İzmir Barosu, Kütahya'da meydana gelen siyanür faciasını yargıya taşıdı, sorumlular hakkında "çevrenin taksirle kirlenmesi" suçundan dava açılması istendi. İMO "Özel şirketlerin elinde bir silaha dönüşen siyanürle maden aramalarına son verilsin" talebinde bulundu.
Kütahya'da Eti Gümüş Madencilik Şirketi'ne ait işletmedeki siyanür atık dolu barajda setlerin yıkılmasının yarattığı tehlike devam ederken, konu İzmir Barosu tarafından yargıya taşındı. İzmir Barosu, Kütahya Başsavcılığı'na iletilmek üzere İzmir Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Dilekçede, Eti Gümüş Şirketi'nin yetkilileriyle Kütahya Valisi, Tavşanlı Kaymakamı ve Çevre ve Orman Bakanlığı yetkililerinin yargılanması istendi.
Suç duyurusunda, şüphelilerin, "çevrenin taksirle kirlenmesi, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması, görevi kötüye kullanma ve kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçlarını işledikleri belirtildi.
İzmir Barosu, savcılığın bölgeye ayrıca Ortadoğu Teknik, Dokuz Eylül ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin inşaat ve metalürji bölümleriyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Sağlığı görevlilerinden oluşan bir bilirkişi heyetinin de acilen bölgeye göndermesini istedi.
SİYANÜRLÜ MADEN ARAMALARINA SON VERİLSİN
İnşaat Mühendisleri Odası, (İMO) ise Eti Gümüş A.Ş'ye ait maden işletmesinde meydana gelen baraj setinin çökmesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Özel şirketlerin elinde bir silaha dönüşen siyanürle maden aramalarına son verilsin" talebinde bulundu. İMO, "Kütahya'da Eti Gümüş A. Ş.'de yaşananlar ülkemizde siyanürle maden üretimine devam edildiği ve maden işletmeleri özelleştirildiği sürece sürekli bu gibi felaketlerle karşı karşıya kalacağımızı göstermiştir" dedi.
BAŞKA YERLER DE VAR
Bergama, Uşak, Erzincan, Gümüşhane ve daha başka bölgede siyanürle maden araması ve üretimi devam ettiğini kaydeden İMO, "Siyanürle maden aramanın her an büyük felaketlere gebe olduğunun bilinmesine rağmen bu işletmelerin bir de özel sermayeye devredilmesi riskin boyutlarını arttırmaktadır. 2003 yılında özelleştirilen Eti Gümüş A.Ş'nin, gerekli önlemleri almadan üretim kapasitesini iki katına çıkarması bu kaygının ne kadar yerinde olduğunun bir göstergesidir" dedi.
BARAJIN YAPIM SÜRECİNDE NELER GÖZARDI EDİLDİ
Baraj setlerinin neden yıkıldığı, yapım sürecinde göz ardı edilen eksikliklerin neler olduğu, setlerin yapımında üretim sürecinin denetlenip denetlenmediği sorularının acilen cevaplanması gerektiğini belirten Oda, "Tüm tehlikeli atık depolama tesisleri bu çerçevede uzmanlar ve bilim insanları tarafından incelemeye tabi tutulmalı ve inceleme sonucuna göre eksikleri giderilmeden üretim yapmalarına müsaade edilmemelidir.
İnsan hayatına, doğaya, çevreye büyük boyutlarda zarar veren siyanür kullanımı denetlenmeyen özel şirketlerin elinde bir silaha dönüşmektedir. Maden arama ve üretiminde siyanür kullanımını yasaklamayan, denetlemeyen ve gerekli önlemleri almayan siyasi iktidar olası bir felaketten sorumlu olacaktır" dedi.
Kaynak: Emekdunyasi.net
Suç duyurusunda, şüphelilerin, "çevrenin taksirle kirlenmesi, genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması, görevi kötüye kullanma ve kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçlarını işledikleri belirtildi.
İzmir Barosu, savcılığın bölgeye ayrıca Ortadoğu Teknik, Dokuz Eylül ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin inşaat ve metalürji bölümleriyle Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Sağlığı görevlilerinden oluşan bir bilirkişi heyetinin de acilen bölgeye göndermesini istedi.
SİYANÜRLÜ MADEN ARAMALARINA SON VERİLSİN
İnşaat Mühendisleri Odası, (İMO) ise Eti Gümüş A.Ş'ye ait maden işletmesinde meydana gelen baraj setinin çökmesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Özel şirketlerin elinde bir silaha dönüşen siyanürle maden aramalarına son verilsin" talebinde bulundu. İMO, "Kütahya'da Eti Gümüş A. Ş.'de yaşananlar ülkemizde siyanürle maden üretimine devam edildiği ve maden işletmeleri özelleştirildiği sürece sürekli bu gibi felaketlerle karşı karşıya kalacağımızı göstermiştir" dedi.
BAŞKA YERLER DE VAR
Bergama, Uşak, Erzincan, Gümüşhane ve daha başka bölgede siyanürle maden araması ve üretimi devam ettiğini kaydeden İMO, "Siyanürle maden aramanın her an büyük felaketlere gebe olduğunun bilinmesine rağmen bu işletmelerin bir de özel sermayeye devredilmesi riskin boyutlarını arttırmaktadır. 2003 yılında özelleştirilen Eti Gümüş A.Ş'nin, gerekli önlemleri almadan üretim kapasitesini iki katına çıkarması bu kaygının ne kadar yerinde olduğunun bir göstergesidir" dedi.
BARAJIN YAPIM SÜRECİNDE NELER GÖZARDI EDİLDİ
Baraj setlerinin neden yıkıldığı, yapım sürecinde göz ardı edilen eksikliklerin neler olduğu, setlerin yapımında üretim sürecinin denetlenip denetlenmediği sorularının acilen cevaplanması gerektiğini belirten Oda, "Tüm tehlikeli atık depolama tesisleri bu çerçevede uzmanlar ve bilim insanları tarafından incelemeye tabi tutulmalı ve inceleme sonucuna göre eksikleri giderilmeden üretim yapmalarına müsaade edilmemelidir.
İnsan hayatına, doğaya, çevreye büyük boyutlarda zarar veren siyanür kullanımı denetlenmeyen özel şirketlerin elinde bir silaha dönüşmektedir. Maden arama ve üretiminde siyanür kullanımını yasaklamayan, denetlemeyen ve gerekli önlemleri almayan siyasi iktidar olası bir felaketten sorumlu olacaktır" dedi.
Kaynak: Emekdunyasi.net