25 Aralık 2011 Pazar

Doğaya ve yaşam alanlarına sahip çıkanlar

2011, geçen yıl olduğu gibi yaşam alanı savunucularının yoğun mücadelelerine sahne oldu. HES'lerin yaygınlaşmasıyla mücadele de yaygınlaşırken, köylülerin direngen tutumu, hukuki mücadelenin de etkisiyle pek çok HES inşaatını da durdurdu. HES'lere karşı mücadele, termik santral yapılmak istenen bölgelerdeki halka da ilham kaynağı oldu.



Hidroelektrik Santral projeleri, halkın tepkisine, uzmanların uyarılarına rağmen bu yıl da devam etti. Dereleri kurutan, bölgedeki hayvanların yaşam alanlarını yok eden, insanları göçe zorlayan HES'lerdeki ısrar, halkın mücadelesini bitirmedi, aksine mücadele daha da güçlendi, yaygınlaştı. Mücadele eden köylülerin sayısı geçen yıla göre artarken, HES inşaatları, halkın iş makinelerini sokmamak için yaptığı direngen ve kararlı eylemlere sahne oldu. Hukuki mücadelelerin hemen hepsinden de kazanım elde edildi. 2011, sadece HES'lere karşı değil, doğayı tahrip eden bütün enerji santrallerine karşı isyanın yaygınlaştığı bir yıl oldu. Rize Senoz, Dersim Peri Suyu, Erzurum Tortum, Kastamonu Cide Loç Vadisi, Antalya Akseki, Trabzon Solaklı, Sinop Gerze; hidroelektrik santrallere, termik santrallere, barajlara karşı yaşam alanlarını savunanların direnişleriyle gündemimize geldi.

AKP Hükümeti'nin programında, suyun ticarileştirilmesinde bir adım olarak görülen toplam 1215 HES projesi bulunuyor. 230 HES'in inşaatı devam ederken, planlama aşamasında olan santrallerle birlikte ülke genelindeki HES sayı 2 bin'i buluyor. HES projelerinin önemli bölümü Karadeniz'de. En fazla tartışılan vadiler Artvin Macahel, Part, Rize Salarha, İkizdere, Şenöz, Güneysu, Hemşin, Trabzon Çamlıhemşin, Fındıklı, Solaklı, Muğla Yuvarlak Çay ve Erzurum Tortum...

Hidroelektrik Santrallere (HES) karşı sürdürülen hukuksal mücadelede, mahkemeler onlarca yürütmeyi durdurma kararları verdi. Buna gerekçe olarak ise bilimsel olarak tayin edilmiş bir can suyu bırakılmamasını gösterdi. Son iki hafta içerisinde Antalya, Erzincan, Giresun, Trabzon ve Rize'de toplam 9 HES projesi için durdurma ve iptal kararları verildi.

170 HES projesinin bulunduğu Trabzon'dan ise ilk iptal kararı geldi. Trabzon'un Tonya İlçesi'ndeki Fol Deresi üzerinde yapılması planlanan Çamlı Regülatörü ve HES projesi için valiliğin verdiği "ÇED gerekli değildir" kararı, Trabzon İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. İdare Mahkemesi'nin kararında, daha önce verilen 'yürütmeyi durdurma' kararının ardından bölgede yapılan bilirkişi incelemesi raporuna da yer verilerek; Çamlı Regülatörü ve HES projesinin çevreye olumsuz etkilerinin olduğu vurgulandı.

HALKIN DİRENİŞİ HES'LERE BARİKAT

Hukuki mücadelenin yanı sıra, fiili mücadele de kararlı bir şekilde sürdürüldü. Sermayenin doğaya yönelik sınırsız saldırısı, köylülerin güçlü direnişi ile karşılandı. Köylülerin ve çevrecilerin mücadelesi, protestocu zihniyeti aşarak, yer yer kitle şiddetini de içeren bir harekete dönüştü.

