İstanbul’un en renkli semtlerinden biri olarak gösterilen Tarlabaşı, yasadışı bir yıkımla karşı karşıya. Holdinglerin asıl amacının burayı rant alanına çevirmek olduğunu söyleyen Tarlabaşı sakinleri, hukuki açıdan bütün kapıları çalacaklarını ifade ediyorlar.
Yeşilçam’ın doğal setlerinden biri olan Tarlabaşı’nda, mahallenin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) eliyle yürütülen Kentsel Dönüşüm Projesi ile yıkılması gerilimi yaşanıyor. Kürt illerinden en yoğun göç alan semtlerin başında gelen Tarlabaşı, Romenlerin yanı sıra yabancı uyruklu sakinleriyle İstanbul’un en renkli semtlerinden biri olarak gösteriliyor. Kentsel dönüşüm kapsamına alınan Tarlabaşı’nın da tıpkı Sulukule örneğinde olduğu gibi AKP’ye yakın holdinglerin önceden arsa kapma yarışına girdikleri iddia edilirken, bu holdinglerin başında da Sabah Grubu’nu, bedelinin çok altında bir fiyatla alan Çalık Grubu’nun olduğuna dikkat çekiliyor. Mahalleliler, “Tarlabaşı, Sulukule olmayacak” diyor.
Restorasyon bahane
Tarlabaşı Semti sakinleri, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında gerçekleştirilen yıkımların yasadışı olduğunu belirterek, bütün yasal haklarını kullanacaklarını, gerekirse AİHM’e gideceklerini belirtti. Tarlabaşı sakinlerinden evi yıkım kararı listesinde bulunan Selim Yıldız, yıllardır oturdukları semtin bir aldatma politikası ile talanına karşı çıkacaklarını söyledi. Evine karşılık sunulan fiyatın çok komik olduğunu belirten Yıldız, hukuki açıdan gereken ne varsa sonuna kadar kullanacağını söyledi. Mahallelerinin tarihi dokusunun restore edilmesini kendilerinin de istediğini belirten Yıldız, “Ama dertleri restorasyon değil. Dertleri; tamamen burayı bir rant alanına çevirmek. Buralar için Çalık Grubu’nun şimdiden kolları sıvadığı haberi kulağımıza geliyor. Bu zihniyetin umurunda olmaz ki tarih, geçmişe saygı. Tek düşündükleri adamlarının ceplerini doldurmak” dedi.
Evi yıkım kararı listesinde bulunan bir diğer evsahibi Cemal Alpat ise şunları anlattı: “Bu evde tam 25 yıldır oturuyorum. Annem kalp hastası. Birkaç kez ameliyat oldu. Yıkımın tozlarından çok etkilendi. Sakinler, paralarının olmaması nedeniyle çaresizlikten evlerini satmaya başladı. Buralar rant kapısı oldu. Yıkımların etkisiyle kendi evimin duvarlarında çatlaklar meydana geldi. Belediyenin mühendisi, ‘Bu çatlaklar daha önce olmuş’ dedi. İki yıl önce 75 bin TL önerdiler. Reddettim. Mahkemelik olduk. Sonra da 49 bin TL önerdiler. Onu da kabul etmedim, etmeyeceğim”.
‘Yıkımlar yasadışı’
Tarlabaşı’ndaki kentsel dönüşüm projesine, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi de tepkili. Oda avukatlarından Can Atalay, Tarlabaşı’ndaki “kentsel dönüşüm” yıkımlarının yasadışı olduğunu açıkladı; karşı tepki vermeye çağırdı. Atalay ayrıca, Beyoğlu Belediyesi’nin gerçekleştirdiği kısmi yıkımların evlerini satmayan ya da terk etmeyenleri korkutmaya yönelik olduğunu söyledi. Atalay, “Tarlabaşı’nda bir korku yıkımı gerçekleştiriliyor. Çünkü siyasi iktidar, yerel yönetim ve Çalık grubu, ‘Tarlabaşı Kentsel Dönüşüm Projesi’ kapsamında bir yıkım gerçekleştirilemeyeceğini gayet iyi biliyor. Bu yıkımların gerçekleştirilmesinin tek amacı, bölgede yaşayan tüm insanların korkutulması. Bu, siyasi iktidar, yerel yönetim ve Çalık ittifakının en çok gereksinim duyduğu şeydir” dedi. Atalay son olarak, “Yenileme Kurulu’nun ‘Yıpranan Kent Dokularının Yenilenmesi, Korunması ve Kullanılması Hakkında Kanun Tasarısı’ adlı 5366 sayılı yasaya dayanarak kabul ettiği bir avan proje var. Bu kararın iptali istemiyle dava açtık. 3. İdare Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme karar vermemişken yıkımlar başladı. Bu yapılan hukuksuzluktur. Tarlabaşılılardan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuranlar da oldu. Bu iki süreç de devam ederken, hukuki karar beklenmeden yıkımlara başladılar. Bu projelere dayanarak yıkım yapamazlar” dedi.
Projenin kapsamı
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın, “Terörün, uyuşturucunun, devlete çarpık bakmanın yuvası” dediği Tarlabaşı, 2005’te çıkarılan yasayla “yenileme alanı” ilan edildi. 16 Mart 2007’de Beyoğlu Belediyesi’nin Tarlabaşı Rehabilitasyon Projesi ihalesini Sabah Grubu’nun da sahibi Çalık Holding aldı. Projenin toplamda 1 milyar Euro maliyetinin olacağı tahmin ediliyor. 2,5 hektarlık alanın tümü turizm amaçlı kullanılacak. Projenin ilk basamağı, 3 bin yapının 295’inin yenilenmesi. 50-100 metrekare arasındaki tarihi evler birleştirilip tek blok haline getirilecek. Binalar, alışveriş merkezi, konut, otel olarak kullanılacak, yapıların altına otoparklar yapılacak.
Toplamda 28 bina, 7 bin 532 metrekarelik bina alanı korunurken 113 bina, 33 bin 393 metrekarelik bina alanı restore edilerek güçlendirilecek; 37 bina, 5 bin 396 metrekarelik bina alanı yıkılarak, “orjinaline uygun” biçimde yeniden inşa edilecek. Çalık Holding şirketlerinden GAP İnşaat’ın Beyoğlu Belediyesi ile birlikte yürüttüğü projeyle ilgili açıklama yapan Çalık Gayrimenkul Genel Müdürü Feyzullah Yetgin, uzlaşma yapılan evlerin oranını yüzde 75 olarak açıklamıştı.
Kaynak: Yeni Özgür Politika