Cumartesi anneleri, 2011 yılının son oturma eyleminde Başbakan'a seslendi, "Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini araştıracak özel yasayla yetkilendirilmiş, bağımsız bir araştırma komisyonu kurun" dedi.
Cumartesi anneleri, 353. kez Galatasaray'da buluştu. Kayıp yakınları, 2011 yılının son oturma eyleminde bir kez daha Başbakan Erdoğan'a seslenerek, "Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini araştıracak özel yasayla yetkilendirilmiş, bağımsız bir araştırma komisyonu kurun" dedi. Eyleme BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ile CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ve ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da katıldı.
Oturma eyleminde ilk sözü kısa bir süre önce eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın'la görüşen Milletvekili Hüseyin Aygün aldı. Aygün, Çarkın ile yaptığı görüşmeye ilişkin bilgi verdi: "Ayhan Efeoğlu'nun işkence ile öldürüldüğünü ve kendi ekibinin onu defnettiğini belirtti. Yine Hüsamettin Yaman ve Soner Gül'ün onun da içinde yer aldığı bir ekip tarafından İstanbul'da gözaltına alındıktan birkaç sonra aynı bölgeye götürülerek kafalarına ve enselerine kurşun sıkılarak öldürüldüklerini anlattı. Bu iki ismin infazı sırasında görev başında olduğunu söyledi. Yer göstermelerde cesetlerin bulunamamasını aradan geçen uzun yıllara bağladı. Çarkın, vicdan hesaplaşması yaptığını söylüyor. Cumartesi annelerinin taşıdığı fotoğraflarda üç kişiyi görmesiyle vicdan hesaplaşmasının başladığını belirtiyor."
'HAKİKAT VE ADALET MAHKEMESİ KURULMALI'
2012 yılında Hüsamettin Yaman, Ayhan Efeoğlu ve Soner Gül'ün kaybedilmelerinin üzerinden 20 yılın geçmiş olacağını hatırlatan Aygün, şöyle konuştu: "Diğer bütün kayıplarının hepsinin devlet ve onunla bağlantılı güçler tarafından öldürüldüğünü Türkiye kamuoyu biliyor. Bu nedenle Ayhan Çarkın, 90'lı yılların karanlıklarını aydınlatmak, 1000 operasyon duvarını çökertmek için bir fırsat olarak görülmeli. Savcılar daha ciddi bir araştırma yapmalı. TBMM olaya el koymalı. 1990'lı yıllardaki olayların aydınlatılması için özel düzenleme yapmalı. O dönemle yüzleşilmesi için özel bir kanun yayınlamalı. Ankara'da Hakikat ve Adalet Mahkemesi kurulmalı."
Aygün'ün ardından söz alan Efeoğlu ailesinin avukatı ve İHD Bursa Şube Başkanı Mustafa Yağcı, son başlattıkları hukuki süreç hakkında kısaca bilgi verdi. İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtıklarını da hatırlatan Yağcı, bakanlıktan gelen yanıtını aktardı: "Olayların, idarenin sorumluluğu altındaki eylem ve işlemlerden kaynaklandığını ikrar etti. Dilekçelerinin ilerleyen bölümlerinde kayıpların mezarlarının İstanbul'da olduğunu belirterek yetki itirazında bulundu. Gözaltında kaybetmeyi ve öldürmeyi ikrar etti."
Ayhan Çarkın'la yaptığı görüşmeyi de anlatan Avukat Yağcı, "Çarkın, cesedi kamyonet benzeri bir vasıtaya koyduğunu ancak gömüldüğü yeri bilmediğini ifade etti" dedi.
'AYNI ZİHNİYET DEVAM EDİYOR'
BDP Milletvekili Pervin Buldan, Uludere katliamı ve kitlesel tutuklamaları hatırlattı, "1990'lı yıllarda Tansu Çiller cebinde 'öldürülecekler listesi'ni taşıyordu. O günden bugüne gelen süreçte gördük ki, değişen bir şey yok. Bu kez Başbakan cebinde tutuklanacaklar listesi taşıyor. Tutuklamalar ve toplu katliamlar yaşanıyor. O dönem Tansu Çiller zihniyeti neyse, bu dönem Recep Tayyip Erdoğan zihniyeti odur" dedi.
