İnsan-insan olmayan canlılarla ilgili tavırları nasıl anlıyoruz?
Bu tür tavırlarından kaynaklanan rutin pratikleri nasıl anlıyoruz?
Tür ayrımcısı değerlerin sosyal olarak aktarılmasını nasıl anlıyoruz?
İnsanların diğer hayvanlara yönelik tavırları toplumsal olarak yapılandırılır, kurgulanır, bireyler tarafından yaygın bir biçimde içselleştirilirler ve kültürel olarak da kuşaklar boyunca aktarılırlar.
Milyarlarca hayvan kastî bir biçimde üretilip insanlar tarafından yeniyor, dünya çapında, her saniye ise binlerce hayvan sadece etleri için öldürülüyor. Ayrıca biyomedikal ve ticari laboratuarlarda üzerlerinde deneyler yapılıyor. Giysi parçaları olarak kullanılıyorlar. Avlanıp vuruluyorlar. İnsanlar eğlensin diye sirklerde, rodeolarda ve evcil hayvanlar olarak değişik şekillerde kendilerinden faydalanılıyor.
Bu tür davranışları meşrulaştıran ahlâki ve etik tavırlar yüzyıllara yayılmış felsefi, teolojik ve sosyal düşünce ve pratikler üzerinde şekillenmiştir.
“Duyguları olan eşya” şeklinde hukukta kodlanmış olan statüleri de güçlü hayvan refahçılığı kurumunda yansıtılıyor ve ifade ediliyor.
Ahlâki olarak insan türünden olmayan bireyler bütün insanlara kıyasla hem daha az önemli hem de daha az değerli kabul ediliyor, göreli kapasiteleri, ve kendi çıkarları hiç bir şekilde göz önüne alınmadan böyle kabul ediliyor.
Bir çok insan gibi insan türünden olmayan hayvanların da hakları rutin ve sistemik bir şekilde ihlâl ediliyor.
Diğer hayvanlara “daha az” statüsü veriliyor, bu statünün onlar için yıkıcı sonuçları var, bu statü ayrıca insanların diğer insanlara zarar vermek için kullandığı bir araç aynı zamanda. İnsanın insana verdiği zararla beraber, insanlıktan çıkarma ve kişiliğini ortadan kaldırma süreçleri de çoğu kez insan türünden olmayan yaşam formlarına yönelik düşük bir ahlâki çıtaya dayanıyor. Bu süreçler savaş eylemlerinde, soykırımlarda, toplumsal cinsiyet ve ırk ilişkilerinde, pornografinin üretiminde ve insan-insan türünden olmayan canlılar arası ilişkilerde var olan diğer durumlarda kendini ifade ediyor.
Modern insan toplumlarının diğer hayvanları sömürüp onlara zarar vermesinin sebepleri var. İnsanların insan türünden olmayan hayvanları sömürmesinin kaçınılmazlığı diye bir şey yok, bu sömürüyü yapmamızı açıklayan güçlü nedenler var.
Bu nedenleri anlamak için sosyal ilişkiler ile norm ve değerlerin kuşaktan kuşağa aktarılması konularının temel sosyolojik yorumunu bilmemiz gerekiyor.
nonhumanslavery.com
Çeviri: CemCB
Kaynak: Hayvan Özgürlüğü Hareketi ve Felsefesi