Adalet Bakanlığı'na göre Türkiye'de cezaevlerinde yaklaşık 128 bin kişi var. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Zafer Kıraç cezaevlerinin aşırı doluluğunun nedenlerini ve sonuçlarını bianet'e yorumladı.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü'nün istatistikleri Türkiye'de 2011 kasım sonu itibarıyla tüm ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü, hükmen tutuklu ve tutuklu sayısının 127 bin 831 kişi olduğunu gösteriyor.
Kasım sonu itibarıyla 127 bin 831 olarak açıklanan cezaevindeki insanların sayısı bir ay önce 127 bin 74 kişiydi; yani, kasımda Türkiye'de 757 kişi daha cezaevine girdi. Cezaevlerinde eylülde 126 bin 657 kişi, ağustosta 124 bin 589 kişi vardı. Ekim 2010-2011 arasında 6733 kişi cezaevine girdi.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nden Zafer Kıraç tutuklu sayısının artmasını öncelikle 2005'te değişen ceza yasasına bağlıyor.
"Yasanın değişmesinden önce mahkumlar cezanın dörtte ikisini yatarken, şimdi beşte üçünü yatıyor. Değişiklik sonrası tahliyeler azaldı.
"Mesela töre cinayetlerinde eskiden sadece suçu işleyen çocuk içeri alınıyordu, şimdi cinayetin işlenmesine birlikte karar verdikleri için aile alınıyor. Hem çocuk yatıyor yıllarca hem de bir sürü insan içeri giriyor birlikte karar verdikleri için."
Mahkum ve yatak sayıları çok farklı
Zafer Kıraç'ın cezaevlerinin kapasitelerinin üstünde dolu olmasının nedenleri ve sonuçlarına ilişkin saptamaları ana hatlarıyla şöyle:
* Toplam yatak kapasitesi 80-85 bin, insan sayısı ise yaklaşık 128 bin. Bu tolare edilebilir bir fark değil. Birçok cezaevinde, vardiya sistemiyle yatılıyor. Bu artık kötü muameleye giriyor.
* Kapasite üstüne çıkılınca mahkumların ortak alanları kullanma şansı azalıyor. Haftada bir resim atölyesine çıkabiliyorsa, yirmi günde bire düşüyor ya da tümden kaldırılıyor.
* Doluluk nedeniyle bazı ortak alanlar kapatılıp koğuşa dönüştürülüyor.
* Kalabalık yemeklerin kalitesini etkiliyor. Şu anda üç öğün dört buçuk liraya beslenebilecek bir hesap var, ki biz bunun sekiz lira olmasını istiyoruz. Kapasite üstü olduğunda da yasal yükümlülük olarak besin değerlerine uyulmaya çalışılıyor, ancak lezzet değeri çok düşüyor. Çünkü mutfak malzemesi değişmiyor, aynı tencerede o kadar yemek pişirilmeye çalışılıyor.
* Aşırı doluluk intiharlara neden olabiliyor. Ortak alana çıkamayan, yerde yatan kişiler daha çabuk bunalıyor, bu kötü koşullar hayattan kopmasına, dışarı çıksa bile tekrar içeri girebilecek bir eylem yapmasına yol açıyor.
* Davalarda bir sonraki duruşmayı üç ay sonraya veriyorlar. Uzun tutukluluk süreleri de cezaevlerindeki doluluğun nedenlerinden biri.
Cezaevi verileri
Kasım 2011 verilerine göre yaklaşık 128 bin kişinin 120.984'ü erkek, 4530'u kadın, 2317'si ise çocuk. Bu kişilerin 36 bin 462'si tutuklu, 17 bin 950 kişi hükmen tutuklu, 73 bin 419 kişi de hükümlü.
Bu kişilerin 15 bin 662'si adli nedenlerle; 8 bin 190'ı terör, 2 bin 322'si çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak suçlamalarıyla cezaevinde bulunuyor. Adalet Bakanlığı'nın verilerinde 1657 kişinin ise suç grubunun bilinmediği gözüküyor.
Adalet Bakanlığı'nın istatistikleri için tıklayınız.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği'nin istatistikleri için tıklayınız.
Kaynak: Bianet