19 Ocak 2014 Pazar

Maymun, hayvan olduğunu unutursa!




70'li yıllarda bir çay markasının reklamlarında oynayan Choppers isimli şempanzeye insan kıyafetleri giydirilerek, çeşitli ev işleri öğretilmişti. Reklamlarda Choppers çay servisi yapıyor, başka oyuncularla birlikte skeçlerde oynuyordu. Reklam kamuoyunun ilgisini çekmişti ancak maymunun davranışlarında pek çok değişikliğe neden olmuştu. Maymun artık insan gibi davranmaya başlamıştı!

Uzun süre insanlarla birlikte yaşadığı için insan gibi davranmaya başlayan Choppers tekrardan maymun olduğunu hatırlatacak şekilde eğitilmeye başlandı. Ve Choppers gibi eğitilen bütün primatların gönderildiği hayvanat bahçesine/hapishanesine gönderildi. Adı rehabilitasyon olsa da maymunlar orada üzerlerinde yaratılan tahribattan kurtulmaya çalışarak, mahvolmuşluğunu yaşamaya bırakılıyorlardı.

Üstelik reklamlarda oynatılıp insanlar gibi davranan bu maymunların davranışları diğer yabanıl maymunları da öfkelendiriyordu.

Choppers bugün 42 yaşında ve kendisi gibi reklam kurbanı olan oda/hücre arkadaşının ölümünden sonra yaşadığı travma onu yine ekranlara, gazetelere taşıdı. Choppers'ın yeterince "insanlaşmasına" izin verilmediği için bütün bunlardan habersiz olsa da, insan türünün yokedici kültürünü çok iyi tanıdığını düşünüyoruz.

3 yılda maymunluk eğitimi!
"Maymun olmayı sizden öğrenecek değiliz!"

Choppers gibi hayvanların tutulduğu yerlerde maymunlara 3 yıl boyunca insansı hareketler unutturulmaya çalışılıyor. Yani maymunlar önce insanın yapay kültürüne dair hareketlere zorlanıyorlar, ardından da doğalarına dönmeleri için bir eğitim alıyorlar! 
Eğitim, eğitim, eğitim eğitim!

Çünkü Choopers gibi maymunların konuşma, mimik, gülümseme gibi hareketler yapması insanları rahatsız etmişti.

Çünkü kendini doğadaki en "gelişmiş" hayvan olarak gören insanın yarattığı sembolik/yapay kültürünün başka hayvanlarda da olabileceği düşüncesi insanın egemenliğini sarsıyordu.

Çünkü doğanın bir parçası olduğunu unutup, efendisi gibi davranan insan bir gerçekle karşılaşmıştı: Aramızda bir fark yok!

İnsanlarla maymunların %98 aynı DNA'yı paylaşması bile insanın hegomonyasını yerle bir etmezken, dil,konuşma gibi yabancılaşmanın doruk noktaları, insan uygarlığı için bir tehdit olarak algılanıyor.

Elbette buna izin verilemez. Bilinen gerçekler sır gibi saklanmaya devam edilmeli.

Çünkü gerçekler ortaya çıkarsa hayvanlarla insanlar arasındaki uçurum gittikçe daralacak. Bu da insan egemenliğinin sarsılması demek. En basitinden konuşan hayvanlarda deney yapılması yasak. Bu yüzden yıllarca hayvanların acı çekmediği, hissedemediği yeterince zeki olmadığı bilim tarafından söylendi. Ve yine bilim tarafından bütün bunlar yalanlanıyor, her geçen gün hayvanlarla insanların benzerlikleri ortaya serilmeye devam ediyor. 

Örneğin 1980'de Washoe isimli şempanzeye konuşma öğretildikten sonra söylediği ilk şey "Beni serbest bırakın" olmuştur. Washoe defalarca kafesinden çevresindekilere bunu tekrarlayarak kafesinden onu serbest bırakmalarını istedi. Ancak böyle bir şey olmadı Washoe 42 yaşında kafesinde  öldü!

Türkiye'den de bir dönem fenomen olan Çarli'yi hatırlayacaksınız. Şu anda kaç kişi onun başına gelenleri biliyor ?

Çarli'de tıpkı Choppers gibi yıllarca dizilerde, tiyatrolarda, reklamlarda oynadı. Artık dizilerde oynayamayacağı kadar yaşlandığı için yapımcı şirketi en sonunda üzerinden çok para kazandığını itiraf ederek Çarli'yi İngiltere'deki bir rehabilitasyon merkezine "ücretsiz" verdiklerini açıkladı.

Katiller aranızda!
Patronlar, pazarlamacılar, reklamcılar, set ekipleri... Tecavüzcüleriniz, katilleriniz 3. sayfa haberlerinde, mahallenizde değil; televizyon ekranlarında, plazalarda!

Bir maymunun film stüdyosunda, dizi setlerinde, tiyatrolarda ne işi var?
Bir yere kapatılmaya, bir işte çalışmaya eğitim yoluyla uyum sağlayan 'bazı' insanlar, bütün canlıların da köleliğe rıza göstereceğini zannediyor.

Beni serbest bırakın diyen Washoe, Çarli, Choppers, Flipper, Lesi gibi binlerce hayvan dizilerde filmlerde kapitalizm tarafından kullanılıp bir yere atıldı. Tıpkı "Tanrılar Çıldırmış Olmalı" filminde oynatılan yerli kabileler gibi, tıpkı varoşlardan ünlenip üzerlerinde para kazanıp sonra huzur evinde ölümü bekleyen insanlar gibi hepsi kapitalizmin kurbanı.

Seyirci olmak, hareketsiz kalmak, tepki vermemek hayatımıza o kadar işlemiş ki, bu yönde o kadar eğitilmişiz ki; canlıların katline, canlıların acılarına pembe dizi muamelesi yapıyoruz. Bütün bu sirklerden, reklamlardan, canlıların türlü türlü acılarından hastalıklı bir haz alıyoruz. Kendi kökünden kopmuşluğumuzu, aidiyetsizliğimizi hayvanlarda da görmek istiyoruz.

Ne modern insanlar ne de hayatları çalınmış bu hayvanlar hiçbir yere ait değiller! Ne ormanlar ne de şehirler...

Katledilen yok edilen tüm canlılar için; son ekran kırılıncaya dek, son sahne yok olana dek, son ağaç kesilinceye dek, son plaza yıkılıncaya dek, son laboratuvar yanıncaya dek, son kafes boşalıncaya dek, uygarlık yok olana dek Uzlaşma Yok!


İnsana, hayvana yeryüzüne özgürlük 




Washoe