Radyolojik Koruma ve Nükleer Güvenlik Enstitüsü'nün (IRSN) yayınladığı haritada Çernobil'deki patlama sonrasında yayılan radyoaktif Cesium 137 izotopu yüklü bulutun hareketi gün be gün izlenebiliyor. Radyoktif bulut Türkiye'yi tümüyle etkisi altına almış.
20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazası olan Çernobil Reaktör Kazası, Ukrayna'nın Kiev kentine bağlı Çernobil kentindeki Nükleer Güç Reaktörü'nün 4. ünitesinde 26 Nisan 1986 günü erken saatlerde meydana geldi. Kaza sonrasında, atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri salındığı 30 Nisan 1986 günü tüm dünya tarafından öğrenildi.
En yüksek radyasyon dozlarına, sayıları bini bulan acil durum çalışanları ve Çernobil personeli maruz kaldı. Çalışanların bazıları için maruz kaldıkları dozlar öldürücü oldu. Zaman içinde Çernobil’de çalışan kurtarma personelinin sayısı 600 bini buldu. Bunların bazıları, çalışmaları boyunca yüksek düzeyli radyasyona maruz kaldılar. Çöken radyoaktif iyodinden kaynaklanan çocukluk tiroid kanseri, kazanın en önemli sağlık sorunlarından birisidir. Kazadan sonraki ilk aylarda, radyoaktif iyodin düzeyi yüksek sütlerden içen çocuklar yüksek radyasyon dozları aldılar. 2002 yılına kadar bu grup içinde 4 binden fazla tiroid kanseri teşhis edildi. Bu tiroid kanserlerinin büyük bölümünün radyoiyodin alımından kaynaklanmış olması çok muhtemeldir.
Bağımsız kaynaklar, yüzlerce yıl boyunca Pripyat ve komşu bölgelerde yerleşimin güvenli olmadığını söylemektedirler. Ayrıca bölgeye giriş çıkışlar hala polis kontrolünde olup bazı bölgelere giriş yapılamamaktadır.
Çernobil nükleer reaktöründeki patlama sonucunda çevre ülkelere yayılan radyoaktif parçacıkların büyüklüğü ve etkileri üzerine kazanın üzerinden geçen yıllarda ciddi bilimsel araştırmaların yapılmamış ve radyasyon seviyesini gösteren sayısal değerlerin açıklanmamış olması, patlamanın hemen sonrasında Türkiye üzerindeki etkilerle ilgili yeterli veriye ulaşmayı imkânsızlaştırmıştır. Ancak Çernobil kazasının Avrupa üzerindeki etkilerini gösteren harita ve çizelgeler, radyoaktif serpintinin çok geniş bir alanda yayıldığını ve Avrupa'daki pek çok ülkeyi doğrudan etkilediğini göstermektedir. Bununla birlikte, pek çok ülkedeki kanser vakalarının artışının nedeninin Çernobil kazası olduğuna ilişkin kuşkular da hâlâ devam etmektedir.
Türk Tabipler Birliği'nin ilk baskısı Nisan 2006'da yapılan "Çernobil Nükleer Kazası Sonrası Türkiye'de Kanser" başlıklı raporunda, Çernobil nükleer reaktör kazası ile Karadeniz bölgesindeki Kanser vakaları arasındaki ilişkinin araştırılması sonuçları kamuoyuna sunulmuştur. Raporda Çernobil'deki patlama sonrasında oluşan radyoaktif bulutların 3 Mayıs 1986 Cumartesi günü Marmara'ya, 4-5 Mayıs günleri Batı Karadeniz'e, 6 Mayıs günü Çankırı üzerinden Sivas'a, 7-9 Mayıs tarihlerinde Trabzon-Hopa'ya ulaştığı, 10 gün sonra da tüm Türkiye'ye radyoaktif parçacıkların yayıldığı belirtilmekte; çalışma sonucunda, Hopa’da kanser görülme sıklığı ile kanser nedeniyle ölümlerin, Türkiye’nin diğer coğrafi alanlarına göre daha fazla görülmesi olasılığının, araştırılmaya değer bir durum olduğunun ortaya çıktığı ifade edilmektedir.
Fransa'da Savunma Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Endüstri Bakanlığı ile Sağlık ve Araştırma Bakanlıklarının ortak yönetimine bırakılan, endüstriyel ve ticari aktiviteleri olan bir kamu kurumu olan Radyolojik Koruma ve Nükleer Güvenlik Enstitüsü'nün (IRSN) yayınladığı haritada Çernobil'deki patlama sonrasında yayılan radyoaktif Cesium 137 bulutunun hareketini gün be gün izleyebilirsiniz.
26 Nisan - 9 Mayıs 1986 günleri arasında görüldüğü gibi hareket eden radyoaktif bulut Türkiye'yi de tümüyle etkisi altına almış. Renklerin kodlarına gelince, sarı 100 becquerel (Becquerel: radyoaktivitenin etkisine ilişkin ölçme birimi), kırmızı ise en tehlikeli olan 1000 becquerel derecesini gösteriyor.
Kaynak: Cumhuriyet