in kısa bir süre önce açıklanan "vicdani ret" kararı anımsatılarak, İnan Süver'in vicdani ret itirazının dikkate alınması gerektiği belirtildi.
2009 yılından bu yana tutuklu bulunan vicdani retçi İnan Süver'in ruh sağlığı kötüye gidiyor. 2003 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, 2004 yılında İzmir Askeri Hastanesi, 2007 yılında İzmir Güzelyalı Hava Hastanesi, 2007 yılında İzmir Askeri Hastanesi, 2010 yılında Askeri Hastane ve aynı yıl içinde Askeri Hastane'nin talebi üzerine İzmir Askeri Hastanesi tarafından verilen raporlarla İnan'ın sağlık durumunda ciddi sorunlar tespit edildi. İnan Süver, son olarak da 2011 yılının Haziran ayının sonunda Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördü.
RAPOR VERİLDİ ANCAK...
Süver hakkında, İzmir Askeri Hastanesi tarafından "askerliğe elverişli değildir" raporu verildi. Raporun kapsamı, 2008 yılı Temmuz ayı olarak belirlendi. Bu durumda İnan Süver, 2003 yılından beri var olan raporlarına karşın 16 Temmuz 2008 tarihinden sonra 'askerliğe elverişsiz' kabul edildi.
Hakkında kesinleşmiş hapis cezalarıyla emre itaatsizlikten çok sayıda dava bulunan Süver, Saruhanlı Yarı Açık Cezaevi'nden firar etti. Ancak ertesi gün yakalanan Süver, Manisa E Tipi Cezaevi'nde 20 gün boyunca hücde hapsine çarptırıldı ve infaz süresi de 9 ay daha uzadı.
Manisa E Tipi Cezaevi'nde 15 Haziran 2011 tarihinde, tutulduğu müşahede hücresinde yatağını yakması nedeniyle 20 gün hücre hapsi cezası daha verildi.
'KENDİNE ZARAR VEREBİLİR'
Süver'in avukatı Davut Erkan ile Vicdani Retçi İnan Süver'le Dayanışma İnisiyatifi, bugün İHD İstanbul Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek, süreç hakkında bilgi verdi. Avukat Erkan, Süver'in sağlık sorunları nedeniyle hemen tahliye edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Süver'in aynı eylemden tekrar tekrar tutuklanması/ceza alması onun biteviye cezaevinde kalmasına, sağlık durumunun giderek bozulmasına ve daha da ötesinde cezaevinde kendisine zarar verici eylemler içine girmesine neden olmaktadır. Ve bu süreç, Süver cezaevinde kaldığı sürece giderek daha ağır biçimde yaşanacaktır."
'AİHM KARARI YENİ BİR İÇTİHAT OLACAK'
AİHM'in 7 Temmuz 2011 tarihli bir kararını anımsatan Erkan, "Bu karar uyarınca artık 'vicdani ret' hakkı, kişilerin 'düşünce, din ve vicdan özgürlüğü' kapsamında değerlendirilmektedir." dedi.
Söz konusu kararın AİHM içinde yeni bir içtihat niteliğinde olduğuna dikkat çeken Avukat Davut Erkan, şunları söyledi: "Bu kararla AİHM, zorunlu askerlik hizmetinin, sözleşmenin 4. maddesi 3-B hükmü yorumuyla sözleşmeci devletlerin ihtiyarına bırakıldığı yönündeki eski içtihadını terk etmiştir. Ve Avrupa Konseyi'ne üye devletlerden Türkiye ve Azerbaycan dışındaki tümünün vicdani ret hakkını tanımış olmasına vurgu yapmış, bunun demokratik toplum ideasının bir gereği olduğunu hükme bağlamıştır. Türkiye'nin vicdani retçileri görmezden gelme tavrı kararda özellikle vurgulanmıştır."
'DEVLET VİCDANİ RET HAKKINI TANIMALI'
Avukat Davut Erkan, AİHM'in Osman Murat Ülke kararındaki 'sivil ölüm' vurgusunu anımsatarak, "Bu süreç, bir insanı yok etme sürecine dönüşmüş durumdadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, artık ulusalüstü yükümlülüklerine yerine getirerek, dini düşünve ve vicdan özgürlüğünün temel bir tezahürü olan vicdani ret hakkını tanımalı, vicdani retçiler hakkındaki bütün ceza uygulamalarını derhal sonlandırmalıdır. İnan Süver'in vicdani ret itirazı dikkate alınmalı, bunun da ötesinde sağlık durumu göz önünde bulundurularak derhal serbest bırakılmalıdır" diye konuştu.
İMZA KAMPANYASI SÜRÜYOR
Vicdani Retçi İnan Süver'le Dayanışma İnisiyatifi'nden Ercan Aktaş, sokak eylemlerinin yanı sıra internet üzerinden de bir imza kampanyası yürüttüklerini belirtti. Aktaş'ın verdiği bilgiye göre, http://www.inansuvereozgurluk.com/ sitesinden imza kampanyasına katılınabilinir.