'DEVLET KENDİ KURUCULARINI YİYOR'
Ayhan Çarkın'ın "öldürdük" dediği Hüsamettin Yaman'ın ağabeyi Feyyaz Yaman da, "Bu devlet, kendi çocuklarını, kendi kurucularını yemeyi, bitirmeyi gelenek edinmiştir" diye konuştu.
"Gerçekten yeni bir düzenin arifesindeysek o zaman ilk önce kendi tarihimizin bu kirli sayfalarıyla yüzleşmemiz gerekiyor" diyen Yaman, şöyle konuştu: "Vicdan temizliği yapmak zorundayız. Bu toplumun tüm kesiminin ihtiyacı var, barışın buna ihtiyaçı var."
'UMUT ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Kayıp yakını Aysel Ocak, ağabeyi Hasan Ocak'ın gözaltına alındığı 21 Mart gününün doğum günü olduğunu hatırlattı, "Ben 17 yıldır doğum günümü kutlamıyorum" dedi. "2011 bize umut ettiklerimizi getirmedi" diyen Ocak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ancak biz yaşadığımız tüm zorluklara rağmen bu alandan hiç umutsuz ve yılgın türküler ile ayrılmadık. Umut etmeye devam edeceğiz. Ancak bunun başka insanlara ihtiyacımız var. Daha çok olmalıyız."
ULUDERE KATLİAMI'NA TEPKİ
Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, Kenan Bilgin'in kardeşi İrfan Bilgin ve Abdurrahman Coşkun'un yengesi Mukaddes Coşkun da yaptıkları konuşmalarda, Uludere Katliamı'na dikkat çekti. Bilgin, Erdoğan'ın "Devlet hiç kendi halkını katleder mi?" sözünü anımsatarak, "Devlet, kendi halkını katletmezse, o köylüleri kim öldürmüştür. Hangi ülkenin güvenlik güçleri, binlerce insanı gözaltına alıp kaybetmiştir" diye sordu. Coşkun ise, hükümetten gelen "kaza, yanlışlık" savunmalarına tepki, "Bir insan yanlışlıkla nasıl öldürülür" dedi.
'SİZİN DE KABUSUNUZ OLACAĞIZ'
Kayıp yakınlarının konuşmalarının ardından Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak, İHD Gözaltında Kayıplara Komisyon adına açıklamayı okudu. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e seslenen Ocak, "Feriye ve Osman Efeoğlu'na 'süreniz doldu, oğullarınızı aramaktan vazgeçin' mesajı bizi mücadelemizden asla ve asla vazgeçirmeyecek. Gözaltında kayıplar gerçeğini 'zaman aşımı'yla gerekçelendirerek örtbas etmekten vazgeçin! Evlatladımızı kaybeden mensuplarınızı derhal açıklayın! Aksi halde sizin de kabusunuz olacağız" dedi.
Ocak, Adalet Bakanı'na da seslenerek, "Adli Tıp ve Mezarlıklar Müdürlükleri kayıtlarında kimliği belirsiz olarak gösterilen cesetlere ilişkin bilgileri kayıp yakınlarına ve insan hakları örgütlerine açıklayın" diye konuştu.
'BAĞIMSIZ BİR KOMİSYON KURUN'
Maside Ocak'ın 2011 yılının son Cumartesi eyleminde seslendiği son kişi ise Başbakan Erdoğan oldu:
"Kaybedilen kişinin akıbetiyle ilgili ailelerine gerçeği öğrenme hakkı tanıyan ve Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme'yi hiçbir çekince koymadan derhal imzalayın.
Minnesota Protokolü'nü uygulayın.
Kayıplarımızla ilişkili olan Ergenekon sanıklarını, yalnızca hükümete karşı darbe teşebbüsünden değil, 'insanlığa karşı işlenen suç'lardan da yargılanmasının yolunu açın.
Gözaltında kaybedilenlerin akıbetini araştıracak özel yasayla yetkilendirilmiş, bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması talebimize kulak verin."
Kaynak: ETHA