17 Ocak 2014 Cuma

Etin Cinsel Politikası: Rüzgar gibi pişti!



Çok kısa bir süre önce hayvan özgürlüğü alanında çalışmalar yürüten Güray Tezcan ve Mehmet Emin Boyacıoğlu tarafından Türkçe'ye "Etin cinsel politikası" isimli bir kitap çevrildi. Kitap çok kısa sürede İdefix'te çok satanlar listesine girerek basında geniş yer buldu.  

Etin ataerki, cinsellik, sömürü, tahakküm ya da "Rüzgar gibi pişti" reklamında olduğu gibi "kadın/piliç" göndermesiyle bağlantısını göstermek için bu kitabı bir kez hatırlatmak istiyoruz. 

Etin Cinsel Politikası / Carol J Adams / Ayrıntı Yayınları

"Her on yedi saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Her bir saniyede yüzlerce hayvan öldürülüyor. "Dayak yiyen kadınlar" gerçekliği her gün yüzümüze çarpılıyor ekranlardan ve gazete sayfalarından. Çiftliklerin esir ettiği, mezbahaların katlettiği hayvanlar "marketteki et"e indirgeniyor günümüzde. Etin hem protein için zorunlu olduğuna hem de gücün kaynağı olduğuna inanmamız için örülen mit, aslında erkeğin potansiyel şiddet eğilimiyle üstünlük kurmasına neden oluyor. Etçilleri yiyen etçiller, kafamızdaki iktidar piramidinde en üste yerleştiriliyor ve bu haliyle gündelik hayatımızın her köşesine sızıyor. Reklamların neredeyse tamamında eti yenen hayvanların kadınsı temsil edilmesi ve erkek zihninde seks yapılacak kadının et veya piliç görüntüsünde olması yapbozu kendiliğinden tamamlıyor. 

İşte Carol J. Adams bu kitapta, yukarıda sayılan olguları ve genel olarak ataerki ile et tüketimi arasındaki diyalektiği çözümlüyor. Ona göre, erkeklik inşasının önemli bir parçası başka bedenleri denetim altında tutmaktır; et yemek de bunun önemli bir aşamasını oluşturur. "Et yemek, erkek iktidarının her öğünde yeniden ilan edilmesidir." Onun kuramıyla, pornoda veya sof-rada (aslında erkeğin yazdığı tüm "metinlerde") parça parça tüketilen tüm adsızlar, "kayıp gönderge" olarak yeniden bedene kavuşuyor. 

Bu kitap, kadın ve hayvanın tüm yönleriyle eş olduğunu savunmuyor; yalnızca şiddet ve tahakkümden beslenen erkek egemen kültürün yeri yurdu olmadığının, zayıf bulduğu her şeyi ve herkesi "erkek" tanımının dışına atarak alt edilecek bir öteki ilan ettiğinin, özneden nesneye indirgediğinin altını çiziyor. Yiyecek/giyecek başka bir şey yokmuşçasına, birtakım canlılara yaşarken kafesi, ölürken ise kan gölünü reva gördüğümüz sürece savaşları ve ayrımcılığı olumlayan eril şiddet kültürünün ve hiyerarşinin aramızdan ayrılmayacağını hatırlatıyor. 

Bu kitapta ışık tutulan erkek şiddeti, kadın düşmanlığı, et yeme kültürü ve militarizm arasındaki bağlantılar, bugün de Carol J. Adams'ın yirmi yıl önce teşhis ettiği zamanki geçerliliğini koruyor."

Kitapla ilgili bugüne kadar yapılan röportaj ve incelemeleri aşağıdan inceleyebilirsiniz.









Kitabın yazarı Carol Adams ile yapılan röportaj ve haberleri ise aşağıdan inceleyebilirsiniz.



Lades Piliç'in yaptığı diğer görsel çalışmaları: