Veganarşist tutsak Osman Evcan, Yeryüzüne Özgürlük'ten bir arkadaşımızın mektubu üzerine "Gezi'de öldürülen tüm canlıları anma" eylemimize yönelik devlet baskısı hakkında açıklamalar yaptı. Ayrıca veganizmin kapitalizme olduğu kadar sosyalizme de karşı olması gerektiğini bildirdi. Mektubun bir kısmını yayınlıyoruz:
Bafra-Samsun, 28 Kasım 2013
"...Sizlerin Yeryüzüne Özgürlük Derneği olarak Gezi olaylarında atılan gazlardan ölen kuşların, kedilerin ölmesi nedeniyle onları anmak için 28 Eylül'de basın açıklaması girişiminde bulunmuş olmanız duyarlı vegan bir tavırdır. Sizleri bu duyarlı tavrınızdan ötürü kutlarım.
Bununla birlikte ormanların talanıyla sonuçlanan kentlerin kurulmasını da protesto kapsamında bulundurmanız uygarlık karşıtı bir birey olarak sevinçle karşılamaktayım. Bu talepler çok ileri düzeyde düşünce içeren nitelikli, kapsamlı ve radikal taleplerdir. Bu taleplerinizi bir yoldaşınız olarak kabulleniyorum, destekliyorum ve de olumluyorum...
Basın açıklamanıza izin verilmemesi, şiddet görmeniz, gözaltına alınıp 2 saat yaşamınızın kısıtlanması... Tüm bunlar baskıcı uygulamalardır, kınıyorum. Şiddetin, sömürgenliğin egemen olduğu devletçi sistemlerde ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü de olmuyor... Şiddet ve sömürgenlik ediminin olmadığı yaşam alanlarında eşitlik ve özgürlük kültürü vardır. Şiddet ve sömürgenliğin örgütlenme biçimi olan devletsel, iktidarsal oluşumlarda eşitlik, özgürlük ilişkisi ve kültürü olmayacaktır. Bu nedenle de tahakküm, baskı, şiddet, ayrımcılık, türcü-cinsiyetçi yaklaşımlar insan ilişkilerine egemen olacaktır. Kapitalist veya sosyalist sistemler varoluş biçimi olarak bu nitelikte devletçi ve sömürgen oluşumlardır...
Veganizm sadece kapitalizm karşıtlığı değildir. Sosyalizm karşıtlığı da içerir. Veganizm uygarlık karşıtlığıdır. Teknolojik yıkıma, şiddete, insan türünün doğaya ve kendine yabancılaşmasına, ekolojik talana, sömürüye, kirlenmeye, küresel ısınmaya, küresel iklim değişikliğine karşı topyekün tavır alır.. Uygarlaşma edimi devletçi örgütlenme biçimiyle tarihsel birliktelik içerir. Devlet olgusunun ilkel-basit tarihselliğinden başlayıp on binlerce yıldır süren modernleşme süreciyle büyümesi ve ulus-devlet haline dönüşmesi uygarlaşmanın sonucudur. Bu iç içe geçmiş, birbirini üreten ve birbirini pekiştiren olguları birbirinden ayıramayız. Veganizm tüm bu olgulara köktenci bir tavır alıştır..."
1959 Samsun doğumlu Osman Evcan 1992 yılında sol örgüt üyeliği ve gasp suçlamasıyla 30 yıl hapse mahkum edildi. 2003'te yeşil anarşist görüşleri benimsediğinden beri vegan yaşıyor. Evcan 2011 yılında hayvanları sömürmeyen yemek talebinin Kırıkkale F Tipi Cezaevi tarafından karşılanmaması üzerine 42 günlük açlık grevine gitti. Bu süreçte Eskişehir'deki anarşistler ile İstanbul'daki Yeryüzüne Özgürlük destekçileri onun için eylemler yaptı ve milletvekili Melda Onur'un konuyu mecliste taşıması üzerine cezaevleri ve nezarethanelerde bulunan tüm insanların vegan/vejetaryen yemeğe erişme hakkı Adalet Bakanlığı tarafından hükme bağlandı. Osman Evcan, o günden beri zaman zaman hakları kısıtlansa da şu anda sağlık, spor ve kansız yemeğe erişme haklarını aldığını bize bildirdi.
