Washington merkezli insan hakları ve özgürlükleri izleme örgütü Freedom House 2011 Basın Özgürlükleri Raporu yayınladı. Dünya genelinde özgür ve bağımsız medyaya erişebilen insan sayısının son 10 yılın en kötü seviyesine gerilediği tespitinin yapıldığı raporda, Türkiye de ‘yarı özgür’ ülkeler kategorisine alındı. Raporda, Türk Ceza Kanunu’nun 301, 216'ıncı maddeleri ve Terörle Mücadele Yasası çerçevesinde gazetecilere yönelik baskının arttığı belirtiliyor. Ayrıca hukuki baskının oto sansüre yol açtığı görüşü savunuluyor.
Raporda değerlendirilen 196 ülkeden 68’i ‘özgür’, 65’i ‘yarı özgür’, 63’ü ise ‘özgür olmayan’ ülke olarak nitelendiriliyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da gerileme yaşandığına işaret ediliyor; Mısır ve Meksika ‘özgür olmayan ülkeler’ kategorisine dahil ediliyor. Raporda en özgür ülkeler olarak Finlandiya, İsveç ve Norveç’in isimleri geçiyor.
Maçka’da anıt
Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun girişimleri ve Şişli Belediyesi’nin desteğiyle Maçka Sanatçılar Parkı’nda İfade Özgürlüğü Anıtı törenle tanıtıldı. Prof. Dr. Ferit Özsen tarafından yapılan anıt, çok sayıda basın meslek örgütü temsilcisinin katıldığı bir törenle tanıtıldı.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül törende şöyle konuştu: “Bugün ön tanıtım yapıyoruz. Ne zaman ki Nedim Şener kardeşlerimiz özgür kalırlar. O zaman buranın açılışını, biz de özgür ve mutlu bir şekilde yapalım”
Kaidesinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 19’uncu maddesi bulunan anıtın söyleyecek sözü olanlar için bir de kürsüsü bulunuyor.
18 yıl hapis kararının gerekçesi: ‘Kanaat’
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay'ın örgüt sorumlusu ve koordinatörü olduğu gerekçesiyle aldığı hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. 2003 yılında Atılım gazetesi editörü iken gözaltına alınan Necati Abay, Aligül Alkaya'ya ait olduğu iddia edilen ifadeye dayanarak tutuklanmıştı. Alkaya söz konusu ifadenin kendisine ait olmadığını söylerken, Abay ilk duruşmada serbest bırakılmıştı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava 4 Mayıs 2011 tarihinde sonuçlandı, Abay'a 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, “MLKP örgütü birimi Fakirlerin ve Ezilenlerin Silahlı Kuvveti (FESK)'e ait hücre evlerinin sorumlusu ve koordinatörü olmak” iddiasıyla hapis cezasına çarptırılan Abay ile ilgili şu ifadeler yer alıyor: “Sanık Necati Abay'ın… yasadışı MLKP örgütünün emir ve kumandaya haiz üyesi olduğu konusunda tam bir kanaat oluşmuş ise de; dosya kapsamında işlenen eylemlerle doğrudan bağlantısı ve iştiraki tespit edilemediği anlaşıldığından sanığın eyleminin 765 sayılı TCK’nın 168/1. Maddesi kapsamında kaldığı… sanıkların 5237 sayılı TCK’nın 220/5 maddesi uyarınca yönetici olmaları nedeniyle emir ve komutalarında bulunan örgüt üyelerinin işlediği suçlar açısından da sorumlu tutulacakları dikkate alınarak yapılan değerlendirmede… sanık Necati ABAY’ın 18 SENE 9 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA…”
Ayrıca mahkeme Necati Abay’ın TCK’nın 31. Maddesi gereğince kamu hizmetlerinden süresiz olarak yasaklanmasına ve hapis halinin sona erdirilmesine kadar yasal kısıtlılık halinde bulundurulmasına karar verdi. Etkin Haber Ajansı’na konuşan Abay'ın avukatı Gülizar Tuncer, hiçbir delil olmadan, sadece ‘kanaat’e dayanarak ceza verilemeyeceğini belirtti. Tuncer, mahkemede yaptıkları savunmaların da tutanaklara eksik geçirildiğini söyledi. Tuncer, suçlamaya dayanak oluşturan Aligül Alkaya’nın ifadesinin zorla ve okutulmadan imzalatıldığını, Alkaya’nın da bu ifadeyi reddettiğini söyledi. Tuncer, “Mahkeme sadece buna dayandı, başka hiçbir şey yok. Aleyhinde hiçbir delil yok” dedi.
