Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, KCK operasyonlarında tutuklanan belediye başkanları ve Kürt siyasetçilerine yöneltilen suçlamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirtti. Hammarberg, cezaevindeki tutuklu milletvekilleri ile gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
İsveç’in başkenti Stockholm’de “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü” temasıyla düzenlenen panele Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg, Avrupa Konseyi Basın Özgürlüğü Raportörü Mats Johansson, Uluslararası PEN Klubü Genel Başkan Yardımcısı Eugene Schoulin, ile İsveç Yayıncılar Derneği Başkanı Kristina Ahlinder konuşmacı olarak katıldı.
Panelde konuşan Thomas Hammarberg , Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri sıfatıyla bu yıl içinde dört kez Türkiye’yi ziyaret ettiğini, İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır’da devlet ve sivil toplum temsilcileri, cezaevlerindeki bazı gazetecilerle görüştüğünü söyledi.
‘CİDDİ KANITLAR OLMADAN TUTUKLUYORLAR’
Türkiye’de iç açıcı olmayan gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Hammerberg, düşüncelerini açıkladıkları için 70 gazetecinin cezaevinde tutulduğunu ve bu gazetecilere suçlu muamelesi yapıldığını belirtti.
Hammarberg, gazetecilere yönelik suçlamaları titizlikle incelediklerini, Ahmet Şık ve Nedim Şener’e yöneltilen darbeye karıştıkları suçlamasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu kanaatine vardıklarını ifade etti.
Hapisteki gazetecilerin kısa süre içinde bırakılmalarını umut ettiklerini söyleyen Hammarberg, ‘’Türkiye’deki en büyük sorunlardan biri insanların aleyhlerinde ciddi kanıtlar olmamasına rağmen tutuklanmaları ve uzun süre duruşmaya çıkarılmamalarıdır. Bu uygulama uluslararası hukuk kuralları ve temel insan hak ve özgürlükleri ile çelişiyor’’ dedi.
‘MİLLETVEKİLLERİN HAPİSTE OLMASI CİDDİ SORUN’
Son yapılan seçimlerde milletvekili seçilmelerine rağmen 7 politikacının hala cezaevinde tutulmasının ise büyük bir sorun teşkil ettiğine dikkat çeken Hammarberg şöyle dedi: “Ergonekon ve KCK davaları Türkiye’deki hukuk sistemindeki aksaklıkları gözler önüne seriyor. PKK’nın şehir yapılanması KCK üyesi oldukları suçlamaları ile toplu tutuklamalara gidiliyor. Aralarında belediye başkanlarının da bulunduğu pek çok politikacı yıllardır cezaevlerinde tutuluyor. Diyarbakır’da yaptığımız araştırmalar ve savcılarla görüşmeler bu politikacılara yöneltilen suçlamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu gösteriyor.”
Türkiye’de hukuk sisteminin reforme edilmesi için çalışmaların sürdürüldüğünü belirten Hammerberg, Türkiye’deki hukuk sistemini incelediklerini ve hazırladıkları raporu bu ayın sonunda kamuoyu ile paylaşacaklarını açıkladı.
TÜRKİYE’DEN GELEN SİNYALLER OLUMSUZ
Avrupa Konseyi Basın Özgürlüğü Raportörü Mats Johansson ise konuşmasında, Türkiye’de görüştükleri politikacıların gerekli reformları yapma sözü verdikleri halde pratikte adım atmamalarının kendilerini karamsarlığa düşürdüğünü ifade etti.
Johansson, Türkiye’deki hükümetin “seçimleri atlatalım ondan sonra gerekli düzenlemeleri yaparız” dediği halde seçimlerden sonra ifade ve basın özgürlüğü alanında ilerleme olmamasını eleştirdi.
Johansson, iyileştirmeler konusunda Türkiye’de politik bir isteğin olmadığı yönünde sinyaller geldiğine dikkat çekerek, ‘’olumsuz gidişata karşı protestolar ve gösteriler yapmanın zamanı geldi’’ diye konuştu.
ULUSLARARASI PEN: DERİN KAYGI DUYUYORUZ
Uluslararası PEN Klubü Genel Başkan Yardımcısı Eugene Schoulin da Türkiye’de son yıllarda yaşanan olumsuz gelişmelerden Uluslararası PEN Kulübü olarak derin kaygı duyduklarını söyledi.
AKP’ye muhalefet eden aydın, yazar ve gazetecilerin mesnetsiz iddialarla KCK üyesi adı altında tutuklamasının kabul edilemeyeceğini belirten Schoulin, ‘’tutuklananlar arasında uzun yıllardan beri tanıdıklarımız var. KCK ile uzaktan yakından bir ilişkisi olmadıklarından emin olduğumuz insan hakları savunucuları bulunuyor’’ dedi.
KCK davasından tutuklu bulunan politikacıların Kürtçe’de savunma yapma haklarının engellendiğini hatırlatan Schoulin, birçok gazeteci ve yazarın sadece AKP iktidarını eleştirdikleri için tutuklandıklarını söyledi. Yaşanan antidemokratik uygulamalara karşı dünyanın farklı ülkelerindeki PEN Kulüplerinin konuyu kamuoyu gündemine getirmek için girişimlerde bulunduklarını söyledi.
Schoulin, İsveç, Almanya, Norveç ve ABD’deki PEN Kulüplerinin gelişmelerden duydukları kaygıları iletmek ve tutuklanmaları protesto etmek için Türkiye Büyükelçiliklerini ziyaret ettiklerini aktardı.
GİRİŞİMLERİMİZ ARTACAK
İsveç Yayıncılar Derneği Başkanı Kristina Ahlinder gazeteci, yazar ve yayıncıların düşüncelerinden dolayı tutuklamanın korkunç ve kabul edemez olduğunu söyledikten sonra İsveç Yayıncıları olarak Türkiye’deki meslektaşlarını desteklediklerini ve serbest bırakılmaları için girişimlerini artıracaklarını ifade etti.
Başkent Stockholm’deki paneli 15’i milletvekili olmak üzere 40 civarında yazar, aydın ve siyasetçi izledi. Katılımcılara soruların yöneltildiği bölümde söz alan Sol Parti Uluslararası İlişkiler Komitesi Üyesi Yekbun Alp, Danimarka’nın Roj TV’yi kapatma girişimini gündeme getirdi. Roj TV’nin Kürt halkının sesi ve kulağı olduğunu vurgulayan Alp, batılı ülkelerin Roj TV’nin kapatılma girişimlerine karşı sessiz kalmalarını eleştirdi.
Kaynak: ANF