Diyarbakır’ın Çınar ilçesi Solmaz köyü kırsalında katledilen ve daha sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nca içi doldurularak il il gezdirilen leoparla ilgili olarak Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği’nin yaptığı suç duyurusu üzerine açılan kamu davasının ilk duruşması, Çınar Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görüldü.
Duruşmaya leoparı öldüren sanıklar katılır iken Ankara Barosu, Antalya Barosu ve Gaziantep Barosu vekilleri olan hayvan hakları komisyonu üyesi avukatlar ile Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği, Yeryüzüne Özgürlük Derneği ve Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği aktivistleri de duruşmayı izledi.
Leoparı kendilerini korumak gerekçesi ile vurduklarını iddia eden sanıklar, beraatini istedi. Davaya katılım talebinde bulunan Ankara, Antalya ve Gaziantep Baroları’nın ve Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği’nin müdahillik başvuruları mahkemece kabul edildi.
Sanık beyanlarının çelişkili ifadeler içerdiğini belirtilen müdahil avukatlar ve hayvan hakları aktivistleri, sanıkların leoparı kasten öldürdüklerini ve verilecek cezanın caydırıcı olması konusunda görüş bildirdiler.
Mahkemede müşteki olarak ifade veren hayvan hakları aktivisti Burak Özgüner “Katledilen leopara Dicle Üniversitesi’nde yapılan otopsi sonucunda hayvanın daha önceden de vurulduğu; vücut ağırlığının 90 kg, boyunun ise 138 cm olduğu tespit edilmiştir. Leoparlar, çok sivri ve keskin diş ve pençeleri olan yırtıcı, yabanî hayvanlardır. Sanıkların iddia ettiği gibi, böylesine vahşi ve iri bir hayvanın saldırısına uğrayıp hayvanla birlikte 10 metre yuvarlanmanın sonucunda, birkaç ufak sıyrık ile bu saldırıdan kurtulmak imkânsızdır. Bu nedenle sanık beyanları gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca, mevzuata göre atışa hazır olan av tüfeğini ve fişekleri yanlarında bulundurmaları ve iddiaya göre saldırı yaşanır yaşanmaz 1-2 saniye içerisinde leoparın vurulması, akıllara leoparın kasten öldürüldüğünü, keyfi bir nedenle avlandığını getirmektedir. Olay yerinde keşif ve davaya katılım talebim mevcuttur” dedi. Davanın müştekisi olan Burak Özgüner’in keşif talebi mahkemece kabul edildi, mahkeme 20 Mayıs’ta leoparın öldürüldüğü yerde sanıkların da hazır bulundurulması ile keşif yapacak.
Mahkeme, leopar tarafından saldırıya uğradığı iddia edilen sanığa ilişkin yapılan muayene ve tedavi hakkındaki resmî belgelerin Çınar Devlet Hastanesi’nden istenmesine, hastaneden cevap geldiğinde saldırıya uğradığı iddia edilen sanığın Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek vücudundaki izler ve tedavi belgeleri değerlendirilmek sureti ile meydana gelen yaralanmanın yabani hayvan saldırısı sonucunda gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda rapor aldırılmasına karar verdi.
Duruşma sonrasında, sanıklar ve sanık yakınları tarafından darp girişimine maruz kalan Antalya Barosu vekili ve Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Avukat Lider Tanrıkulu, diğer baroların müdahil avukatları ve hayvan hakları aktivistleri ile, davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade ederek duruşmayı takip eden basın mensuplarına açıklama yaptı: “Duruşma sonunda savunma olarak saldırıya maruz kaldık. Ne olursa olsun bu savaşı sonuna kadar götüreceğiz. Hayvan Hakları Evrensel Sözleşmesi’nin açık ihlâli söz konusudur. Nesli tehlike altında olan bu hayvanın öldürülmesi fiilinin cezası hapis olmalıdır. Sanıkların savunmalarının gerçekçi bir tarafı yoktur. Leopar saldırısına uğrayan kişinin sağ kurtulması mümkün değildir. Bunların cezalandırılması gerekmektedir. Verilecek ceza kamu vicdanını rahatlatıcı olmalıdır”
İkinci duruşma, 20 Haziran 2014 günü saat 11.00’da yine Çınar Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşmayı izleyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği de davaya katılım sağlayacağını ve duruşmaları takip edeceğini açıkladı.
Leopar Katli Davasını Keşif Çözecek
Diyarbakır'da öldürülen leopar davasına üç baro ve bir hayvan hakları örgütü müdahil oldu. Leoparın öldürüldüğü yerde keşif yapılacak, sanıklardaki yaraların leopar saldırısında gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilecek.
Diyarbakır'da öldürülen leoparın davası bugün Diyarbakır'daki Çınar Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği, Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Kurulu davaya müdahil oldu.
Mahkeme 20 Mayıs’ta sanıkların da katılımıyla olay yerinde keşif yapılmasına karar verdi. Ayrıca sanıklardan K.K. Adli Tıp’a sevk edilerek vücudundaki yara izlerinin leopar saldırısında gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilecek.