Filtreli internet dönemi
İnternette yasaklar tartışılmaya devam ediyor. ‘Yasaklı kelimeler listesi’nin ortaya çıkmasının ardından 22 Ağustos 2011’de yürürlüğe girecek 'İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar' tartışma konusu oldu. Bu hükümlere göre kullanıcılar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun (BTK) belirlediği 4 internet filtresinden birini seçmek zorunda kalacak; bu filtreler aile, çocuk, yurtiçi ve standart paketleri olacak. Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. Ayrıca internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutulacak, aksi halde ağır para cezaları ödeyecek. Bu uygulamanın örnekleri sadece Çin, Küba, İran gibi internetin sıkı bir sansür altında tutulduğu ülkelerde bulunuyor.
BTK Başkanı Tayfun Acarer ise yükselen tepkilere İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği kapsamında öngörülen düzenlemenin çarpıtıldığını söyleyerek cevap verdi. Acarer, standart pakette mevcut uygulamadan farklı bir filtrenin söz konusu olmadığını savundu. Ancak yeni filtre sistemi sayesinde standart pakette de fiilen ulaşılabilen çok sayıda yasaklı siteye ulaşılması engellenecek.* Yeni uygulamanın yasal temelini, BTK tarafından 22 Şubat’ta hazırlanan ve 22 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi kararlaştırılan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı” oluşturuyor.
IPS İletişim Vakfı-Bianet, 13 Nisan 2011 tarihinde “yürütmenin durdurulması” talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştay’a iptal davası açtı. Vakıf, Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti.
(*) Aralarında Youtube’un da bulunduğu çok sayıda siteye erişim yasağı bulunuyor. Ancak bilgisayarın DNS ayarları değiştirilerek yasaklı olan sitelere girilebiliyor. Başbakan Erdoğan da 21 Kasım 2008’de “Ben Youtube’a giriyorum, siz de girin” demişti. Yeni düzenlemeyle beraber internet yasakları yaygın biçimde kullanılan bu yöntemle aşılamayacak.
Çizgi roman için 4.5 yıl hapis istendi
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü Atatürk’ün küçük düşürüldüğü gerekçesiyle “Genç Mustafa” adlı çizgi romanın yazarı Yalın Alpay ile çizeri Barış Keşoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Mengü suç duyurusunda şu ifadeleri kullanmıştı: “Atatürk, hiçbir resmi belgeye ve veriye dayanmayan tamamen kurgu/senaryo şeklindeki çizimlerle; Osmanlı sarayında yumrukla, sopayla dayak yiyen, işkence gören, kafası yerde tekmelenen bir aciz, zavallı konumunda resmedilerek küçük düşürülmüş ve aşağılanmıştır”
Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı, Alpay ve Keşoğlu hakkında, 'Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'un 1/1'inci ve 2/1'inci maddeleri uyarınca Adalar Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Adalar Asliye Ceza Mahkemesi, Kartal’da bir matbaada basıldığı gerekçesiyle dosyayı Kartal Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Alpay ve Keşoğlu'nun, ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret edildiği'' gerekçesiyle 1 yıl 6'şar aydan 4 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Sergi tartışması soruşturmaya dönüştü
Eskişehir’e bağlı Tepebaşı Belediyesi’ne ait sergi salonunda düzenlenen Ucube-Ebucu" isimli resim sergisi tartışmaya sebep olmuştu; şimdi de soruşturma konusu oldu. Eskişehir Basın Savcılığı, konunun basında yer almasının ardından caminin mahyasına ‘ucube’ yazan Ressam Menekşe Samancı ile başörtülü kadının ağzının iç çamaşır ile kapatıldığı resmi yapan Ressam Özlem Alp, hakkında soruşturma başlattı. "Dini değerlere hakaret" suçundan açılan soruşturmada ilgili dosyayı Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Yıldırım inceleyecek. Savcı Yıldırım, yapılan resimlerde suç ve suç unsuru bulunması halinde resmi yapan kişiler hakkında iddianame hazırlayacak.
