Karısına şiddet uygulayan kocaya müdahale ettiği için ceza alan hukuk asistanı Cenk Yiğiter, Adalet Bakanlığı'na Kanun Yararına Bozma yolunu işletmesi için başvuruda bulundu. Yiğiter, "Eğer bakanlık kararı bozmazsa, temyize gitmek için suç işlemek zorunda kalacağım" diyor.
Ankara'da karısına şiddet uygulayan kocaya müdahale ettiği için üç ay 10 gün hapis cezası alan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi araştırma görevlilerinden Cenk Yiğiter, Adalet Bakanlığı'na başvurdu.
Yiğiter'in ceza hükmünün açıklanması ileriye bırakılmıştı. Bu durumda temyize gidemediği için Yiğiter, Adalet Bakanlığı'na Kanun Yararına Bozma yolunu işletmesi için başvurdu.
Daha önce de Adalet Bakanlığı'na bu yolun işletilmesi için bir kanun değişikliği önerisinde bulunan Yiğiter, Bakanlıktan "konuyu gündemlerine almayacaklarını" söyleyen bir e-posta aldığını söyledi.
Yiğiter, bakanlık kararı bozma yolunu işletmezse, kararı Yargıtay önüne getirebilmenin tek yolunun denetimli serbestlik koşullarını ihlal ederek hükmün açıklanmasını sağlamak olduğunu, bunun da yeni bir suç işlemek anlamına geldiğini belirtti, "Eğer Adalet Bakanlığı kanun yararına bozmayı işletmezse kararın temyize gitmesi için suç işlemek zorunda kalacağım" dedi.
Başvuruda, Kanun Yararına Bozma yolunun aşağıdaki nedenlerden dolayı işletilmesi gerektiği belirtiliyor:
* Karısına, Yiğiter'e ve Mertcan'a şiddet uygulayan kocaya haksız tahrik indirimi uygulandı.
* Şiddet mağduru kadın, olay yerine yeğenini çağırdığı için suçu azmettirmekten ceza 11 ay ceza aldı. Mahkemenin bu konudaki yorumuna göre, koca Yiğiter'i öldürseydi, şiddete maruz kalan kadının öldürmeye azmettirmekten ceza alması gerekecekti.
* Adli tıp raporlarında kocaya yönelen hamlelerinin meşru savunma sınırları içerisinde kaldığı belirtilse de, karar verilirken meşru savunma hali göz önünde bulundurulmadı.
* Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı için gerekli koşullar oluşmadı. Mahkemede müdahil sanıklara hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep edip etmediklerinin sorulmamasının yanısıra, CMK 231'e göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi için; mağdurların ve kamunun uğradığı zararın giderilmiş olması şartı var. Ancak mahkeme, şikayetçilerin ve kamunun uğradığı zararı araştırmadı.
* Mahkeme gerekli soruşturmayı yürütmedi, tüm delilleri toplamadı. Davanın ilk duruşması hakim raporlu olduğu için başka bir hakim ve mahkeme tarafından vekaleten görüldü. İkinci duruşmada ise kendilerine tebligat ulaşmadığı için duruşmaya gelemeyen tanıklar dinlenemedi. 15 dakika süren mahkemede, Yiğiter'in avukatının sunduğu yazılı savunma beyanı incelenmeden karar açıklandı.
Başvuruda, "Kadına Yönelik Şiddete Yargı Vizesi" olarak basına yansıyan kararın kamu vicdanını zedelediği de ifade ediliyor ve iç hukuk yolları tükendiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidileceği belirtiliyor.
Daha önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan, Adalet Bakanlığı'na Kanun Yararına Bozma yolunu işletmesi için çağrıda bulunulmuş, Bakanlık konuyla ilgileneceğini söylemişti. Ayrıca 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde Adalet Bakanlığı'na topluca faks gönderilmişti.
Yiğiter, Barış ve Demokrasi Partisi milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sırrı Süreyya Önder ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Ali Rıza Öztürk'ün konuyu meclis gündemine getireceklerini söylediğini ifade etti.
Kaynak: Bianet