Ormanların rant uğruna ve "insanlık" yararına bahanesi ile talan edilmesine; İstanbul ormanlarının ve su havzalarının 3. Köprü, 3. Havalimanı, Kanal İstanbul gibi kentte ve civarında yaşayan canlılara hiçbir yararı olmayan emlak odaklı, çılgın, vahşi projelere; madencilik ve su şirketlerine kurban edilmesine hayır demek; sadece insanın değil ormanların, ağaçların, hayvanların, börtü böceğin yaşam hakkı için 22 Aralık’ta Kadıköy’deki mitingde buluşuluyor.
Mitinge kent hareketleri, İstanbul forumları, mahalle dernekleri, LGBTİ örgütlerinin yanı sıra bireysel ve kitlesel olarak ekolojistler, uygarlık karşıtları, hayvan hakları savunucuları, hayvan özgürlükçüleri ve anti-otoriter, anarşist bireyler de katılacak.
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, YARIN saat 12.00'da Sögütlüçeşme Metrobüs Durağı'nda buluşarak yürüyüşe geçiyor. Yunuslara Özgürlük Platformu da mitingde yerini alacak, birer hapishane ve işkencehane olarak günümüzde, modern kentlerde varlığını sürdüren ticarethaneler olan yunus parklarının kapatılması gerektiğini haykıracak.
22 ARALIK'TA KADIKÖY'E!
Bizler İstanbul halkı olarak, yağmanın hesabının sorulmasında tarafız. Bu hesabı sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bütün İstanbul halkını, yağmalanan şehrimizin, mahallemizin, doğamızın, kamusal kaynaklarımızın hesabını sormak için, 22 Aralık Pazar günü Kadıköy Meydanı’nda olmaya çağırıyoruz.
Bizler hükümet ve yerel yönetimler tarafından insanca, güvenli, güvenceli ve sağlıklı bir şehirde yaşama hakkı; kent ve kentli hakları; kendi hayatı üzerindeki söz ve karar hakkı ve insanlık onuru hiçe sayılan İstanbul halkı olarak, “Yalana, Talana, Yağmaya, Yıkıma Artık Yeter!” diyoruz. Şehrimizle birlikte yaşamımızın her alanına, kazanılmış haklarımıza ve insanca yaşama olanaklarımıza karşı yıllardır sürdürülen saldırılar karşısında İstanbul halkına saygı gösterilmesini isteyerek ayağa kalkıyoruz. 22 Aralık’ta Kadıköy meydanında buluşuyoruz.
Onlar yıllardır hep birlikte yaşam alanlarımızı, emeğimizi, doğamızı yağmaladılar. Bizlerse yıllardır bütün yasal ve meşru yollarla bu yağmayı, talanı, yıkımı, katliamı durdurmak için mücadele ediyoruz. Şehrimize, mahallemize, parkımıza, suyumuza, ormanımıza, tarlamıza, bostanımıza yönelik bu açık ve organize saldırının hangi yıkıcı, çürütücü boyutlara ulaştığı, hep birlikte tanık olmak durumunda bırakıldığımız “büyük sabah operasyonları” ile ifşa edilen malum gerçeklerle bir kez daha açığa çıkmıştır.
Şehirlerimizin, yaşam alanlarımızın, doğal varlıklarımızın ve kamusal kaynaklarımızın yönetilmesi “işini” olağanüstü yasalar, süper-yetkiler ve halkın cebinden çıkan muazzam kaynaklarla kendi ellerinde tekelleştirmiş, hikmetinden sual olunmaz hükümet yetkililerinin, bakanların, belediye başkanlarının ve yıllardır bu yetkiler yardımıyla şehirlerimizi yağmalayarak palazlandırılan inşaatçıların elbirliğiyle sürdürülen bu organize kirli işlerin, bugün bizce sadece küçük bir kısmı, yıllardır bu büyük kent suçlarını hep birlikte işleyen yağmacıların, asla bir parçası olmadığımız iktidar savaşında ifşa edilmektedir.