Erzurum'un Tortum İlçesi'ndeki eylemler, bu mücadelenin öne çıkanlarından oldu. Belediye ve belde belediye başkanlarının AKP'li olduğu bölgede, özellikle kadınlar sadece hidroelektrik santral kurmak isteyen şirkete değil, jandarmaya karşı da direndi. Halk, jandarma coplarının, kalkanlarının üzerine yürüdü. HES'çileri ve jandarmayı taşladı, barikat oldu.

Trabzon'da HES'çilere karşı Solaklı Vadisi halkının direnişi aynı zamanda kazanım da getirdi. Solaklı Vadisi'ndeki Karaçam ve Köknar köylerinde, HES'çi Bugato şirketinin araçlarına karşı günlerce vadinin girişinde nöbet tutan köylüler şirkete geri adım attırdı. 3 Kasım'da başlayan direniş ertesi güne kadar jandarma ve polisin müdahalesiyle kırılmaya çalışılsa da, HES'çi şirket çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı.

İplerin koptuğu yer Sinop'un Gerze İlçesi oldu. Gerzelilerin termik santrala karşı yürüttüğü mücadele, santralcilerin önlerini kesmesi, şirket araçlarının geçişini engellemek için gece gündüz nöbet tutmasına bir de şirket araçlarını ateşe vererek yakması eklenince, kitle şiddetinin meşruluğu diğer mücadelelere örnek oldu.

Bu mücadele karşısında sermaye sınıfı ve onun temsilcisi AKP, en iyi bildiği yöntemi uyguladı. Yargı eliyle hareket bastırılmaya çalışıldı. Yaşam alanı savunucuları gözaltına alındı, tutuklandı, haklarında dava açıldı. Bunlardan en çok hatırlanacak olan; Erzurum'da HES karşıtı eyleme katılan 17 yaşındaki genç kadına mahkeme tarafından HES alanlarına girme ve HES'lere karşı eylem yapan kişilerle görüşme yasağı getirilmesi. Sinop'un Gerze ilçesinde kurulması planlanan termik santrale karşı mücadele eden Volkan Özcan adlı genç ise 3,5 aylık tutukluluğun ardından 2011'in son günlerinde tahliye edildi.

HES'LERE KADIN İSYANI

HES'lere ve termik santrallere karşı mücadeleye, başlarında yazmaları, bellerinde peştamalları, ellerinde değnekleri ile en önde mücadele eden kadınlar damgasını vurdu. Gürgenli nine, Hemşinli Seher teyze, Gerzeli Fikriye nine, yaşamlarına, sularına, çayına, fındığına sahip çıkmak için şirketleri vadilerinden kovdu, iş makinelerinin üzerine bastonları ile yürüdü. Yaşamın merkezinde duran kadınlar, sermayenin yıkımına karşı yaşam alanlarını savunmak için de mücadelenin en önünde yer aldı.

Erzurum'un Tortum ilçesine bağlı Bağbaşı beldesinde köylerine yapılmak istenen HES inşaatına karşı direnen halkın öncülüğünü kadınlar yaptı. 27 Eylül 2011 tarihinde, şirket araçlarının önünü kesen Tortumlulara yapılan jandarma saldırısına taşlarla karşılık veren 60 yaşındaki Naciye Elmacı da bu mücadelede kadınların kararlılığını gösterdi. Bu eylemin ardından Bağbaşı Belediye Başkanı Karabey Eroğlu, bir dilekçe yazarak AKP'den istifa ettiğini açıkladı. Eroğlu, Belediye Meclisinin 9 AKP'li üyesiyle birlikte partisinden istifa etti.

Gerzelilerin üç yıl önce başlattıkları mücadeleye de özellikle Yaykıl'ın köylü kadınlarını öncülük ediyor. Yaykıllılar, üç aydır köyün girişine kurdukları çadırda nöbet tutuyor ve şirketi köye sokmuyor. Hayatları boyunca polisle karşı karşıya gelmemiş bu kadın ve erkekleri bu kadar direngen ve mücadeleci kılan tek bir şey vardı. Yaykıl köylüsü kadınların da söyledikleri gibi: Yaşam alanlarını savunuyorlar.

Kaynak: ETHA