15 Mayıs 2011 Pazar

Kimse asker doğmaz



Bugün 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü. Türkiye’de vicdani reddini açıklayanların sayısı giderek artıyor. Barış İçin Vicdani Ret Platformu’nun verdiği bilgilere göre, vicdani reddini ilk açıklayan Tayfun Gönül’den (1989) bu yana 25’i kadın 125 kişi vicdani reddini açıkladı. Geçtiğimiz yıldan bu yana hızla gelişen Kürt Vicdani Ret Hareketi’nde ise bugüne kadar 400’e yakın kişinin vicdani reddini açıkladığı belirtiliyor. Bu vicdani retçilerin 40’ını kadınlar oluşturuyor.

Vicdani retçilerin sayısı hızla artsa da, devlet vicdani ret gerçeğini görmezden gelmeyi sürdürüyor. Türkiye, bugün Avrupa Konseyi’ne üye 47 ülke içinde yurttaşlarına vicdani ret hakkını tanımayan iki ülkeden biri (diğer ülke Azerbaycan). Türkiye’de vicdani retçiler hala “emre itaatsizlik”, “halkı askerlikten soğutmak” gibi suçlamalarla yargılanıyor, tutuklanıyor. Vicdani retçi İnan Süver, halen İzmir’de cezaevinde. Vicdani retçi Halil Savcı hakkında ise kesinleşmiş ve para cezasına çevrilemeyen bir mahkûmiyet kararı var. Son olarak aralarında Savda’nın da bulunduğu 5 kişi, 21 Nisan’da Eskişehir’de “Halkı askerlikten soğutmak” suçlamasıyla yargı önüne çıktı. Suçlamaya gerekçe gösterilen ifadelerden biri, “Herkes bebek doğar, kimse asker doğmaz” sloganıydı!

Tüm bu gerçekler ışığında, Barış İçin Vicdani Ret Platformu’ndan Oğuz Sönmez, Kürt Vicdani Ret Hareketi’nden Ahmet Demirsoy ve kadın vicdani retçi İnci Ağlagül ile vicdani reddi, anti-militarizmi ve Türkiye’nin bu konudaki ısrarlı tavrını konuştuk:

SİVİL İDARE ASKERLERE BAKIYOR

Oğuz Sönmez (Barış İçin Vicdani Ret Platformu): Bırakın vicdani ret hakkını tanımayı, dünyada ve Avrupa’da artık zorunlu askerlik sistemi kalkıyor. Avrupa’da zorunlu askerlik sistemini uygulayan 3-5 ülke kaldı, ama Türkiye hala direniyor. 2009’dan bu yana orduda bir profesyonelleşme süreci başladı. Bunun nedeni, savaşta ölen askerlerin ailelerinden gelen yoğun tepki ve isyanlardı. Böyle bir geçiş var, ama bu geçiş nasıl olacak, zorunlu askerlik ne zaman kalkacak, vicdani ret hakkı ne zaman tanınacak, bu belirsiz. Bizde sivil idare hala askerlerin ağzına bakıyor, askerler ne derse o oluyor. Askerin buna izin vermediğini ve sivil idarenin de bu yüzden adım atmadığını görüyoruz.

MİLİTARİZM HER YERDE

İnci Ağlagül (Kadın vicdani retçi): Kadınların neden vicdani reddini açıkladığını anlamak için öncelikle militarizmi anlamak gerekiyor. Militarizm sadece zorunlu askerlik üzerinden değerlendirilirse bu konuyu anlamak daha zor. Militarizm yalnızca askerlikle sınırlı bir kavram değil, eğitimden toplumsal yaşama, aile yapısından üretim sektörüne kadar hayatın her alanına yansıyor. Kadınlar zorunlu askerlik konusundan dolaylı etkileniyorlar, ama bunun dışındaki tüm konulardan, özellikle de savaşlardan doğrudan etkileniyorlar. Ben son zamanlarda sivil görünen militarist anlayışın da giderek yayıldığını düşünüyorum. Kadınların vicdani reddi bu bakımdan büyük önem taşıyor.

İNAN SÜVER HAPİSTE!

Halil Savda (Barış İçin Vicdani Ret Platformu): 15 Mayıs’ı vicdani retçi İnan Süver’in hala cezaevinde olduğu bir ortamda kutluyoruz. Hala bir vicdani retçinin öldürmeyi reddettiği için hapis yatması, Türkiye için insan hakları açısından bir utanç kaynağıdır. Vicdani retçiler üzerindeki baskılar hala sürüyor. Vicdani retçilere ağır cezalar veriliyor. Bu cezaların en somut kaynağı da “Halkı askerlikten soğutma” denilen TCK 318. madde. Ben ve 4 arkadaşım bir basın açıklamasında ‘herkes bebek doğar’ dediğimiz için yargılanıyoruz. Bir kere daha söylüyoruz: Herkes bebek doğar, kimse asker doğmaz!

Ahmet Demirsoy (Kürt Vicdani Ret Hareketi): Türkiye’de savaş devam ediyor, her gün Kürt gençlerinin cenazeleri geliyor. Gerilla cenazeleri kimyasal maddelerle parçalanmış biçimde geliyor. Dolayısıyla biz, bu insanlık dışı muameleler nedeniyle TSK’ya karşı tavır aldık ve askerlik yapmayacağımızı ifade ettik. Ama Türkiye’de vicdani ret hareketi maalesef çok etkili ve belirleyici değil, vicdani reddini açıklayanların sayısında artış var, ama yeterli değil.

SEVGİM DENİZALTI
Kaynak: Birgün