TBMM'nin tepkiler üzerine beklemeye aldığı 'Hayvanları Koruma Kanunu'yla benzer içerikteki 'Hayvan Refahı Yasası' KKTC Meclisi'nden geçti. Buna göre, KKTC'de sokak hayvanları bir sahip bulunmazsa ya öldürülecek ya da deneylerde kullanılacak. Hayvan hakları savunucuları ayakta!
TBMM'nin gelen tepkiler üzerine beklemeye aldığı "Hayvanları Koruma Kanunu"ndaki değişikliklerin benzerini içeren yasa KKTC Cumhuriyet Meclisi'nden geçti. Ölüm yasasına karşı hayvanseverler ayakta. KKTC Cumhurbaşkanlığı'nın Facebook sayfasından tepki mesajları yağdırılan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu yasayı veto etmezse, KKTC'de sokak hayvanlarının sonu yuva bulunamadığı takdirde ya ölüm ya da laboratuvar olacak. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Hülya Yalçın, direkt hayvanların yok edilmesini düzenleyen yasalar hem KKTC, hem benzeri ülkeler, hem de bizim için yüzyılın utancıdır diyerek, "Bir başka canlının hayatı üzerinde ahkam kesmek insanın doymaz cüretinin bir sonucudur. Türkiye KKTC olmamalı, olmadığı gibi KKTC'ye bu konuda örnek olacak bir karara imza atmalı. Doğal ortamları yaşadıkları yer, yani mecburen sokaklar olan hayvanların toplanarak utanç dolu bir kıyımla yok edilmesini yasalaştıran KKTC Meclisi'ni şiddetle protesto ediyor, aynı utanca TBMM'nin imza atmaması için var gücümüzle çalışmaya, insanları bilinçlendirmeye devam ediyoruz" dedi. Efsanevi aktris Brigitte Bardot’un Abdullah Gül’e mektup yazarak kanun tasarısının gözden geçirilmesini istemişti.
KKTC Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Çarşamba günü "oybirliğiyle" onaylanan "Hayvan Refahı Yasası" kimsesiz hayvanlarının toplatılması, yuva bulunamazsa öldürülmesi ve canlı hayvanlar üzerinde deney yapılmasının önünü açması nedeniyle KKTC’de ve Türkiye’de hayvanseverlerin büyük tepkisine neden oldu. Türkiye’deki hayvanseverlerin kaygıyla takip ettiği düzenlemelerin yasalaşması sokak hayvanlarına uygulanacak soykırımın önünü açması nedeniyle büyük önem taşıyor. 5199 sayılı kanunda yapılacak değişiklikle ‘güçten düşmüş’ sokak hayvanlarının zehirli iğne yapılarak 'uyutululması', 'doğal yaşam parklarına' götürülmesi, evlerdeki evcil hayvan sayısına dahi bir düzenleme getirilmesi gibi ‘yenilikler’ Eylül-Ekim aylarında yapılan gösterilerle protesto edilmişti. Türkiye’nin birçok ilinde on binlerce kişinin eşzamanlı yaptığı eylemler yurtdışında da yankı bulunca AK Parti yasa tasarını yeniden inceleme kararı almıştı. KKTC’deki Hayvan Refahı Yasası’nın kabul edilmesi ise internette büyük tartışma yarattı ve hayvanseveri ayağa kaldırdı. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Hülya Yalçın, KKTC’de gelişmeleri Türkiye’de yapılacak olan değişikliklerle karşılaştırarak AKŞAM’a yorumladı:
Sahip bulunamazsa öldürülecekler
"KKTC’de onaylanan "Hayvan Refahı Yasası" Türkiye’de yapılmaya çalışılan düzenlemenin neredeyse aynısı. KKTC’de kabul edilen yasa maalesef refah adı altında düzenlenmiş, sokak hayvanlarına soykırım yapma yasasıdır. Uygulamaya yönelik ucu açık tedbirlerin iyimser açıklamalarla dolanılmaya çalışılması bile yasanın yaratacağı vahşi sürek avlarının gelişini gizlemeye yetmez. Henüz koruyan bir yasa varken bile Türkiye'de her gün yaşanan sayısız yaşam hakkı ihlaline karşı sürdürdüğümüz mücadelede yeterli bir noktaya gelemediğimiz ortadadır. KKTC Hayvan Refahı Yasası ana metni ve başlangıcı itibariyle "sahipsiz, başıboş hayvanlar" tanımlaması yapıp, ardından toplama kriterlerini ve en iyimser süre ile iki hafta arasında sahiplenilmeyenlerin öldürülmesini açıkça hükme bağlamıştır. Bu toplamadan muaf tutulanlar ise "av yaparken, bekçilik yaparken bağlı olmayan -bir anlamda başıboş- köpekler"dir metne göre. Burada hayvan refahından ya da yaşam hakkından söz etmek mümkün değildir. Tamamen sokaktaki cansız bir çöpü ortadan kaldırmakla eş bakış açısına sahip bu düzenleme daha ilk cümleleriyle kendini ele vermiştir. Ne gerekçeyle olursa olsun " bir canlının hayatına son verilmesi" kararını kanunla düzenleyen hiçbir uygulama hayvan korumak ya da insani, ya da medeni olarak adlandırılamaz. Kanun yapıcıların niyeti ne yazık ki burada da KKTC’de de aynı şekilde işliyor.
