BM verilerine göre, mülteci sayısındaki artış son 15 yılın en yüksek seviyesinde. Bu artış dünyadaki şiddet olaylarının artışı ile doğru orantılı. Mültecilerin kuzey ülkelerini tercih ettikleri yönündeki düşünce de yanlış.
Dün Birleşmiş Milletler Mülteci Sözleşmesi'nin kabul edilişinin 60'ıncı yıldönümüydü. Konuyla ilgili olarak Deutsche Welle Türkçe'de, Helle Jeppesen imzasıyla bir makale yayınlandı. "Mültecilerin dramı büyüyor" başlıklı yazıda, sorun dünya ölçeğinde ele alınıyor. Dünyanın çeşitli yerlerinde "iç savaş, şiddet olayları ve çevre felaketleri yüzünden ülkelerini terk etmek zorunda kalanların" sayısının 43 milyona ulaştığı vurgulanan yazıda, mülteci sorunun ana hatlarıyla bir portresi çiziliyor.
Yazıdan bazı satır başları şöyle:
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin mültecilerin durumuna ilişkin 2010 yılı raporuna göre, dünyada mülteci sayısı 43 milyona tırmandı. Bu, son 15 yılın en yüksek seviyesi. Mülteci sayısındaki bu artış dünyadaki şiddet olaylarının artışı ile doğru orantılı.
Kriz bölgelerinin sayısında büyük bir artış var. Bu yılın başından beri Fildişi Sahili, Libya, Suriye, Yemen'de şiddet olayları var. Aynı zamanda eski krizler de sürüyor. Afganistan, Somali ve Kongo'da 20 yıldır şiddet olayları sürüyor.
Her dört mülteciden üçü, üçüncü dünya ülkelerinde yaşıyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, mültecilerin genelde kuzey ülkelerini tercih ettiği algısının yanlış olduğunu açıkladı. "Gerçek şu ki, mültecilerin korunması konusunda bir sorumluluk söz konusuysa, bu güneydeki ülkeler, gelişmekte olan ülkeler tarafından yerine getiriliyor."
BM raporuna göre, mültecileri genelde komşu ülkeler kabul ediyor; Afrika Boynuzu'ndaki kıtlık yüzünden Somalili ve Etiyopyalı mültecilere kapısını açanlar da Kenya gibi komşuları oldu. Raporda, ayrıca her dört sürgünden üçünün de komşu ülkelere kaçmayı tercih ettiği ve orada yıllarca kendi vatanlarına geri dönmeyi beklediğine dikkat çekiliyor. Ancak 2010 yılında gönüllü olarak kendi ülkesine dönen sürgünlerin sayısı son 20 yılın en düşük seviyesinde. Pek çok bölgede çatışmaların sürüyor olması bunun nedeni olarak gösteriliyor.
Çatışma, iç savaş ya da çevre felaketleri gibi nedenler yüzünden kendi ülkelerinde mülteci konumuna düşenlerin sayısı ise diğerlerine göre biraz daha iyi. 27 milyon 500 bin mültecinin yaklaşık 3 milyonu koşullar değiştikten sonra evlerine geri dönebildi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, zengin ülkelerin tutumunun değiştirmesinin de önemine dikkat çekiyor: "Kalkınmış ülkelerde göçe yönelik katı yaklaşım ve 11 Eylül'den sonra oluşan güvenlik kaygısı yüzünden yaşananlar endişe verici. Gerçek şu ki sınırlar kapatılıyor. Kalkınmış ülkelere iltica etmek zorlaşıyor, hatta ülkeye giriş dahi engelleniyor."
Yazıdan bazı satır başları şöyle:
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin mültecilerin durumuna ilişkin 2010 yılı raporuna göre, dünyada mülteci sayısı 43 milyona tırmandı. Bu, son 15 yılın en yüksek seviyesi. Mülteci sayısındaki bu artış dünyadaki şiddet olaylarının artışı ile doğru orantılı.
Kriz bölgelerinin sayısında büyük bir artış var. Bu yılın başından beri Fildişi Sahili, Libya, Suriye, Yemen'de şiddet olayları var. Aynı zamanda eski krizler de sürüyor. Afganistan, Somali ve Kongo'da 20 yıldır şiddet olayları sürüyor.
Her dört mülteciden üçü, üçüncü dünya ülkelerinde yaşıyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, mültecilerin genelde kuzey ülkelerini tercih ettiği algısının yanlış olduğunu açıkladı. "Gerçek şu ki, mültecilerin korunması konusunda bir sorumluluk söz konusuysa, bu güneydeki ülkeler, gelişmekte olan ülkeler tarafından yerine getiriliyor."
BM raporuna göre, mültecileri genelde komşu ülkeler kabul ediyor; Afrika Boynuzu'ndaki kıtlık yüzünden Somalili ve Etiyopyalı mültecilere kapısını açanlar da Kenya gibi komşuları oldu. Raporda, ayrıca her dört sürgünden üçünün de komşu ülkelere kaçmayı tercih ettiği ve orada yıllarca kendi vatanlarına geri dönmeyi beklediğine dikkat çekiliyor. Ancak 2010 yılında gönüllü olarak kendi ülkesine dönen sürgünlerin sayısı son 20 yılın en düşük seviyesinde. Pek çok bölgede çatışmaların sürüyor olması bunun nedeni olarak gösteriliyor.
Çatışma, iç savaş ya da çevre felaketleri gibi nedenler yüzünden kendi ülkelerinde mülteci konumuna düşenlerin sayısı ise diğerlerine göre biraz daha iyi. 27 milyon 500 bin mültecinin yaklaşık 3 milyonu koşullar değiştikten sonra evlerine geri dönebildi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, zengin ülkelerin tutumunun değiştirmesinin de önemine dikkat çekiyor: "Kalkınmış ülkelerde göçe yönelik katı yaklaşım ve 11 Eylül'den sonra oluşan güvenlik kaygısı yüzünden yaşananlar endişe verici. Gerçek şu ki sınırlar kapatılıyor. Kalkınmış ülkelere iltica etmek zorlaşıyor, hatta ülkeye giriş dahi engelleniyor."
Kaynak: bianet