Devlet bir kadın cinayetine daha seyirci kaldı. Boşanmak istediği kocası balyozla saldırdı, evini ateşe verdi, defalarca dövdü. Ancak başvurularına karşın genç kadını devlet korumadı. 42 yaşındaki Hülya Tazegül önceki akşam barışma teklifini kabul etmediği kocası tarafından vurularak öldürüldü.
Büyükçekmece Kumburgaz’da yaşayan 42 yaşındaki Hülya Tazegül gazetelerde dramını gördüğü Ayşe Paşalı’yla aynı acıları yaşıyordu. Aynı Ayşe Paşalı gibi kocası tarafından defalarca dövülmüştü. Onun gibi defalarca korunma talebiyle polise, savcılığa başvurmuştu. Ama ayrılmak istediği kocasının balyozla kapısına dayanmasına, evini yakmaya çalışmasına karşın korumaya alınmadı. Ayşe Paşalı’yı öldürmekten kocasına ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilince umutlanmış, kocasının peşini bırakabileceğini düşünmüştü. Ama öyle olmadı. Önceki akşam barışma teklifini kabul etmediği kocası tarafından vurularak öldürüldü.
Hülya Tazegül ve Turgay Tazegül 17 yıldır evliydi ve 16 yaşında Onur isminde bir çocukları vardı. Aslında mutlu bir evlilikleri hiç olmadı. Tesisat işinde çalışan Turgay Tazegül’ün alkol sorunu vardı ve uzun süredir çalışmıyordu. Evi atölyelerde çalışan Hülya Tazegül geçindiriyordu. Bunun için yıllarca farklı işlerde çalıştı, mantıcıda mantı sardı, tuhafiyede satış elemanıydı, evde ise dantel işleyip satıyordu. İş arkadaşlarına kocasından gördüğü şiddeti de anlatıyordu.
Koruma altına alınmadı
İki yıl önce boşanmak için dava açtı. Oğlu Onur ile birlikte bir ev tuttular. Yeni bir hayat kurmaya çalışıyorlardı. Ama Turgay Tazegül peşlerini bırakmadı. 2010 yılının ilk aylarında evlerinin kapısına dayandı ve Hülya Tazegül ve oğlu Onur’u feci şekilde dövdü. Bu sırada defalarca karakolluk oldular. Buna karşın 2010 Temmuz ayında yine konuşmak için geldiğini söyleyerek eve girdi ve yeniden boşanmak üzere olduğu eşi ile oğlunu dövdü. Bu süreçte Hülya Tazegül savcılığa, polise ve jandarmaya kocası hakkında defalarca şikâyette bulundu, tehdit mesajlarını gösterdi. Ancak koruma altına alınmadı.
18 Mart 2011’de ise koca tehdidini çok büyüten bir olay yaşanmıştı. Kocasının sürekli kapıya dayanması nedeniyle evlerini değiştiren Hülya Tazegül ve oğlu Onur’un yanında genç kadının annesi de vardı. O gece yaşananları Hülya Tazegül’ün ağabeyi İmran Çiftçi şöyle anlattı:
“Gece saat 02.00’de 10 kiloluk balyozla kapıyı kırmış. İçeri girmiş, içeride de annemlerin yattığı odanın kapısını kırmış. Tam çocuğunun kafasına indirirken, kız kardeşim tutmuş. Bocalamış, geri dönerek, kapının önündeki doğalgaz borusunu ateşe vermiş. 6 polis arkadaş geldi. ‘Yarın gidin şikâyetçi olun’ dediler. Sabah giderek şikâyetçi olduk. Ama hiçbir şey yapılmadı.”
Başına ve karın bölgesine isabet eden kurşunla öldü
Bu olaydan 3 gün sonra, 21 Mart’ta Hülya Tazegül, savcılığa giderek eşinden şikayetçi oldu. Gözaltına alınan Turgay Tazegül ifadesinin alınmasının ardından serbest kaldı.
Hülya Tazegül’ün emekli polis olan dayısı Fehmi Arslan da Büyükçekmece Emniyet Müdürlüğü’nü arayarak olanları anlatmış, koruma istemiş, onun çabası da fayda etmemişti.
Turgay Tazegül önceki akşam saat 21.30 sıralarında Hülya Tazegül’ün çalıştığı Kumburgaz’daki palaska atölyesinin önüne geldi. Bir arkadaşıyla birlikte işyerinden çıkan Hülya Tazegül’ün önünü kesen öfkeli koca, konuşmak istediğini söyledi. Ancak olumsuz yanıt alınca tabancayla ateş açtı. Hülya Tazegül başına ve karın bölgesine isabet eden kurşunla öldü. Turgay Tazegül ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Polis yetkilileri ise savcılığa yapılmış koruma talebi olmadığını öne sürdü.
"Bu nasıl devlettir"
Hülya Tazegül’ün annesi Tülay Çiftçi ise dün yaşananlara şöyle isyan etti: “Olay yerine gelen polisler bana ‘Anne’ diyordu. Bana neden anne diyorsunuz? Ben onlara önceden söylemiştim, bu adam bizi yakıp yıkıyor. O kadar şahidimiz var. O kadar dilekçe verdik. Neden bakmıyorsunuz? Neden müdafaa etmiyorsunuz? Benim evladım öldü. Benim acımı dindirecek misiniz? Ben şikâyetçiyim. Devlet nasıl devlettir? Göz göre göre geldi. Evi kundakladı, kapıyı kırmaya çalıştı. Cam kırık, kapı kırık. Bu kadınları hep öldürsünler de, bir erkekler mi kalsın?”
"Savcının ihmali"
Avukat Habibe Yılmaz Kayar, Hülya Tazegül’ün öldürülmesine yol açan devlet duyarsızlığı konusunda şöyle konuştu:
“Hâkimler koruma kararlarını vermede yetersiz kalıyor. Cumhuriyet Savcılığı’nın başvuru sonrasında derhal koruma kararı alması gerekirdi. Ayrıca bu kararın etkin olarak uygulanıp uygulanmadığının da denetlenmesi gerekiyor. Fiilen kadın şiddetten korunamadıysa burada devletin çok ciddi bir ihmali söz konusudur.”
Yasa Meclis’te
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Berna Görgülü ise Tazegül cinayeti konusunda şunları söyledi:
“Maalesef bu senaryoları tekrar tekrar yaşamamıza yasalardaki ciddi boşluklar neden oluyor. Yasalar kadınları korumakta yetersiz kalıyor. Yasadaki bu boşlukları giderecek çalışmaları Meclis gündemine sunduk. Fakat Meclis’in tatile girmesiyle birlikte, bir sonraki döneme kaldı.”
Paşalı davası kararı umut vermişti
Hülya Tazegül eşinin şiddeti altında ezilirken kader ortağı Ayşe Paşalı’nın davasında katil koca ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Bunun belki boşanma davası açtığı kocasını korkutabileceğini düşündü. Tazegül’ün ağabeyi İmran Çiftçi cinayetten sonra “Bizi Ayşe Paşalı’nın davasındaki karar rahatlattı. O olayı duyunca ben çok rahatlamıştım” diyecekti.
Mine Tuduk
Kaynak: Radikal