Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'nun 14 yılı kapsayan raporuna göre, en fazla polis, asker, özel tim ve infaz koruma memuru taciz ile tecavüz etti. Tecavüzde 241 ile polis rekoru elinde tutarken, şu ana kadar hiçbiri yargılanmadı. 331 mağdur kadından 250'sinin Kürt olması da dikkat çekiyor.
Gözaltında tecavüzde rekor polisin
Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu, kurulduğu 1997 yılından itibaren, gözaltında taciz ve tecavüze uğrayan bir çok kadına hukuki destek verdi. Büronun 14 yıldır yürüttüğü faaliyetlere ilişkin çarpıcı bilgiler yer alıyor. Taciz ve tecavüz olaylarına ilişkin şu ana kadar 331 kadın başvuruda bulunarak, yardım talebinde bulunurken, faillerde polisin rekoru kimseyi kaptırmadığı dikkat çekiyor. 241 taciz ve tecavüzcü polis bulunuyor.
Mağdurların çoğu Kürt
Şimdiye kadar hukuk bürosuna başvuran kadınlardan 250'si Kürt iken, başvuranlar arasında 76 Türk, 1 Alman, 4 Roman, 1 Bulgar, 1 Rumen, 1 Avusturyalı bulunuyor. Adlarına başvuru yapılan kadınlardan 2'sinin intihar etmesi, birinin işkencede öldürülmesi, 14 yaşındaki bir kız çocuğunun ise akrabaları tarafından 'namus' adıyla katledilmesi, yaşananların sonuçlarını ve tahribatları gözler önüne seriyor.
Başvuranlardan gözaltında tecavüz ve taciz mağduru kadınların sayısı 21 iken, diğer vakalar ise şöyle: 4 kişi zorla fuhuş, 1 basın yoluyla taciz, 8 işkence sonucu bebeğini düşürme, 10 çocuklarıyla birlikte işkenceye maruz kalma, 5 tecavüze uğradıktan sonra hamile kalan, 5 bekaret kontrolüne maruz kalma.
Mağdur sayısı daha fazla
Gözaltında Cinsel ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'nun kurucusu ve sözcüsü Avukat Eren Keskin, 14 yıl içinde başvuran 331 kadından 79'unun tecavüze maruz kaldığını söylerken, aslında bu rakamın daha fazla olduğunu söyledi. Faillerin çoğunluğunun polis olduğuna dikkat çeken Keskin, "Kürdistan'daki şiddet ve korku dikkate alındığında başvuran kadın sayısı gerçek mağdur sayısının çok altında olduğunu düşünüyorum" dedi.
Kürt illerinde tecavüzün bir savaş politikası olarak uygulandığını vurgulayan Keskin "Binlerce kadın bu mağduriyeti yaşadı. Ama askerler hakkında şikayette bulunmak polisi şikayet etmekten daha zor olduğu için bir çok asker aslında şikayet edilemedi. Erlerden ziyade amirler suç işleyenlerin başını çekiyor. Amirin haberi olmadan hiçbir asker böyle bir suçu işleyemez" diye aktardı.
'Bu bir devlet politikası'
Taciz ve tecavüz olayında devlet görevlilerinin oranının yüksek olmasının şok edici olduğunu vurgulayan Av. Keskin şöyle konuştu: "Kadına yönelik şiddet aslında bir devlet politikası. Özellikle bir dönem çok açık bir biçimde uygulandı ve hala uygulanıyor. Burada sadece cinsel işkenceyi yapanlar değil, suçlu olanlar onları yeterince sorgulayıp dava açmayan savcılar da suçlu. Örneğin N.Ç davası 8 yıl sürdü ve burada 12 yaşındaki bir çocuktan bahsediyoruz ve bu mahkeme aslında tecavüzcülerin suçuna ortak oldu."
Şiddet sürekli devam ediyor
Türkiye"de cinsel taciz ve tecavüzün belgelenmesinin önündeki en büyük engelin Adlı Tıp Kurumu olduğunu kaydeden Av. Keskin, Türkiye'de halen bu tip suçların ispatında tek ve kesin delil olarak adlı tıp raporlarının kabul edildiğini vurgulayarak, hastane ve bağımsız hekimlerden alınan raporun delil sayılmadığını belirtti. Bir devlet memurunun yaptığı bir işkenceyi, başka bir devlet memuru tarafından rapor edilmek istendiğine ve bunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne aykırı olduğuna dikkat çeken Av. Keskin, bu durumun işkencenin devlet politikası olduğunun bir kanıtı olduğunu söyledi.
Adli kıskaç çabası
Mağdur kadınların şiddete uğramasının ardından adli makamların kıskacına girdiğini vurgulayan Av. Keskin rapordaki şu verilere dikkat çekti: Suç duyurusu nedeniyle ağır baskıya maruz kalan 34 kadın. Gördüğü baskı sonucu 40 kadın yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmış. 51 kadın korkutma, tehdit, tekrar gözaltına alınma veya işkenceye maruz kalmış. 41 mağdura dava açılmış. 2 kadın hakkında da cezaevindeyken disiplin soruşturma açılmış.
Mahkumiyet yok
Mağdurların yaşı da dikkat çekiyor. 10-18 yaş arasında 42, 18-67 arasında 289 vaka var. Taciz ve tecavüz olaylarındaki failerden 241'i polis iken faillerin 91'nin asker, 17'sinin özel timci, 15'inin korucu, 45'nin infaz koruma memuru, 4'nün itirafçı, 1'inin gazeteci Fatih Altaylı, 24'ünün adli tutuklu, 1'inin belediye başkanı, 1'inin adliye bekçisi ve birinin de öğretmen olması dikkat çekti. Ancak yüksek rakama rağmen tecavüzcü ve tacizci polislerden ve askerlerden hiç birinin mahkum olmaması dikkat çekti.
Zeynep KURAY
Kaynak: ANF