Güç ve para sahipleri bu kavgayı hangi saiklerle sürdürüyor olurlarsa olsunlar, bizler yıllardır bu yağmanın birinci elden mağduru olan İstanbul halkı olarak, yağma ve talanın hesabının sorulmasında, yıkımın ve katliamın durdurulması konusunda ayrı, bağımsız bir taraf olduğumuzu ve bu hesabı sormaktan asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
22 Aralık mitinginin düzenleyicileri olarak, İstanbul’a karşı işlenmiş bütün kent suçlarının, yağmanın, talanın ve yalanların gerçek anlamda soruşturularak son bulmasının ancak taleplerimizi hep birlikte ve sokakta savunmaktan geçtiği bilinciyle, İstanbul’a ve kentlere karşı suç işleyen bütün yetkilileri, bakanları, belediye başkanlarını derhal istifaya çağırıyoruz!
Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler olmak üzere, hükümet yetkilileri ve şirketlere muazzam boyutlarda yolsuzluk imkanı yaratan; imar kararlarını keyfi uygulamalar haline getiren, idarenin denetimini imkansızlaştıran ve kendi yaşamımız ve yaşam alanlarımız üzerindeki söz ve karar hakkımızı hiçe sayan başta 6306 sayılı Afet Yasası olmak üzere bütün olağanüstü yasaların ve bu yasaların uygulanmasından doğan “riskli alan”, “kentsel dönüşüm” gibi uygulamaların iptal edilmesini talep ediyoruz. Kentsel-kamusal-doğal alanlarımız üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaratan, hukuk ve bilim dışı, projelerin, başta 3. Köprü ve 3. Havalimanı olmak üzere derhal durdurulmasını istiyoruz.
Haydarpaşa, Galata, Haliç, Cevizli Tekel gibi kamusal alanlardaki yağmanın derhal durdurulmasını ve Danıştay Kanunu değişikliklerinin, Tabiat Varlıkları Yasasının derhal iptalini istiyoruz.
Biz “Bir şehir nedir ki, içinde yaşayanlardan başka?” diyoruz. Onlar şehirlere ve doğal alanlara baktıklarında sadece yağma ve talan imkânları görüyorlar.
22 Aralık mitingini düzenleyen İstanbul halkı olarak, bu yağmanın hesabının sorulmasında tarafız. Bu hesabı sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bütün İstanbul halkını, yağmalanan şehrimizin, mahallemizin, doğamızın hesabını sormak için, 22 Aralık Pazar günü Kadıköy Meydanında buluşmaya çağırıyoruz.
Detaylı bilgiye ve mitingin çağrıcı listesine ulaşmak için: http://www.istanbulkentmitingi.org
Mitinge kent hareketleri, İstanbul forumları, mahalle dernekleri, LGBTİ örgütlerinin yanı sıra bireysel ve kitlesel olarak ekolojistler, uygarlık karşıtları, hayvan hakları savunucuları, hayvan özgürlükçüleri ve anti-otoriter, anarşist bireyler de katılacak.
Bağımsız Hayvan Özgürlüğü Aktivistleri, YARIN saat 12.00'da Sögütlüçeşme Metrobüs Durağı'nda buluşarak yürüyüşe geçiyor. Yunuslara Özgürlük Platformu da mitingde yerini alacak, birer hapishane ve işkencehane olarak günümüzde, modern kentlerde varlığını sürdüren ticarethaneler olan yunus parklarının kapatılması gerektiğini haykıracak.
22 ARALIK'TA KADIKÖY'E!
Bizler İstanbul halkı olarak, yağmanın hesabının sorulmasında tarafız. Bu hesabı sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bütün İstanbul halkını, yağmalanan şehrimizin, mahallemizin, doğamızın, kamusal kaynaklarımızın hesabını sormak için, 22 Aralık Pazar günü Kadıköy Meydanı’nda olmaya çağırıyoruz.