Hayvanlar üzerinde korkunç deneyler yapılacak
Hayvanların deneysel amaçlarla kullanılması dünyada "etik" bulunmayarak tartışılırken, bunu direkt yasa maddesinde kalıplaştıran uygulama Türkiye’deki mevcut ve yeni önerinin aynısıdır. Hayvanları çalıştırmaya, kullanmaya, öldürmeye, her türlü iş için materyal olarak kullanmaya dair düzenlemeleri sanki hayvanlar için harika bir hayat şekli seçmişler gibi servis etmelerini anlamak mümkün değil. Artık bu bir bilinçlenme ve can savunma aşamasına giren sürecin başıdır. Yıllardır yaşanan birbirinden hunharca hayvan zulümlerine karşı yasal bir düzenleme yapılmadan, popülasyonu yavaşlatmak için önlemler alınmadan; direkt hayvanların yok edilmesini düzenleyen yasalar hem KKTC, hem benzeri ülkeler hem de bizim için yüzyılın utancıdır. Bir başka canlının hayatı üzerinde ahkam kesmek insanın doymaz cüretinin bir sonucudur. Mesela örnek bir cümle; " onaylanmış deneysel gerekçeler haricinde canlı hayvanları yem olarak kullanmak" nedir? Onaylanmış dediği anda tanım bitmiştir. Hani korumak? Nasıl korumak? Tüm cümleleri baştan sona aldatıcı, asla koruma içermeyen, sırf yasaya ölüm koşullarını bağlayarak ileride çıkacak kurtarma reflekslerinin önünü kesmek amacıyla oluşturulmuş bir metindir. Oy birliğiyle onaylanması ise endişe vericidir. Bir örnek cümle daha; "Tıbbi nedenler ve onaylanmış deneysel gerekçeler dışındaki herhangi bir gerekçeyle hayvanların tırnaklarını çekmek, dişlerini sökmek, ses tellerini almak, zehir bezlerini almak, sağır veya kör etmek," ne demek mesela? Biz hangi aşamada ve nasıl karşı durup, nasıl aksi durum kanıtlayarak bir hayvanı koruyabileceğiz? "Tıbbi nedenler, onaylanmış deneysel gerekçeler" gibi kapalı fakat sonsuz ihlale açık maddeler tamamen hayvan yaşam hakkına saldırıdır.
Türkiye KKTC’ye örnek olmalı
Bu uygulama sonunda ciddi bir ihlaller aşaması olacağı aşikardır. Araya serpiştirilen hayvan polisi, ihbar, cezalar gibi kavramlar ise uygulamada yıllardır birebir yaşadığımız tecrübeler nedeniyle bizlere fazla bir şey ifade etmiyor. Yeni yeni hayvan haklarına ilgi duyanların "aman ne güzel, bakın işte ceza da var" diyebileceği türden içi boş, uygulamada zayıf ve en çabuk terk edilecek maddelerdir. Ülkemizde endişeyle izlediğimiz Meclis sürecinde böyle hain ve ihlalden başka bir şey içermeyen bir yasanın çıkmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Aylardır herkes kendi bölge vekillerine sürekli bu konuda bilgilendirme yapıyor, sürekli telefonlarla görüşmeler yapıyor ve basını durmadan alarmda tutabilmek için inanılmaz bir mücadele veriyoruz. Türkiye KKTC olmamalı, olmadığı gibi KKTC’ye bu konuda örnek olacak bir karara imza atmalı. Doğal ortamları yaşadıkları yer, yani mecburen sokaklar olan hayvanların toplanarak utanç dolu bir kıyımla yok edilmesini yasalaştıran KKTC Meclisi’ni şiddetle protesto ediyor, aynı utanca TBMM’nin imza atmaması için var gücümüzle çalışmaya, insanları bilinçlendirmeye devam ediyoruz. Yasa maddelerini maddesel bazda bile değerlendirmek gerçekten içimden gelmiyor. Kelime oyunları, incelikler veya yorum farkları hiçbir şeyi değiştirmez. En özet şekliyle bütün sokaklar hayvanlardan en kanlı, en sinsi ve en insanlık dışı şekilde arındırılacak. Masumiyet öldürülecek."
Kaynak: Akşam
Şanslı Sayfa" olarak, KKTC Cumhurbaşkanlığı da Hayvan "hakları" yasasıyla öldürmeyi onaylamaktan dolayı protestoya konu oldu...