Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Meclisi, son bir ay içerisinde Ermeni halkına yönelik ırkçı saldırı ve cinayetlere karşı yürüdü.
HDK Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü’nün de aralarında olduğu yüzlerce HDK’li, Kocamustafapaşa Meydanı’nda bir araya geldi. “Ermeni halkının yanındayız. Irkçılığa geçit vermeyeceğiz” yazılı pankart açan HDK’liler, “Nefret sizin insanlık bizim”, “Ermeni komşuma dokunma”, “Türk, Kürt, Ermeni yaşasın halkların kardeşliği” sloganları ile yürüdü. Yürüyüş sırasında evlerin camlarına, balkonlarına çıkan çok sayıda kişi, alkışlarla destek verdi.
Kitle ilk olarak 28 Aralık’ta evinde katledilen Maritsa Küçük’ün evinin önüne gitti, karanfil bıraktı. Camlara çıkan Küçük’ün komşuları, “Biz de insanız ne istiyorlar bizden” sözleriyle tepki gösterdi, ağladı.
HDK’liler ardından Samatya Meydanı’na yürüdü. Burada HDK İstanbul Meclisi adına Ahmet Saymadi açıklama yaptı.
‘Polis suç ortağıdır’
Ermenilerin yoğun olarak yaşandığı Samatya’nın bir süredir Ermenilere yönelik sistematik saldırılarla gündeme geldiğini hatırlatan Saymadi, ilk olarak 28 Kasım’da Turfanda Aşık adlı kadının evinde saldırıya uğradığını ve gözünü kaybettiğini hatırlattı. Maritsa Küçük’ün evinde bıçaklanarak katledildiğini, son olarak ise Sultan Aykar’ın saldırıya uğradığını anımsatan Saymadi, polisin herhangi bir soruşturma başlatmadığını, yeni saldırıların yaşanmaması için önlemler de almadığını kaydetti. Bazı görgü tanıklarının sivil polisler tarafından kameraların söküldüğü yönünde bilgi verdiğini aktaran Saymadi, “Polis saldırganları bulmak için çaba göstermek bir yana, delilleri karartmaktadır. Dolayısıyla polis bu saldırıların suç ortağıdır” dedi.
‘Yaşananlar devletin izleyeceği politikanın habercisi’
Ermenilere yönelik saldırıların Samatya ile sınırlı olmadığını, Ermeni er Savag Balıkçı’nın zorunluk askerlik yaptığı sırada öldürüldüğünü ifade eden Saymadi, Ermenilere yönelik saldırıların 1915′ten bu yana aralıksız olarak sürdüğünü vurguladı.
“AKP Hükümeti, devletin Ermenilere, Kürtlere, Süryanilere dönük ırkçı politikasını devam ettiriyor” diyen Saymadi, şöyle devam etti: “Sevag’ın katil zanlısı serbest. Hrant Dink cinayetinde payı olan Muammer Güler İçişleri Bakanı, Celalettin Cerrah vali, hukuksuz mahkeme kararına imza atan hakim ombudsmandır. Maritsa Küçük’ün katili aranmıyor. Bu saldırılar Ermeni Soykırımı’nın 100. yılı olan 2015′e yaklaşırken devletin izleyeceği politikanın habercisidir.”
‘Soruların cevapları insan etiğine uymuyor’
“Maritsa Küçük’ün katillerini Muammer Güler’in yönettiği polis teşkilatı mı bulacak? O katilleri Hrant’ı yargılayan hakimler mi yargılayacak? Mahalledeki kameraları bile kıran sivil polisler mi güvenlik sağlayacak? Bu kaza kurşunları, tesadüf cinayetler hep Ermenileri im bulacak? Ermenilere karşı nefret suçları işlendiğini anlamak için ille de bir Ermeni’nin öldürülmesi mi gerekecek? Basın sadece ölümler başlayınca mı haber yapacak?” sorularını soran Saymadi, bu soruların cevaplarının hiçbirinin insanlık ettiğine uygun olmadığını vurguladı.
Saldırıların durmasının yegane yolunun omuz omuza mücadeleden geçtiğini kaydeden Saymadi, sözlerini şöyle noktaladı:
“Barış, kardeşlik ve eşitlik içerisinde yaşama şiarını yaygınlaştırmalıyız. Ermeni komşumuza dokundurtmayacağız, ırkçılığa, nefret söylemine, faşizme geçit vermeyeceğiz.”
Ardından HDK Yürütme Kurulu Üyesi Ertuğrul Kürkçü konuştu.