Sendika mitingine 3 yıl hapis talebi
KESK’e bağlı Eğitim-Sen 17 Nisan 2010’da Ankara'da, "Demokratik, kamusal, nitelikli eğitim; örgütlü, güvenceli çalışma hakkı" talebiyle bir miting düzenledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı mitingle ilgili bir iddianame hazırlayarak mitingi düzenleyenlerin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet ettiği” görüşünü savundu. İddianamede 10 bin kişilik kalabalığın, saat 10.15'ten 14.30'a kadar şehir trafiğini ve yollarını kapattığı, valilik izin vermediği halde yasadışı toplanıldığı belirtiliyor. Savcılık, aralarında KESK eski Genel Başkanı Sami Evren ve Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç'ın da bulunduğu çoğu KESK üyesi 42 kişinin 1 yıl 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talebinde bulunuyor.
RTÜK’ten homofobik karar
Digitürk kanalı olan Salon 2’de 18 Şubat gecesi yayınlanan 'Sex And City 2' adlı film yayınlandı. Filmin bir sahnesinde yer alan eşcinsel evlilik töreni sahnesi için RTÜK kanaldan savunma istedi. Gazeteport’un haberine göre RTÜK 17 dakikalık tören sahnesini “Genç ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyici” nitelikte buldu. RTÜK Başkanı Davut Dursun, eşcinsel evlilik sahnesine “Milli ve manevi değerler ile Türk aile yapısına aykırılıktan” ceza verilmesini istedi. Dursun, “Böyle bir durumun, olağanlaştırılarak, sunulması ise, çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etki oluşturacak, toplumun temeli aile kurumunu zafiyete uğratacaktır. Bu tür ilişkilerin normal gösterilmeye çalışılması, Türk aile yapısına zarar verici niteliktedir”, dedi.
Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları
Sanık: Fehmi Korkmaz, Mustafa Kemal Çelik, Maşallah Dağ
Mahkeme ve duruşma tarihi: Batman 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 12 Mayıs 2011 Saat: 09:30
Açıklama: İlgili dava, Mahsum Korkmaz'ın hayatı hakkında ailesi ile yapılan röprotaj nedeniyle Batman Postası gazetesi sahibi M. Kemal Çelik, Mahsum Korkmaz'ın abisi Fehmi Korkmaz ve ablası Maşallah Dağ hakkında açıldı. Sanıklar TCK 215 ve TCK 218. maddelerden yargılanıyor.
Sanık: Ertuğrul Mavioğlu, Ahmet Şık
Mahkeme ve duruşma tarihi: Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 13 Mayıs 2011 Saat: 13:30
Açıklama: İlgili dava Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık hakkında İthaki Yayınları'ndan iki cilt halinde çıkan 'Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" ve "Ergenekon'da Kim Kimdir?" kitapları nedeniyle açıldı. İddianamede, gazetecilerin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30 Temmuz 2008'de verdiği yayın yasağına aykırı hareket ettikleri ileri sürülüyor. Gazeteciler, TCK 285. maddeden yargılanıyor.
Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:
· Tiyatrocu Haldun Açıksözlü’ye "Laz Marks" oyununun Rize'deki gösteriminden sonra, oyunda yer alan fıkra nedeniyle "Başbakana hakaret" iddiasıyla açılan dava Rize 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma bilgilerine ulaşılamadı.
· Nedim Şener’in, Milliyet gazetesinde yayınlanan "Emniyet'ten iki ilginç şema" başlıklı haberinde "Ergenekon Örgütü" kapsamında yürütülen soruşturma kapsamında kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerini yayınlayarak gizlilik şartına uyulmadığı gerekçesiyle TCK 285 ile Basın Kanunu’nun 11. maddesinden yargılandığı dava Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Hakim bir sonraki duruşmada Ali Bayramoğlu’nun tanık olarak dinlenmesini kararlaştırarak davayı 13 Ekim saat 13:30’a erteledi.
· Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz'ın eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili, Susurluk hükümlüsü ve "Ergenekon" davası sanığı İbrahim Şahin hakkında yaptığı haberler nedeniyle TCK 285, TCK 288 ve Basın Kanunu’nun 11. maddesinden yargılandığı dava Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti davaya konu olan haberlerde kasıt ve suç unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek Saymaz’ın beraatine karar verdi.
Raporda değerlendirilen 196 ülkeden 68’i ‘özgür’, 65’i ‘yarı özgür’, 63’ü ise ‘özgür olmayan’ ülke olarak nitelendiriliyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da gerileme yaşandığına işaret ediliyor; Mısır ve Meksika ‘özgür olmayan ülkeler’ kategorisine dahil ediliyor. Raporda en özgür ülkeler olarak Finlandiya, İsveç ve Norveç’in isimleri geçiyor.
