Eskişehir’de tecavüz edilip öldürülen 6. sınıf öğrencisi 11 yaşındaki Öznur Uluişden davasının üçüncü duruşması bugün yapılacak. Demokratik Kadın Platformu üyeleri 14 Eylül’den beri davanın takipçisi; kadınlar bugün sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması için adliye nöbetindeler.
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu üyelerinin Öznur Uluişden davasının üçüncü duruşmasının yapılacağı bugün kaleme aldığı basın açıklamasında, kız çocuğu öldüren Ali Haydar Körmeçli’ye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebi bir kez daha dile getiriliyor.
Açıklamada şöyle deniyor:
“9 kadının öldürüldüğü bir haftayı geride bıraktık. Erkekler tarafından katledilen 9 kadın. Ancak, bu topraklarda ne bir savaş var ne de olağanüstü bir hal. Kadınlar savaş koşullarında olduğu gibi her gün katlediliyor. Katlediliyor çünkü devlet kadınları korumuyor, katlediliyor çünkü başbakan çıkıp kadın bakanlığına gerek yok diyebiliyor, Aliye Kavaf Denizli’de öldürülen Fatma Bağcı’yı suçlayabiliyor. Bu hafta 3 kadın devlet tarafından koruma altına alındığı halde öldürüldü. Devlet koruma altına aldığı kadınları dahi korumadı. Eski kocası Fatma Bağcı’yı sığınma evinden çıktığı sırada öldürdü. Rengiye Mersinli evine arada gelen jandarma onu korumadığı için eski kocası tarafından katledildi. Rahime Yıldız Uçar yine devletin koruma altına aldığı kadınlardan biriydi. Sokak ortasında boşanmak istediği kocası tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Ve Nurgül Özkan. Kocasından işkence gördüğü sırada evin camından atlayarak kurtuldu. Şimdi devlet beni ölmeden korusun diyor. Yani kendisinden önce öldürülen kadınlar gibi katilinden öldürülmeden önce şikayetçi oluyor. Peki devlet Nurgül Özkan’ı koruyacak mı? Ya da Nurgül Özkan’ın da öldürülmesini bekleyip ardından koruma altındaydı diye açıklama mı yapacak? Daha kaç kadın koruma altındayken öldürülecek? Devlet koruma verdik oldu zihniyetiyle daha kaç kadının öldürülmesine ortak olacak? Kadınlar korunmayı beklerken, katillerinden şikayetçi olurken, devlet kadınları korumak yerine kadınların öldürüldüğü aileyi korumaya devam ediyor. Kadın Bakanlığı’nın yerine Aile Bakanlığı’nı getiriyor. Kadnı öldürüldüğü aile kurumundan ayrı bir birey olarak görmüyor. Öte yandan; kadınlar kazanmaya devam ediyor. Ayşe Paşalı’yla başlayan kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet cezası artık tüm kadın katillerine veriliyor. Yargıtay tahrik indirimi verilen katilin cezasını reddedip ağırlaştırılmış müebbet cezası veriyor. Bunlar; kadınların kararlı mücadelelerinin sonuçlarıdır. Ama bunlar yeterli çözümler değildir. 1 haftada 9 kadının öldürülüyor olması yeterli olmadığının en net kanıtıdır. Bu uygulamalar keyfidir, yargıtayı kararı da, devletin kadınları koruma şekilleri de keyfidir. Bizler; keyfi uygulamalar istemiyoruz. Kadın katillerinin bahaneleri ne kadar ne t ise; onlara verilecek cezalar da o kadar net olmalıdır. Hiçbir indirim uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmelidir. Ayrıca devlet kadınları öldürülmeden önce ‘’gerçekten’’ korumak zorundadır. Kadınlar kazanmaya devam ediyorken bizler de Eskişehir Demokratik Kadın Platformu olarak; Öznur’un katiline ağırlaştırılmış müebbet cezası verilene kadar bu adliyenin önünde olmaya devam edeceğiz. Kadın katilleri hak ettikleri cezaları alana kadar tüm davaların takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu
Kaynak: Uçan Süpürge Haber Merkezi