28 Nisan 2011 Perşembe

Festus davasında 121 kişi soruşturmalık



Gözaltında öldürülen Nijeryalı göçmen Festus Okey davasında, mahkeme heyeti bir kez daha "Adalet bekleyenler" hakkında suç duyurusunda bulundu. Festus davasında, haklarında soruşturma başlatılanların sayısı 121'e ulaştı.

Beyoğlu Polis Karakolu'nda öldürülen Nijeryalı göçmen Festus Okey davasına dün devam edildi. 4 yıldır süren dava da yine, Festus Okey'in kimlik bilgilerinin akıbeti konusunda, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı arasında yapılan yazışmanın beklenmesine karar verildi.

İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan polis Cengiz Yıldız avukatı ile birlikte katıldı. Davayı ayrıca, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, İnsan Hakları Ortak Platformu adına İHD eski Genel Başkanı Hüsnü Öndül, İHD Marmara Bölge Temsilcisi Rıza Dalkılıç ve Helsinki Yurttaşlar Derneği yöneticileri izledi.

13'üncü duruşması görülen dava, diğer duruşmalarda olduğu gibi sanık polis Cengiz Yıldız'ın değil, davaya müdahil olmak isteyen kişilerin "yargılanmasına" sahne oldu.

Kurumların başvurusu reddedildi

Davaya, İstanbul Barosu Başkanlığı, Ankara Barosu Başkanlığı, Göçmen Dayanışma Ağı, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Helsinki Yurttaşlar Derneği,Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Yeryüzüne Özgürlük Derneği adına, ayrı ayrı, müdahillik talebinde bulunuldu. Meslek örgütü ve derneklerin dışında ayrıca 76 kişi de davaya müdahallik talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti oy birliği ile aldığı kararda, tüm müdahillik taleplerini reddederken, kişisel başvuruda bulunanlar hakkında soruşturma başlatılmasına karar verdi. Heyet, gerekçe olarak, önceki duruşmalarda olduğu gibi, "Mahkeme heyetine hakaret" yapıldığını öne sürdü.

Böylelikle, Festus Okey davasında soruşturmalık olanların sayısı 121'e ulaştı. Bu kişilerden 3'ü avukat olduğu için, Adalet Bakanlığı'ndan soruşturmanın başlatılması için izin bekleniyor.

Şimşek: Üst mahkeme karar versin

Bir önceki duruşmada hakkında soruşturma istenen Av. Muhsin Kemal Şimşek, bu duruşmada, Yeryüzüne Özgürlük Derneği adına müdahillik talebinde bulundu. Şimşek, geçen duruşmada şahsı ve mahkeme arasında "husumet yaşandığı"na dikkat çekti. "Husumetin dikkate alınarak, karar verme konusunda mahkemenin yetkisinin olmayacağını" savundu. Av. Şimşek kararın üst mahkeme tarafından değerlendirilmesini istedi. Mahkeme heyeti, Av. Şimşek'in talebini, "Mahkemece hakkında suç duyurusunda bulunulmuş" olması gerekçesi ile reddetti.

Avukatlar karara itiraz etti

Av. Erdal Doğan, müdahillik talebine karşı soruşturma açılmasını, "Mahkeme heyeti davada ki tutumunu açıkça ortaya koydu" diye yorumladı. Doğan, "Cumhuriyet Savcısının artık bu davanın müdahale talebinde bulunanların hukui dayanakları çok açık dayanakları mevcutken bunları reddediyorsa ki reddetmiştir bundan sonraki mahkemenin vereceği her türlü kararda savcının bu davadaki konumunun davayı etkin, adil ve sonuç alıcı bir şekilde yürütemeyeceği konusunda kanatimiz oluşmuştur" dedi.

Kavili: Mahkemenin taraf olma tehlikesi ortaya çıktı

Av. Ömer Kavili ise kararı, "Hak aramayı caydırmaya yönelik bir tehlike" olarak değerlendirdi. Av. Kavili şöyle konuştu: "Mahkeme heyetinin hak arayan, hak aramak için mahkemeye dilekçe veren, 82 belgesine göre dilekçe verme hakkını kullanan, insanlara, yurttaş demiyorum, insanlara çünkü yurttaş olmayanlar dahi bu hakka sahiptir. Ve bu insanlar ile ilgili suç duyurusunda bulunmaya kalkışmış olması mahkeme heyetinin bu olayda taraf olma tehlikesini doğurmuştur. Bu doğru bir yöntem değildir. Bu hak aramayı caydırmaya yönelik, hukuku bir silah olarak kullanma riskidir. Toplumu bekleyen tehlike budur. Bir insan öldürülmüştür. Ve öldürülen insanın peşine düşülmemesini, onun sadece rutin işleyişte üstünün ne şekilde sonuçlanacağının bilinmez şekilde bırakılmasını amaçlayanlar varsa eğer, bu hukukta yasaktır. Ve bu konu da İstanbul Barosu olarak da tüm yurttaşlara yönelik hak arayıcılık ve hak koruyuculukta nasıl yol gösterip yardımcı oluyorsak bundan sonraki aşamalarda da İstanbul Barosu hukukun temsilcisi olmaya devam edecektir" dedi.

Kılıç: Baro olarak davayı özenle takip edeceğiz

İstanbul Barosu adına müdahillik talebinde bulunan Av. Hasan Kılıç ise "Avukatlık kanunun belirlediği temel görevler ve ödevler var en temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlali söz konusu bu konuda müdahillik talebinde bulunduk. Mahkemenin verdiği karara katılmamız mümkün değildir. İşkencenin olduğu, bir davada dünyanın en büyük barosu olan İstanbul Barosu'nun müdahilliğinin mutlaka olması gerekir. Bu davayı özenle takip edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz" dedi.

Öteyandan Göçmen Dayanışma Ağı duruşma öncesi basın açıklaması yaparak, "Festus, bizim kardeşimiz, unutmadık, unutturmayacağız. Bu davaya müdahiliz" dedi.

Duruşma 12 Temmuz tarihine ertelendi.

Kaynak: ETHA