2 Aralık 2011 Cuma

Yılda bin işçi iş cinayetinde ölüyor

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, Türkiye'nin iş cinayetlerinde Avrupa'da 1'nci, dünyada 3'ncü sırada yer aldığını belirterek, "İş kazalarının yüzde 98'i, meslek hastalıklarının da yüzde 100'ü önlenebilir. Önlenebilir oldukları halde gerçekleştiği için bunları 'iş cinayeti' ve 'kar hastalığı' olarak tanımlamak gerekir" dedi.

DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipleri Birliği'nin İnşaat Mühendisleri Odası Konferans Salonu'nda düzenlediği "İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kongresi" başladı.

Kongrenin açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün, işçi sağlığı ve güvenliği konusunun, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de işçi sınıfının en temel sorunları arasında yer aldığını söyledi.

Görgün, her yıl azımsanmayacak sayıda insanın, çok rahatlıkla engellenebilecek ve hukuken de engellenmesi zorunlu olan iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle sağlıklarını ve yaşamlarını yitirdiklerini belirtti.

Görgün, şöyle konuştu: "Türkiye'de işçi sağlığı ve güvenliği sistemi çökmüş durumdadır. Ülkemiz ölümlü iş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu utanç verici bir tablodur. Resmi istatistiklere göre Türkiye'de her yıl ortalama 75 bin iş kazası yaşanmakta, her yıl binden fazla işçi yaşamını yitirmektedir. Kayıt dışı çalışan işçilerin yaşadıkları iş kazaları istatistiklere hiç girmediği gibi kayıtlı işçilerin geçirdikleri kazaların bir çoğu da bildirilmemekte ve hasır altı edilmektedir. Meslek hastalıklarında ise trajikomik bir durum söz konusudur. Türkiye'de meslek hastalıklarının neredeyse tamamı hasır altı edilmektedir. İş kazalarının yüzde 98'i, meslek hastalıklarının da yüzde 100'ü önlenebilir. Önlenebilir oldukları halde gerçekleştiği için bunları 'iş cinayeti' ve 'kar hastalığı' olarak tanımlamak gerekir."

'ÖNLEM ALMAK KAMUSAL BİR SORUMLULUK'

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı da çalışma hakkının temel insani bir hak olduğunu belirterek, ancak bu hakkın ağır çalışma koşullarında, kaza riski ile burun buruna bir durumda tek başına kullanılmasının hiçbir anlam ifade etmediğini söyledi.

Çalışanın beden bütünlüğü ve sağlığını bozacak etkilerden iş yerinin arındırılmasının çalışanlar açısından bir hak olduğunu ifade eden Soğancı, bunun kamusal bir sorumluluk olduğunu ve bu nedenle devletin de bu hakkın korunmasında ve kullanılmasında asli sorumluluğu üstlenmesi gerektiğini dile getirdi.

Kaynak: ETHA