Cumartesi Anneleri, Anneler Günü öncesinde, çiçek koyacak bir mezarları olmadığını söyleyerek 319. oturma eylemlerinde konuşma yapmadı. Bu kez 17 yıl önce kaybedilen Mehmet Mustafa Günkan anıldı. Günkan'ın oğlu, babasını kaybeden askerlerin bilindiğini ancak hesap sorulmadığını söyledi.
319. kez Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri, 18 Ağustos 1994'te Diyarbakır'da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Mustafa Günkan'ın kaybedilişini kamuoyu ile paylaştılar.
"Çiçek bırakacak bir mezarları olmadığı için" konuşma yapmayan anneler adına okunan basın açıklamasında Mehmet Mustafa Günkan'ın Bolu Dağ Komando Tugayı yetkilileri tarafından helikopterden atıldığı iddia edildi.
Anneler sessizdi
08 Mayıs Anneler Günü nedeniyle annelerin konuşma yapmadığı oturma eyleminde yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Yönetenler her yıl olduğu gibi yarın da 'anneliğin öneminden ve kutsallığından' bahsedecekler.
Galatasaray Meydanı'nda gözaltında kaybedilmiş evlatlarını, sevdiklerini arayan Cumartesi Anneleri'ni yine görmeyecekler.
Onların yıllardır adalet arayan taleplerine yine kulak vermeyecekler.
Onların çiçek koyacak bir mezarlarının olmasını çok görecekler.
Bizler Cumartesi Anneleri olarak, 16 yıldır bu meydanda taleplerimize kulak verilmediği için, gözaltında kaybedilen çocuklarımızın, sevdiklerimizin akıbeti karanlıkta bırakıldığı için, isimleri dava dosyalarında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında geçen sorumlular yargılanmadığı için, çiçek bırakacak bir mezarımız olmadığı için, adalet tecelli etmediği için, anneler gününü kutlamıyoruz."
"Jandarma Akçayurt'u ateşe verdi"
Diyarbakır'ın Hani ilçesine bağlı Akçayurt Köyü muhtarı Mehmet Mustafa Günkan'ın köye baskın yapan Bolu Dağ Komando Tugayı'na bağlı askerler tarafından kaybedilişinin üstünden 17 yıl geçti.
319. kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, bu hafta Mehmet Mustafa Günkan'ın kaybedilişini kamuoyu ile paylaştılar.
Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
* 13 Haziran 1994'te Akçayurt Köyü yakınlarında çatışma çıktı ve sabaha karşı jandarma tarafından köy yakıldı.
* Olay sonrası jandarma köylüleri köy meydanına toplayarak köyü boşaltmalarını söyledi.
* Hiç bir gerekçe gösterilmeden Günkan ve üç köylü gözaltına alındı.
Helikopterden atıldığı iddia edildi
* Bir hafta sonra serbest bırakılan Mehmet Mustafa Günkan, ailesiyle birlikte Kaledibi Köyü'ne göç etti. Ardından Ankara'ya giderek İnsan Hakları Derneği'ne (İHD) başvurdu. Bir televizyon kanalına çıkarak yaşadıkları haksızlığı anlattı.
* Birkaç hafta sonra, 18 Ağustos 1994'te oğlu Heybet Günkan ile kahvede otururken Hakan isimli bir astsubay tarafından Topçular Jandarma Karakolu'na çağrıldı.
* Karakola gittikten bir süre sonra binadan çıkarılarak askeri bir helikoptere bindirildi. Bu olay hem oğlu, hem de köylüler tarafından görüldü. O günden beri Mehmet Mustafa Günkan'dan haber alınamadı.
* 2001'de Fehmi, Abdullah ve Hayriye Demir isimli köylüler tanıklıklarını anlattılar. Tanıklar, Günkan'ın Diyarbakır yakınında operasyon yürüten Bolu Dağ Komando Tugayı tarafından helikoptere bindirildiğini ve helikopter uzaklaşırken bir kişinin aşağıya atıldığını gördüklerini söylediler.
Oğul Günkan: Hakan astsubayı bulmak bu kadar mı zor?
Mehmet Mustafa Günkan'ın oğlu Mehmet Ali Günkan yaptığı konuşmada yaşadıklarını ve babasının kaybediliş sürecin şu sözlerle anlattı:
* Bizim köyümüz basıldığı zaman ben 13 yaşındaydım. Köyü basan askerler insanlara işkence ettiler. İnsanlar canlı canlı ateşe atıldı.
* Babam köy muhtarıydı. Yaşananlara dayanamayıp İHD'ye başvurdu ve televizyonda bir konuşma yaptı. Ardından babamı Topçular karakoluna götürdüler. Babamı karakola götüren Hakan astsubayı bir daha göremedik.
* Altı ay sonra Melen çayında bir ceset bulundu. Bu ceset tanınmayacak hale gelmişti. Topçular Karakolu'ndaki askerler sabaha karşı, bizim ve avukatlarımızın haberi olmadan bu cesedi ve cesedin temas ettiği toprağı da götürdüler.
* Yaptıkları açıklamada DNA testine götürdüklerini söylediler. Fakat araştırdığımız zaman öğrendik ki, savcılığın böyle bir olaydan haberi yok.
* Biz 17 yıldır dağlarda kemik arıyoruz. Başbakan'a sesleniyorum: 1994'te o karakolda görev yapan Hakan astsubayı bulmak bu kadar mı zor?
Kaynak: Bianet