Onlar yıllardır hep birlikte yaşam alanlarımızı, emeğimizi, doğamızı yağmaladılar. Bizlerse yıllardır bütün yasal ve meşru yollarla bu yağmayı, talanı, yıkımı, katliamı durdurmak için mücadele ediyoruz. Şehrimize, mahallemize, parkımıza, suyumuza, ormanımıza, tarlamıza, bostanımıza yönelik bu açık ve organize saldırının hangi yıkıcı, çürütücü boyutlara ulaştığı, hep birlikte tanık olmak durumunda bırakıldığımız “büyük sabah operasyonları” ile ifşa edilen malum gerçeklerle bir kez daha açığa çıkmıştır.
Şehirlerimizin, yaşam alanlarımızın, doğal varlıklarımızın ve kamusal kaynaklarımızın yönetilmesi “işini” olağanüstü yasalar, süper-yetkiler ve halkın cebinden çıkan muazzam kaynaklarla kendi ellerinde tekelleştirmiş, hikmetinden sual olunmaz hükümet yetkililerinin, bakanların, belediye başkanlarının ve yıllardır bu yetkiler yardımıyla şehirlerimizi yağmalayarak palazlandırılan inşaatçıların elbirliğiyle sürdürülen bu organize kirli işlerin, bugün bizce sadece küçük bir kısmı, yıllardır bu büyük kent suçlarını hep birlikte işleyen yağmacıların, asla bir parçası olmadığımız iktidar savaşında ifşa edilmektedir.
Güç ve para sahipleri bu kavgayı hangi saiklerle sürdürüyor olurlarsa olsunlar, bizler yıllardır bu yağmanın birinci elden mağduru olan İstanbul halkı olarak, yağma ve talanın hesabının sorulmasında, yıkımın ve katliamın durdurulması konusunda ayrı, bağımsız bir taraf olduğumuzu ve bu hesabı sormaktan asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.
22 Aralık mitinginin düzenleyicileri olarak, İstanbul’a karşı işlenmiş bütün kent suçlarının, yağmanın, talanın ve yalanların gerçek anlamda soruşturularak son bulmasının ancak taleplerimizi hep birlikte ve sokakta savunmaktan geçtiği bilinciyle, İstanbul’a ve kentlere karşı suç işleyen bütün yetkilileri, bakanları, belediye başkanlarını derhal istifaya çağırıyoruz!
Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler olmak üzere, hükümet yetkilileri ve şirketlere muazzam boyutlarda yolsuzluk imkanı yaratan; imar kararlarını keyfi uygulamalar haline getiren, idarenin denetimini imkansızlaştıran ve kendi yaşamımız ve yaşam alanlarımız üzerindeki söz ve karar hakkımızı hiçe sayan başta 6306 sayılı Afet Yasası olmak üzere bütün olağanüstü yasaların ve bu yasaların uygulanmasından doğan “riskli alan”, “kentsel dönüşüm” gibi uygulamaların iptal edilmesini talep ediyoruz. Kentsel-kamusal-doğal alanlarımız üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaratan, hukuk ve bilim dışı, projelerin, başta 3. Köprü ve 3. Havalimanı olmak üzere derhal durdurulmasını istiyoruz.
Haydarpaşa, Galata, Haliç, Cevizli Tekel gibi kamusal alanlardaki yağmanın derhal durdurulmasını ve Danıştay Kanunu değişikliklerinin, Tabiat Varlıkları Yasasının derhal iptalini istiyoruz.
Biz “Bir şehir nedir ki, içinde yaşayanlardan başka?” diyoruz. Onlar şehirlere ve doğal alanlara baktıklarında sadece yağma ve talan imkânları görüyorlar.
22 Aralık mitingini düzenleyen İstanbul halkı olarak, bu yağmanın hesabının sorulmasında tarafız. Bu hesabı sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Bütün İstanbul halkını, yağmalanan şehrimizin, mahallemizin, doğamızın hesabını sormak için, 22 Aralık Pazar günü Kadıköy Meydanında buluşmaya çağırıyoruz.
Detaylı bilgiye ve mitingin çağrıcı listesine ulaşmak için: http://www.istanbulkentmitingi.org