Maçka’da anıt
Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun girişimleri ve Şişli Belediyesi’nin desteğiyle Maçka Sanatçılar Parkı’nda İfade Özgürlüğü Anıtı törenle tanıtıldı. Prof. Dr. Ferit Özsen tarafından yapılan anıt, çok sayıda basın meslek örgütü temsilcisinin katıldığı bir törenle tanıtıldı.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül törende şöyle konuştu: “Bugün ön tanıtım yapıyoruz. Ne zaman ki Nedim Şener kardeşlerimiz özgür kalırlar. O zaman buranın açılışını, biz de özgür ve mutlu bir şekilde yapalım”
Kaidesinde İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 19’uncu maddesi bulunan anıtın söyleyecek sözü olanlar için bir de kürsüsü bulunuyor.
18 yıl hapis kararının gerekçesi: ‘Kanaat’
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay'ın örgüt sorumlusu ve koordinatörü olduğu gerekçesiyle aldığı hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. 2003 yılında Atılım gazetesi editörü iken gözaltına alınan Necati Abay, Aligül Alkaya'ya ait olduğu iddia edilen ifadeye dayanarak tutuklanmıştı. Alkaya söz konusu ifadenin kendisine ait olmadığını söylerken, Abay ilk duruşmada serbest bırakılmıştı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava 4 Mayıs 2011 tarihinde sonuçlandı, Abay'a 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi.
Mahkemenin gerekçeli kararında, “MLKP örgütü birimi Fakirlerin ve Ezilenlerin Silahlı Kuvveti (FESK)'e ait hücre evlerinin sorumlusu ve koordinatörü olmak” iddiasıyla hapis cezasına çarptırılan Abay ile ilgili şu ifadeler yer alıyor: “Sanık Necati Abay'ın… yasadışı MLKP örgütünün emir ve kumandaya haiz üyesi olduğu konusunda tam bir kanaat oluşmuş ise de; dosya kapsamında işlenen eylemlerle doğrudan bağlantısı ve iştiraki tespit edilemediği anlaşıldığından sanığın eyleminin 765 sayılı TCK’nın 168/1. Maddesi kapsamında kaldığı… sanıkların 5237 sayılı TCK’nın 220/5 maddesi uyarınca yönetici olmaları nedeniyle emir ve komutalarında bulunan örgüt üyelerinin işlediği suçlar açısından da sorumlu tutulacakları dikkate alınarak yapılan değerlendirmede… sanık Necati ABAY’ın 18 SENE 9 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA…”
Ayrıca mahkeme Necati Abay’ın TCK’nın 31. Maddesi gereğince kamu hizmetlerinden süresiz olarak yasaklanmasına ve hapis halinin sona erdirilmesine kadar yasal kısıtlılık halinde bulundurulmasına karar verdi. Etkin Haber Ajansı’na konuşan Abay'ın avukatı Gülizar Tuncer, hiçbir delil olmadan, sadece ‘kanaat’e dayanarak ceza verilemeyeceğini belirtti. Tuncer, mahkemede yaptıkları savunmaların da tutanaklara eksik geçirildiğini söyledi. Tuncer, suçlamaya dayanak oluşturan Aligül Alkaya’nın ifadesinin zorla ve okutulmadan imzalatıldığını, Alkaya’nın da bu ifadeyi reddettiğini söyledi. Tuncer, “Mahkeme sadece buna dayandı, başka hiçbir şey yok. Aleyhinde hiçbir delil yok” dedi.
Filtreli internet dönemi
İnternette yasaklar tartışılmaya devam ediyor. ‘Yasaklı kelimeler listesi’nin ortaya çıkmasının ardından 22 Ağustos 2011’de yürürlüğe girecek 'İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar' tartışma konusu oldu. Bu hükümlere göre kullanıcılar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun (BTK) belirlediği 4 internet filtresinden birini seçmek zorunda kalacak; bu filtreler aile, çocuk, yurtiçi ve standart paketleri olacak. Filtreyi aşmak ya da aşmaya çalışmak suç sayılacak. Ayrıca internet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutulacak, aksi halde ağır para cezaları ödeyecek. Bu uygulamanın örnekleri sadece Çin, Küba, İran gibi internetin sıkı bir sansür altında tutulduğu ülkelerde bulunuyor.