Osman en kötü ihtimalle 2022'de aramızda olacak; ama o günkü kavuşmaya kadar kendisine ulaştıracağımız her mektup veya kendisini görmeye gideceğimiz her dakika onun için çok değerli. Mektup ve ziyaretleriniz için: T Tipi Kapalı Cezaevi, Koğuş No: A-27, Bafra-Samsun
Bafra-Samsun, 28 Kasım 2013
"...Sizlerin Yeryüzüne Özgürlük Derneği olarak Gezi olaylarında atılan gazlardan ölen kuşların, kedilerin ölmesi nedeniyle onları anmak için 28 Eylül'de basın açıklaması girişiminde bulunmuş olmanız duyarlı vegan bir tavırdır. Sizleri bu duyarlı tavrınızdan ötürü kutlarım.
Bununla birlikte ormanların talanıyla sonuçlanan kentlerin kurulmasını da protesto kapsamında bulundurmanız uygarlık karşıtı bir birey olarak sevinçle karşılamaktayım. Bu talepler çok ileri düzeyde düşünce içeren nitelikli, kapsamlı ve radikal taleplerdir. Bu taleplerinizi bir yoldaşınız olarak kabulleniyorum, destekliyorum ve de olumluyorum...
Basın açıklamanıza izin verilmemesi, şiddet görmeniz, gözaltına alınıp 2 saat yaşamınızın kısıtlanması... Tüm bunlar baskıcı uygulamalardır, kınıyorum. Şiddetin, sömürgenliğin egemen olduğu devletçi sistemlerde ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü de olmuyor... Şiddet ve sömürgenlik ediminin olmadığı yaşam alanlarında eşitlik ve özgürlük kültürü vardır. Şiddet ve sömürgenliğin örgütlenme biçimi olan devletsel, iktidarsal oluşumlarda eşitlik, özgürlük ilişkisi ve kültürü olmayacaktır. Bu nedenle de tahakküm, baskı, şiddet, ayrımcılık, türcü-cinsiyetçi yaklaşımlar insan ilişkilerine egemen olacaktır. Kapitalist veya sosyalist sistemler varoluş biçimi olarak bu nitelikte devletçi ve sömürgen oluşumlardır...
Veganizm sadece kapitalizm karşıtlığı değildir. Sosyalizm karşıtlığı da içerir. Veganizm uygarlık karşıtlığıdır. Teknolojik yıkıma, şiddete, insan türünün doğaya ve kendine yabancılaşmasına, ekolojik talana, sömürüye, kirlenmeye, küresel ısınmaya, küresel iklim değişikliğine karşı topyekün tavır alır.. Uygarlaşma edimi devletçi örgütlenme biçimiyle tarihsel birliktelik içerir. Devlet olgusunun ilkel-basit tarihselliğinden başlayıp on binlerce yıldır süren modernleşme süreciyle büyümesi ve ulus-devlet haline dönüşmesi uygarlaşmanın sonucudur. Bu iç içe geçmiş, birbirini üreten ve birbirini pekiştiren olguları birbirinden ayıramayız. Veganizm tüm bu olgulara köktenci bir tavır alıştır..."
1959 Samsun doğumlu Osman Evcan 1992 yılında sol örgüt üyeliği ve gasp suçlamasıyla 30 yıl hapse mahkum edildi. 2003'te yeşil anarşist görüşleri benimsediğinden beri vegan yaşıyor. Evcan 2011 yılında hayvanları sömürmeyen yemek talebinin Kırıkkale F Tipi Cezaevi tarafından karşılanmaması üzerine 42 günlük açlık grevine gitti. Bu süreçte Eskişehir'deki anarşistler ile İstanbul'daki Yeryüzüne Özgürlük destekçileri onun için eylemler yaptı ve milletvekili Melda Onur'un konuyu mecliste taşıması üzerine cezaevleri ve nezarethanelerde bulunan tüm insanların vegan/vejetaryen yemeğe erişme hakkı Adalet Bakanlığı tarafından hükme bağlandı. Osman Evcan, o günden beri zaman zaman hakları kısıtlansa da şu anda sağlık, spor ve kansız yemeğe erişme haklarını aldığını bize bildirdi.
Osman en kötü ihtimalle 2022'de aramızda olacak; ama o günkü kavuşmaya kadar kendisine ulaştıracağımız her mektup veya kendisini görmeye gideceğimiz her dakika onun için çok değerli. Mektup ve ziyaretleriniz için: T Tipi Kapalı Cezaevi, Koğuş No: A-27, Bafra-Samsun