2009 yılından bu yana tutuklu bulunan vicdani retçi İnan Süver'in ruh sağlığı kötüye gidiyor. 2003 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, 2004 yılında İzmir Askeri Hastanesi, 2007 yılında İzmir Güzelyalı Hava Hastanesi, 2007 yılında İzmir Askeri Hastanesi, 2010 yılında Askeri Hastane ve aynı yıl içinde Askeri Hastane'nin talebi üzerine İzmir Askeri Hastanesi tarafından verilen raporlarla İnan'ın sağlık durumunda ciddi sorunlar tespit edildi. İnan Süver, son olarak da 2011 yılının Haziran ayının sonunda Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gördü.
RAPOR VERİLDİ ANCAK...
Süver hakkında, İzmir Askeri Hastanesi tarafından "askerliğe elverişli değildir" raporu verildi. Raporun kapsamı, 2008 yılı Temmuz ayı olarak belirlendi. Bu durumda İnan Süver, 2003 yılından beri var olan raporlarına karşın 16 Temmuz 2008 tarihinden sonra 'askerliğe elverişsiz' kabul edildi.
Hakkında kesinleşmiş hapis cezalarıyla emre itaatsizlikten çok sayıda dava bulunan Süver, Saruhanlı Yarı Açık Cezaevi'nden firar etti. Ancak ertesi gün yakalanan Süver, Manisa E Tipi Cezaevi'nde 20 gün boyunca hücde hapsine çarptırıldı ve infaz süresi de 9 ay daha uzadı.
Manisa E Tipi Cezaevi'nde 15 Haziran 2011 tarihinde, tutulduğu müşahede hücresinde yatağını yakması nedeniyle 20 gün hücre hapsi cezası daha verildi.
'KENDİNE ZARAR VEREBİLİR'
Süver'in avukatı Davut Erkan ile Vicdani Retçi İnan Süver'le Dayanışma İnisiyatifi, bugün İHD İstanbul Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenleyerek, süreç hakkında bilgi verdi. Avukat Erkan, Süver'in sağlık sorunları nedeniyle hemen tahliye edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: "Süver'in aynı eylemden tekrar tekrar tutuklanması/ceza alması onun biteviye cezaevinde kalmasına, sağlık durumunun giderek bozulmasına ve daha da ötesinde cezaevinde kendisine zarar verici eylemler içine girmesine neden olmaktadır. Ve bu süreç, Süver cezaevinde kaldığı sürece giderek daha ağır biçimde yaşanacaktır."
'AİHM KARARI YENİ BİR İÇTİHAT OLACAK'
AİHM'in 7 Temmuz 2011 tarihli bir kararını anımsatan Erkan, "Bu karar uyarınca artık 'vicdani ret' hakkı, kişilerin 'düşünce, din ve vicdan özgürlüğü' kapsamında değerlendirilmektedir." dedi.
Söz konusu kararın AİHM içinde yeni bir içtihat niteliğinde olduğuna dikkat çeken Avukat Davut Erkan, şunları söyledi: "Bu kararla AİHM, zorunlu askerlik hizmetinin, sözleşmenin 4. maddesi 3-B hükmü yorumuyla sözleşmeci devletlerin ihtiyarına bırakıldığı yönündeki eski içtihadını terk etmiştir. Ve Avrupa Konseyi'ne üye devletlerden Türkiye ve Azerbaycan dışındaki tümünün vicdani ret hakkını tanımış olmasına vurgu yapmış, bunun demokratik toplum ideasının bir gereği olduğunu hükme bağlamıştır. Türkiye'nin vicdani retçileri görmezden gelme tavrı kararda özellikle vurgulanmıştır."
'DEVLET VİCDANİ RET HAKKINI TANIMALI'
Avukat Davut Erkan, AİHM'in Osman Murat Ülke kararındaki 'sivil ölüm' vurgusunu anımsatarak, "Bu süreç, bir insanı yok etme sürecine dönüşmüş durumdadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti, artık ulusalüstü yükümlülüklerine yerine getirerek, dini düşünve ve vicdan özgürlüğünün temel bir tezahürü olan vicdani ret hakkını tanımalı, vicdani retçiler hakkındaki bütün ceza uygulamalarını derhal sonlandırmalıdır. İnan Süver'in vicdani ret itirazı dikkate alınmalı, bunun da ötesinde sağlık durumu göz önünde bulundurularak derhal serbest bırakılmalıdır" diye konuştu.
İMZA KAMPANYASI SÜRÜYOR
Vicdani Retçi İnan Süver'le Dayanışma İnisiyatifi'nden Ercan Aktaş, sokak eylemlerinin yanı sıra internet üzerinden de bir imza kampanyası yürüttüklerini belirtti. Aktaş'ın verdiği bilgiye göre, http://www.inansuvereozgurluk.com/ sitesinden imza kampanyasına katılınabilinir.
Kaynak: ETHA