BTK Başkanı Tayfun Acarer ise yükselen tepkilere İnternetin Güvenli Kullanımı Yönetmeliği kapsamında öngörülen düzenlemenin çarpıtıldığını söyleyerek cevap verdi. Acarer, standart pakette mevcut uygulamadan farklı bir filtrenin söz konusu olmadığını savundu. Ancak yeni filtre sistemi sayesinde standart pakette de fiilen ulaşılabilen çok sayıda yasaklı siteye ulaşılması engellenecek.* Yeni uygulamanın yasal temelini, BTK tarafından 22 Şubat’ta hazırlanan ve 22 Ağustos’ta yürürlüğe girmesi kararlaştırılan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı” oluşturuyor.
IPS İletişim Vakfı-Bianet, 13 Nisan 2011 tarihinde “yürütmenin durdurulması” talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştay’a iptal davası açtı. Vakıf, Danıştay’a yaptığı başvuruda BTK’nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti.
(*) Aralarında Youtube’un da bulunduğu çok sayıda siteye erişim yasağı bulunuyor. Ancak bilgisayarın DNS ayarları değiştirilerek yasaklı olan sitelere girilebiliyor. Başbakan Erdoğan da 21 Kasım 2008’de “Ben Youtube’a giriyorum, siz de girin” demişti. Yeni düzenlemeyle beraber internet yasakları yaygın biçimde kullanılan bu yöntemle aşılamayacak.
Çizgi roman için 4.5 yıl hapis istendi
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü Atatürk’ün küçük düşürüldüğü gerekçesiyle “Genç Mustafa” adlı çizgi romanın yazarı Yalın Alpay ile çizeri Barış Keşoğlu hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Mengü suç duyurusunda şu ifadeleri kullanmıştı: “Atatürk, hiçbir resmi belgeye ve veriye dayanmayan tamamen kurgu/senaryo şeklindeki çizimlerle; Osmanlı sarayında yumrukla, sopayla dayak yiyen, işkence gören, kafası yerde tekmelenen bir aciz, zavallı konumunda resmedilerek küçük düşürülmüş ve aşağılanmıştır”
Adalar Cumhuriyet Başsavcılığı, Alpay ve Keşoğlu hakkında, 'Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'un 1/1'inci ve 2/1'inci maddeleri uyarınca Adalar Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Adalar Asliye Ceza Mahkemesi, Kartal’da bir matbaada basıldığı gerekçesiyle dosyayı Kartal Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Alpay ve Keşoğlu'nun, ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret edildiği'' gerekçesiyle 1 yıl 6'şar aydan 4 yıl 6'şar aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Sergi tartışması soruşturmaya dönüştü
Eskişehir’e bağlı Tepebaşı Belediyesi’ne ait sergi salonunda düzenlenen Ucube-Ebucu" isimli resim sergisi tartışmaya sebep olmuştu; şimdi de soruşturma konusu oldu. Eskişehir Basın Savcılığı, konunun basında yer almasının ardından caminin mahyasına ‘ucube’ yazan Ressam Menekşe Samancı ile başörtülü kadının ağzının iç çamaşır ile kapatıldığı resmi yapan Ressam Özlem Alp, hakkında soruşturma başlattı. "Dini değerlere hakaret" suçundan açılan soruşturmada ilgili dosyayı Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Yıldırım inceleyecek. Savcı Yıldırım, yapılan resimlerde suç ve suç unsuru bulunması halinde resmi yapan kişiler hakkında iddianame hazırlayacak.
Sendika mitingine 3 yıl hapis talebi
KESK’e bağlı Eğitim-Sen 17 Nisan 2010’da Ankara'da, "Demokratik, kamusal, nitelikli eğitim; örgütlü, güvenceli çalışma hakkı" talebiyle bir miting düzenledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı mitingle ilgili bir iddianame hazırlayarak mitingi düzenleyenlerin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet ettiği” görüşünü savundu. İddianamede 10 bin kişilik kalabalığın, saat 10.15'ten 14.30'a kadar şehir trafiğini ve yollarını kapattığı, valilik izin vermediği halde yasadışı toplanıldığı belirtiliyor. Savcılık, aralarında KESK eski Genel Başkanı Sami Evren ve Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç'ın da bulunduğu çoğu KESK üyesi 42 kişinin 1 yıl 6'şar aydan 3'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talebinde bulunuyor.
