Ayşe Gül Altınay, vicdani ret hakkının tanınması yönündeki yasa teklifinin TBMM'de gündeme alınmasını önemli bulduğunu, ancak tek başına vicdani ret hakkının tanınmasının toplumun militarizmden uzaklaşması için yeterli olmayacağını söyledi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in vicdani ret hakkının tanınması yönünde verdiği yasa teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Savunma Komisyonu tarafından gündeme alınmasını Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Ayşe Gül Altınay değerlendirdi.
Tuncel'in vicdani ret hakkının tanınması yönünde yasa teklifi vermesini de bu teklifin TBMM Milli Savunma Komisyonu tarafından kabul edilerek gündeme alınmasını da olumlu bulduğunu söyleyen Altınay, vicdani reddin hak olarak tanınması durumunda, bu adımın sivilleşme açısından son derece önemli olacağını ancak bu adımın toplumun militarist yapısından uzaklaşması için yeterli olmayacağı görüşünde.
"'Asker toplum'da 1 milyon asker kaçağı"
"Asker toplum" olduğu söylenen Türkiye'de 1 milyon asker kaçağı olmasının askerliğin bir tabu olmaktan çıktığını toplum nezdinde gösterdiğini vurgulayan Ayşe Gül Altınay, zorunlu askerliği, Türkiye toplumunu militarize eden devlet ve vatandaşlık pratiği olarak tanımladı ve vatandaşlığın askerlik ekseninde değerlendirilmesini eleştirdi.
"Askerlik yapmanın birinci sınıf vatandaşlıkla eşitlenmesi, erkekliğin askerlik üzerinden tanımlanması, hem toplumu militarize ediyor hem de devleti erkekleştiriyor."
Zorunlu askerliğin vatandaşlık anlayışını eşitsiz bir temele oturttuğunu söyleyen Altınay, askerlik yapmayan kadınlar, eşcinseller, sakatlar ve retçilerin ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüğüne dikkat çekti.
Vicdani reddin uluslararası hukukta tanınan bir hak olduğunu belirten Altınay, Türkiye'nin de uluslararası hukuku tanımaya devam ettiği sürece vicdani ret hakkını tanımak zorunda olduğunu söyledi ve ekledi:
"Vicdani ret hakkı için yıllarca yürütülen mücadele, başka bir vatandaşlık olabileceği yönünde anlayışı doğurdu ve zamanla bunu yaygınlaştırdı."
"Militarizm çocukluktan başlıyor"
Vicdani ret hakkının tanınmasının sivilleşme açısından son derece önemli bir adım olacağını ancak toplum olarak militarizmden uzaklaşmamız için yeterli olmayacağını ifade eden Altınay, eğitim sistemiyle militarizm arasında ilişkiden bahsetti:
* Militarizm, çocukluktan başlıyor. Okullarda çocuklara okutulan ders kitaplarının tamamı militarist bir dille yazılıyor. Bu kitaplarda şiddet olumlanıyor ve yüceltiliyor.
* Sadece ders kitaplarında değil, müzik, resim ve beden eğitimi gibi derslerde de militarizm pompalanıyor. Müzik derslerinde marşlar okunuyor, resim dersinde savaş resimleri çiziliyor, beden eğitimi derslerinde askeri nizam öğretiliyor.
* Sivilleşme bütün bunların değişmesi ile mümkün olacak. Biz toplum olarak yaşadığımız sorunlara konuşarak, birbirimizi dinleyerek çözüm üretebiliyor muyuz, yoksa silahı ve şiddeti çözüm olarak görmeye devam mı edeceğiz?
Kaynak: Bianet