‘Halkın öfkesiyiz, buradayız’
Bugüne kadar peş peşe işlenen bütün cinayetlerin, benzer bir örgü içerisinde gerçekleştiğine dikkat çeken Kürkçü, cinayetlerin çözülmesi için İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’nın gerekenleri yaptığından emin olmadıklarını söyledi. Kürkçü, “Bundan kuşku duyuyoruz. Çünkü Ermenilere, gayri Müslimlere, Hristiyan cemaat mensuplarına karşı işlenen tüm cinayetlerin arkasında Türkiye’nin güvenlik teşkilatının, şu ya da bu biriminin başındaki yetkiler çıktı. Bundan dolayı tüm bu cinayetlerin arkasında da güvenlik güçlerinin olduğunu düşünmemizin önünde bir engel yok” dedi. Halkın ödediği vergilerden maaşlarını alan polisin cinayetleri çözmesi gerektiğini belirten Kürkçü, “Ama emniyet bu işi yapmazsa halkın öfkesi ve vicdanı harekete geçer. Biz halkın öfkesiyiz, halkın vicdanıyız. Onun için buradayız” şeklinde konuştu.
Ermenilerin, Rumların, Süryanilerin ve Ezidilerin bu toprakların en kadim halkları olduğunu vurgulayan Kürkçü, şöyle devam etti: “İstanbul’da biz yokken onlar vardı. Buradaki medeniyeti onlar kurdu. Bu topraklarda yönetimi ellerinde tutanlar, buranın en kadim medeniyetlerinin de mirasçısı olmalılar. Burada yaşayan Ermeniler, Rumlar, Süryaniler, Ezidiler kısacası Sünni, Müslüman ve Türk olmayan halklar, nadide birer mücevher gibi korunmalıdır. Onları baş tacı etmeliyiz, birlikte yaşamalı, onları herkesten daha çok kayırmalıyız. Çünkü çok zulme uğradılar, çok ezildiler. Artık yeter, artık yeter, artık yeter.”
HDK’nin, halkın vicdanı ve öfkesi olduğunu ve bu cinayetlerin izin süreceklerini kaydeden Kürkçü, “Biz cinayetlerin arkasındaki ırkçı izi görüyoruz, hissediyoruz. İki elimiz yakalarında olacak. Eninde sonunda bu cinayetin hesabı verilecek. Ermeni komşularımızı kayıracağız, esirgeyeceğiz. Asla ve asla kıllarına zarar gelmesine izin vermeyeceğiz. Yaşasın halkların kardeşliği” dedi.
Tuncel: Diliniz ırkçılığı körüklüyor, değiştirin
HDK Yürütme Kurulu Üyesi Sebahat Tuncel, Ermeni halkına seslendi, “Yalnız değilsiniz, sizinle birlikte bu katliam ve saldırıların hesabını soracağız” dedi.
Tuncel, aynı zamanda Türkiye’yi yönetenlere seslendi ve şunları söyledi: “Bu ülke binlerce yıldır farklı kimlik, inanç ve kültürlerin bir arada yaşadığı bir ülkedir. O nedenle gelin önce dilinizi değiştirin. Çünkü sizin diliniz nefreti körüklüyor, ırkçılığı derinleştiriyor, saldırılara zemin hazırlıyor. Tek dil, tek millet, tek düşünce, tek din diyenler yaşanan saldırılardan sorumludur. Bir halkın başka bir halktan daha üstün olduğunu söyleyenler saldırılara zemin hazırlıyorlar.”
Halkların sadece kardeş olmadığını, aynı zamanda eşit de olduğunu vurgulayan Tuncel, HDK olarak bu ilkenin yaşam bulması için mücadele edeceklerinin altını çizdi. Tuncel, “Halklar arasında bir sorun yok. Tek sorun bu ülkeyi yönetenler” dedi, ve halkların özgürlüğü için mücadeleyi süreceklerini kaydetti.
Konuşmaların ardından sanatçı Ferhat Tunç, katledilen Ermenilerin anısına Sarı Gelen ezgisini Türkçe ve Ermenice söyledi.
Kaynak: ETHA
* HDK'nin çağrıcı olduğu ve diğer insan hakları aktivistlerinin, kuruluşlarının katılımı ile gerçekleştirilen "Ermeni Halkının Yanındayız, Irkçılığa Geçit Vermeyeceğiz!" başlıklı basın açıklamasının tam metni için tıklayın.
* İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon'un açıkladığı "Maritsa Küçük Cinayeti ve Samatya’da Irkçı Saldırılar" başlıklı rapora ulaşmak için tıklayın.