RTÜK’ten homofobik karar
Digitürk kanalı olan Salon 2’de 18 Şubat gecesi yayınlanan 'Sex And City 2' adlı film yayınlandı. Filmin bir sahnesinde yer alan eşcinsel evlilik töreni sahnesi için RTÜK kanaldan savunma istedi. Gazeteport’un haberine göre RTÜK 17 dakikalık tören sahnesini “Genç ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyici” nitelikte buldu. RTÜK Başkanı Davut Dursun, eşcinsel evlilik sahnesine “Milli ve manevi değerler ile Türk aile yapısına aykırılıktan” ceza verilmesini istedi. Dursun, “Böyle bir durumun, olağanlaştırılarak, sunulması ise, çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etki oluşturacak, toplumun temeli aile kurumunu zafiyete uğratacaktır. Bu tür ilişkilerin normal gösterilmeye çalışılması, Türk aile yapısına zarar verici niteliktedir”, dedi.
Bu haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları
Sanık: Fehmi Korkmaz, Mustafa Kemal Çelik, Maşallah Dağ
Mahkeme ve duruşma tarihi: Batman 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 12 Mayıs 2011 Saat: 09:30
Açıklama: İlgili dava, Mahsum Korkmaz'ın hayatı hakkında ailesi ile yapılan röprotaj nedeniyle Batman Postası gazetesi sahibi M. Kemal Çelik, Mahsum Korkmaz'ın abisi Fehmi Korkmaz ve ablası Maşallah Dağ hakkında açıldı. Sanıklar TCK 215 ve TCK 218. maddelerden yargılanıyor.
Sanık: Ertuğrul Mavioğlu, Ahmet Şık
Mahkeme ve duruşma tarihi: Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Duruşma Tarihi: 13 Mayıs 2011 Saat: 13:30
Açıklama: İlgili dava Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık hakkında İthaki Yayınları'ndan iki cilt halinde çıkan 'Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" ve "Ergenekon'da Kim Kimdir?" kitapları nedeniyle açıldı. İddianamede, gazetecilerin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 30 Temmuz 2008'de verdiği yayın yasağına aykırı hareket ettikleri ileri sürülüyor. Gazeteciler, TCK 285. maddeden yargılanıyor.
Geçen haftanın ifade özgürlüğü duruşmaları:
· Tiyatrocu Haldun Açıksözlü’ye "Laz Marks" oyununun Rize'deki gösteriminden sonra, oyunda yer alan fıkra nedeniyle "Başbakana hakaret" iddiasıyla açılan dava Rize 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma bilgilerine ulaşılamadı.
· Nedim Şener’in, Milliyet gazetesinde yayınlanan "Emniyet'ten iki ilginç şema" başlıklı haberinde "Ergenekon Örgütü" kapsamında yürütülen soruşturma kapsamında kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerini yayınlayarak gizlilik şartına uyulmadığı gerekçesiyle TCK 285 ile Basın Kanunu’nun 11. maddesinden yargılandığı dava Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Hakim bir sonraki duruşmada Ali Bayramoğlu’nun tanık olarak dinlenmesini kararlaştırarak davayı 13 Ekim saat 13:30’a erteledi.
· Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz'ın eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili, Susurluk hükümlüsü ve "Ergenekon" davası sanığı İbrahim Şahin hakkında yaptığı haberler nedeniyle TCK 285, TCK 288 ve Basın Kanunu’nun 11. maddesinden yargılandığı dava Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti davaya konu olan haberlerde kasıt ve suç unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek Saymaz’ın beraatine karar verdi.
Sizlerden alacağımız bilgiler ÇeTeLe ( http://www.antenna-tr.org/Sites.aspx?SiteID=14 ) tutmak ve Türkiye’deki ifade özgürlüğü pratiğini gözler önüne sermek için çok önemli. Bize ifade özgürlüğü davalarına ilişkin bilgi aktarımınızı bekliyoruz…
İfade özgürlüğü ile ilgili olaylara ilişkin haberleri (http://www.antenna-tr.org/sites.aspx?SiteID=29) takip edebilir ve haftalık bültene ulaşabilirsiniz.
İfade özgürlüğü ile ilgili olaylara ilişkin haberleri (http://www.antenna-tr.org/sites.aspx?SiteID=29) takip edebilir ve haftalık bültene ulaşabilirsiniz.
Kaynak: Antenna