Emek ve Demokrasi Güçleri, Hopa'da Metin Lokumcu'nun polis tarafından öldürülmesinin ardından Ankara'da yapılan eyleme katıldıkları gerekçesiyle tutuklananların davasına katılım çağrısı yaptı, "Hopa davası bizim davamızdır, davamıza sahip çıkıyoruz" dedi.
Emek ve Demokrasi Güçleri, 9 Aralık günü Ankara'da görülecek olan Hopa davasına katılım çağrısı yaptı. Terörle Mücadele Yasası ve Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması istenen açıklamada, Ankara'da görülecek Hopa davasının AKP'nin adaletini göstermek bakımından turnusol görevi gördüğü kaydedildi.
Mülkiyeliler Birliği'nde bir araya gelen Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklama yapan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Devrim Kahraman, Hopa'da AKP'yi protesto edenlere polis müdahalesi sonucu Metin Lokumcu'nun yaşamını yitirdiğini ve aynı günün akşamı birçok ilde olduğu gibi Ankara'da da AKP önünde eylem yapıldığını hatırlattı. Polisin gaz bombalarıyla kitleye müdahale ettiğini, gözaltına alınanların sokakta ve polis otobüslerinde şiddet ve tacize maruz kaldıklarını anımsatan Kahraman, iki BES üyesi hakkında, "bir daha dönmemek üzere memuriyetten çıkarılması" istemiyle soruşturma başlatıldığını söyledi.
'BU ORTAK DAVAMIZDIR'
AKP'nin hak ve özgürlükler için mücadele eden bütün kesimleri adeta düşman ilan ettiğini belirten Kahraman, "Hopa davası toplumun tüm muhalif kesimlerinin, emek ve demokrasi güçlerinin, adalet ve barış isteyenlerin ortak davasıdır. Bizler emek ve demokrasi güçleri olarak başta TMY, Özel Yetkili Mahkemeler ve TCK 220. madde olmak üzere, yasalardaki tüm antidemokratik ifadelerin kaldırılmasını istiyoruz" dedi.
Kahraman, emek ve demokrasi güçlerini Hopa'da yaşananları protesto ettikleri için 6 aydır tutuklu bulunanların 9 Aralık günü saat 09.00'da Ankara Adliyesi'nde görülecek davasına sahip çıkma çağrısında bulundu.
'HOPA DAVASI TURNUSOLDUR'
Halkevleri Genel Başkanı İlknur Birol, Hopa davasının turnusol görevi gördüğünü söyledi. 9 Aralık günü binlerce kişinin AKP'nin adaletini yargılamak için Ankara Adliyesi önünde olacağını söyleyen Birol, "Bu ülkede eşitlik, özgürlük, adalet, hak diyen herkes için önemli bir davadır. Bütün muhalefeti cezalandırma, yok etme, tutuklama yollarıyla sindirmeye çalışanlara verilecek bir cevap günü olacaktır aynı zamanda. Türkiye'de demokrasi mücadelesi için bundan önce de yan yana gelmiş bütün kuvvetler bu davayı kendisi için ortak dava haline getirmişlerdir" şeklinde konuştu.
"Saçlarını kestirdiği için terör örgütü üyesi yapılan gençlerimiz, siyah tişört giydiği, mutfağında meyve bıçağı, kütüphanesinde sol kitaplar bulundurduğu, hak eylemlerine katıldığı ve devrimci önderlerini andığı için aylarca cezaevlerinde kalıyorsa o ülkenin rejiminin adı demokrasi olmaktan çıkmıştır" diyen Birol, 9 Aralık günü AKP'nin faşizan uygulamalarından etkilenenlerin Ankara Adliyesi önünde olacağını kaydetti.
'ASIL SUÇ METİN LOKUMCU'NUN ÖLDÜRÜLMESİDİR'
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Metin Bakkalcı, Metin Lokumcu'nun polisin saldırısıyla gaz bombasıyla öldürüldüğünü hatırlattı, "Suç budur" dedi. Lokumcu'nun öldürülmesine ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmediğini söyleyen Bakkalcı, "9 Aralık'ta bizler Metin Lokumcu'yu öldüren güvenlik görevlilerine, onlara bu emri veren, o günde bizzat orada olmakla da bunun en üst yetkilisi olan Başbakan'ın aleyhine davayı açacağı aslında. Metin Lokumcu'nun ölümünün 'hesabını sormak için' orada olacağız" şeklinde konuştu.
'İŞKENCE YARGILANMALI'
KESK Şubeler Platformu'nun çağrısıyla sokakta olan insanlara güvenlik görevlileri tarafından işkence ve kötü muamele uygulandığını ve TİHV olarak Ankara, Hopa ve diğer illerde işkence görenlerin raporlaştırıldığını söyledi.
İşkenceye karşı soruşturma açılması gerekirken, başvurularının dahi dikkate alınmadığını kaydeden Bakkalcı, "9 Aralık'ta, Ankara'da, cinsel taciz olmak üzere, bütün özgürlüğünden alıkonulan kişilere yönelik işkence ve kötü muamele uygulayan güvenlik görevlilerine, onlara bu emri verenlere, bunun doğrudan sorumlusu olan 'kadın mıdır, kız mıdır' diyen Başbakan'ın aleyhine dava açacağız. 31 Mayıs'ta bir insanı öldürdüler, onlarca insana işkence ve kötü muamele uyguladılar. Ortada başka bir suç yok" dedi.
Özgürlük ve Demokrasi Partisi İl Başkanı Cevat Özdemir de, Ankara'da yapılan eylemin ardından parti binalarının polis tarafından basılarak kapısının kırılmaya çalışıldığını söyledi. Parti Meclisi üyelerinin de tutuklu olduğunu belirten Özdemir, "AKP kendinden olmayanları içeri tıkarak kendine dikensiz gül bahçesi yaratmak istemektedir" dedi.
'ASLA SİNMEYECEĞİZ'
Halkların Demokratik Kongresi'nden Burcu Gül Çubuk, Terörle Mücadele Yasası ve Özel Yetkili Mahkemelerin toplumu sindirmeyi amaçladığını belirterek, "Asla sinmeyeceğiz" dedi. Saldırının tek tek muhalefet odaklarına değil, muhalefetin bir araya gelişine yönelik olduğuna dikkat çeken Çubuk, “HDK olarak AKP Hükümetinin bu hukuksuz uygulamalarına karşı tarafız. Tarafımız sanık olarak yargılanan, bizim umudumuz olan arkadaşların yanıdır” şeklinde konuştu.
Kaynak: ETHA


















