17 yıl önce İstanbul’da gözaltına alınarak Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne götürülen, ancak bir daha haber alınamayan Üniversite Öğrencisi Cüneyt Aydınlar’la ilgili hukuk skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Fezlekede, hem “Gözaltından salıverildi” hem de “Yer gösterme esnasında polisin elinden kaçtı” denilen Aydınlar, aynı gün gözaltında bulunan arkadaşlarına göre ise, işkenceden öldürüldü. Cumartesi Anneleri Aydınlar’ın akıbetini sorunca İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi 2009’da yeni bir dava açtı. Mahkeme, Aydınlar hakkında önce arama kararı çıkardı, sonra “örgüt yöneticiliği”nden ceza verdi. Yargıtay cezayı az buldu. Aydınlar’ın Avukatı Gülizar Tuncer, “Vahim bir tablo” dedi.
BURADA ÖYLE BİRİ YOK
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisiyken 10 Şubat 1994 tarihinde 14 arkadaşı ile birlikte gözaltına alınan Cüneyt Aydınlar, Gayrettepe Emniyet Müdürlüğünde bulunan siyasi şubeye götürüldü. Aydınlar ve arkadaşları için İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Aytaç Tolay’dan 15 günlük gözetim süresi alındı. Baba Abdulkadir Aydınlar, oğlunun Gayrettepe Siyasi Şube Müdürlüğünde gözaltına alındığına dair bilgi aldığı halde, Aydınlar’a “Burada öyle biri yok” denildi. Oğlunu bulmak için mezarlıklara bakmak dahil her yere başvuran ve gece gündüz arayışlarını sürdüren baba Abdulkadir Aydınlar’a sürekli gittiği Şube Müdürü Başkomiser Ahmet Erkut, “Oğlun yer göstermeye götürülürken elimizden kaçtı ve kayıplara karıştı” denildi. Gözaltı süresi dolduktan sonra mahkemeye çıkarılan arkadaşları arasında Aydınlar yoktu. Görevli polislerin Aydınlar’ın firar ettiğini iddia etmesi üzerine Savcı Tolay, hazırladığı iddianame ile Aydınlar için gıyabi tutuklama kararı çıkardı.
AİLE ARAMAKTAN VAZGEÇMEYİNCE...
Aydınlar Ailesi çocuklarını aramaktan vazgeçmedi. Polislerin “Yer gösterme esnasında kaçtı” iddiasında bulunduğu Beyoğlu Çukurcuma Mahallesi Kadırlar Yokuşu’ndaki Ekmekçibaşı Cami Sokağı’na ve orada arama yapıldığı iddia edilen eve gitti. Türkçe bilmeyen ev sahibi kadın 23 yaşındaki Cüneyt Aydınlar’ın polisler tarafından eve getirildiğini ve arama yapıldıktan sonra geri götürüldüğünü belirtti. Polislerin gitmelerinden 10-15 dakika sonra da silah sesleri duyduğunu belirten kadın, silah sesleri kesildikten sonra polislerin tekrar geldiklerini ve okuma yazma bilmediği halde kendisine zorla bir tutanak imzalattığını söyledi.
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Aytaç Tolay tarafından Aydınlar’ın da aralarında bulunduğu 46 kişi hakkında hazırlanan fezlekede ise, Aydınlar’ın ismi gözaltına alınıp salıverilenler arasında yer aldı. Fakat aynı fezlekenin diğer sayfalarında Aydınlar’ın “Yer gösterme esnasında polisin elinden kaçtığı” belirtildi.
GİRİŞİMLER SONUÇSUZ KALDI
Aydınlar’ın ailesi tarafından Başkomiser Ahmet Erkut, Polis Memurları Doğan Özdemir, Mehmet Yakın ve Ali Cinal’ın yargılanmasına dönük tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Yıllar sonra sorumluların bulunup, yargılanması için aile konuyu AİHM’e taşısa da başvuru olayın üzerinden 10 yıl geçtiği için kabul edilmedi.
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesince hazırlanan 23 Haziran 1994 tarihli iddianamede, Aydınlar’ın adı sanık olarak geçmiyordu. Sadece gözaltına alınanlar arasında yer alıyordu. Diğer sanıklar örgüt üyeliği suçundan yargılanmaya devam etti.
Yargılamalar sonucunda sanıkların büyük bir bölümüne mahkumiyet kararı verildi. Yıllar sonra, Cumartesi Anneleri Aydınlar’ın akıbetin sormaya başlayınca, 14 Mayıs 20O9’da İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Aydınlar’ın ismini de birden bire bu davaya dahil ederek hakkında yakalama kararı çıkardı.
Böylece gözaltında kaybedilen Aydınlar, 16 yıl sonra hem de “örgüt yöneticiliği” suçlamasıyla sanık yapıldı. Verilen karara itiraz olarak temyize gönderilen Aydınlar’ın dosyasını inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı raporla şaşırtıcı bir biçimde Aydınlar’a “verilen cezanın az olduğu” yönünde görüş bildirdi.
VAHİM BİR DURUM
Kaybedilen Aydınlar’ın yıllar sonra sanık yapılıp, cezalandırılmasına tepki gösteren Avukat Gülizar Tuncer, durumu “İnsan hakları açısından vahim bir durum” olarak değerlendirdi. Tuncer, yaşanan bu skandal nitelikteki hukuk olayı için “Devlet işkence ile kaybediyor yıllar sonra baktığımızda devletin başkaca makamları yakalama kararı çıkarıp ceza verme yoluna gidiyorlar verilen cezalar az bulunuyor. İnsan hakları açısından hukuk açısından baktığımızda vahim bir tablo ama benzeri olaylar yine oldu” diye konuştu. (İstanbul/DİHA)
Kaynak: Evrensel