Kocaeli Üniversitesi'nden 15 öğrencinin yargılandığı DYG davasının ilk duruşmasında sadece bir kişi serbest bırakılırken, bir sonraki duruşma 8 Mart 2012'ye ertelendi.
Kocaeli Üniversitesi öğrencisi 15 kişinin, Devrimci Yurtsever
Gençlik (DYG) üyesi oldukları iddiasıyla tutuklu yargılandıkları
davanın ilk duruşması, dün (20 Aralık) İstanbul 16. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görüldü.
Haziran ayında tutuklanmalarının ardından ilk kez hakim
karşısına çıkan 15 öğrenciden bir kişi serbest bırakılırken 14
öğrencinin tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bir sonraki
duruşma 8 Mart 2012'ye ertelendi.
İddianamede yer alan eylemler
Davayı takip eden Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi'nden
hukukçu Deniz Gedik, iddianamede, öğrencilerin tutuklanmalarına gerekçe
olarak gösterilen 16 eylemden bazılarını şöyle sıraladı:
* 6 Mayıs 2010'da Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan'ın
idam edilmelerinin yıldönümü nedeniyle düzenlenen basın açıklaması,
* Polis kurşunuyla öldürülen üniversite öğrencisi Aydın Erdem'in anılması,
* 8 Mart Kadınlar Günü kutlamasına katılmak,
* Newroz kutlamasına katılmak,
* Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) kararının protesto edilmesi,
* Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku seçim bürosunun açılışına katılmak ve açılışta slogan atmak,
* Bağımsız milletvekiline destek vermek için düzenlenen mitinge katılmak.
"Eylemlerde kesinlikle şiddet yok"
Deniz Gedik, öğrencilerin iddianamede bahsedilen eylemlere
katıldıklarını kabul ettiklerini ancak hiçbir şekilde iddia edildiği
gibi yasadışı slogan atmadıklarını söylediklerini ifade etti.
Bahsedilen ve öğrencilerin de katıldıklarını gizlemediği
eylemlerde hiçbir şekilde şiddet içerikli harekette bulunulmadığının
altını çizen Gedik, bir kadın öğrencinin 8 Mart etkinliğine katılması
veya seçmen bir öğrencinin kendi seçim bölgesinde desteklediği adayın
kampanyasına destek vermesinin son derece doğal olduğunu ifade etti.
Hakim: Anadilde savunma hakkı tanınmamasını vicdani bulmuyorum
Duruşmada Kürtçe savunmanın tartışıldığını ve iki öğrencinin Kürtçe
savunma yaptığını, ancak mahkemenin bu savunmaları kabul etmediğini
anlatan Gediz, şu ifadelere yer verdi:
* Benim takip ettiğim bölümde Kürtçe savunma yapan iki kişinin
savunmaları mahkeme tarafından kabul edilmedi. Ancak hakimin buradaki
tavrı ilginçti. Kendisi anadilde savunma hakkı tanınmamasını vicdani
bulmadığını söyledi.
* Sonra da üniversite öğrencisisiniz. Bunca yıldır Türkçe kullanıyorsunuz, burada da Türkçe savunma yapabilirsiniz dedi.
* Bunun üstüne söz alan öğrencilerden biri kendisini Kürtçe
daha iyi ifade ettiğini söyledi. Diğer öğrenci ise Kürtçe daha iyi
ifade edemese de bu hakkı kutsal bulduğu için savunmasını anadilde
yapacağını söyledi.
* Öğrencilerin tercüman talebinin reddedilmesi üzerine
avukatlar müdahale de bulundu ve kendilerinin savunma makamı
olduklarını, Kürtçe savunma yapanların savunmalarını kendilerinin
tercüme edebileceklerini söylediler. Ancak avukatların bu talebi de
reddedildi.
Kaynak: Bianet