Davanın açılması için suç duyurusunda bulunan ve duruşmayı takip eden Yeryüzüne Özgürlük Derneği aktivisti Burak Özgüner, leoparın öldürülmesinin ardından idari yaptırımların usulüne göre uygulanmadığına dikkat çekti. Özgüner bianet’e şunları söyledi:
“Türkiye'de projeleri ve inşa çalışmaları sürmekte olan hidroelektrik, termik ve maden tetkik, sondaj çalışmaları yaban hayvanlarının yaşam alanları gitgide daraltıldığı için hayvanlar, mecburiyetten insan yerleşimlerinin içine girebiliyor. Bölgede yeni insan ve hayvan ölümlerinin yaşanmaması için kapsamlı bir doğa ve yaban hayatı koruma politikasına ihtiyaç var.
“Aslında yoğun bir şekilde hayvan saldırıları yaşanmıyor. Ancak yaban hayvanlarınca saldırıya uğrayan insanlar ve bu insanların şikayetleri doğrultusunda devlet, faturayı hayvanlara kesiyor, sürek avları düzenleniyor, hiçbir bilimselliğe dayanmayan yöntemler uygulanarak yine yaban hayatına ciddi zararlar veriliyor.
“Sanıklardan birinin kullandığı silah ile ilgili idari para cezası kesildi, idari yönden soruşturulması gereken diğer hususlar ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın genelde kestiği ve maddi tazminat şeklinde yorumlanabilecek idari para cezası maalesef kesilmedi. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ve aynı Kanunun 28. maddesinin e bendine göre kesilmesi gereken 15.226 TL'lik idari para cezası da kesilmedi.”
İki sanığın 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'na muhalefetten yargılandıkları davanın ikinci duruşması 20 Haziran’da görülecek.
"Neden köy meydanında sergilediniz?"
Duruşmada sanıklardan K.K., hayvanlarını otlatırken leoparın saldırısına uğradıklarını, diğer sanığın leoparı saldırı sırasında öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine K.K.’ye hayvanı öldürdükten sonra köye neden götürüp teşhir ettikleri soruldu. Sanıklar teşhir amaçları olmadıklarını savundu.
Antalya Barosu vekili, uzman görüşüne göre leopar çok ağır darbeler alsa da avlanma esnasında salgıladığı adrenalin nedeniyle saldırısını yarıda kesmeyeceğini söyledi. Hayvanın tek bir kurşunla hareketsiz hale getirilmesinin çelişkili olduğunu savundu:
“Hayvanın sıçrama hızı ve mesafesi nazara alındığında tek bir hamle ile sanık K.K.’nin üzerine çok kısa bir sürede atlayabilecekken, sanığın kendisine saldırmak üzere olduğunu anlaması mümkün değildir. Ayrıca diğer sanığın saldırıyı görüp sırtındaki tüfeği ateşe hazırlayıp, hedef alması ve ateş etmesi birkaç dakika sürecektir. Sanıkların anlattığı süreç, olması gereken süreçle bağdaşmamaktadır. Sanıktaki yaralanmalar ile leoparın saldırı tarzı arasında da çelişki bulunmaktadır.”
Özgüner de sanıktaki yaralarla leoparın saldırı şeklinin uyuşmadığını belirtirken, av tüfeğinin atışa hazır bir şekilde taşınmasının sanıkların avlanma saikiyle orada bulunduğuna işaret ettiğini öne sürdü. Olay yerinde keşif yapılmasını talep etti.
Mahkeme keşif talebini kabul etti. Sanıkların av tezkeresi başvurusu yapıp yapmadıkları ve daha önce kara avcılığına muhalefetle ilgili bir karar olup olmadığı tespit edilecek. Diyarbakır Valiliği ve Dicle Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne suç tarihinden önce bölgede leopar görüldüğüne dair ihbar olup olmadığı sorulacak.
Kaynak: Bianet
Duruşmaya leoparı öldüren sanıklar katılır iken Ankara Barosu, Antalya Barosu ve Gaziantep Barosu vekilleri olan hayvan hakları komisyonu üyesi avukatlar ile Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği, Yeryüzüne Özgürlük Derneği ve Engelli Hayvanları Koruma ve Hayvan Hakları Derneği aktivistleri de duruşmayı izledi.
Leoparı kendilerini korumak gerekçesi ile vurduklarını iddia eden sanıklar, beraatini istedi. Davaya katılım talebinde bulunan Ankara, Antalya ve Gaziantep Baroları’nın ve Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği’nin müdahillik başvuruları mahkemece kabul edildi.
Sanık beyanlarının çelişkili ifadeler içerdiğini belirtilen müdahil avukatlar ve hayvan hakları aktivistleri, sanıkların leoparı kasten öldürdüklerini ve verilecek cezanın caydırıcı olması konusunda görüş bildirdiler.
Mahkemede müşteki olarak ifade veren hayvan hakları aktivisti Burak Özgüner “Katledilen leopara Dicle Üniversitesi’nde yapılan otopsi sonucunda hayvanın daha önceden de vurulduğu; vücut ağırlığının 90 kg, boyunun ise 138 cm olduğu tespit edilmiştir. Leoparlar, çok sivri ve keskin diş ve pençeleri olan yırtıcı, yabanî hayvanlardır. Sanıkların iddia ettiği gibi, böylesine vahşi ve iri bir hayvanın saldırısına uğrayıp hayvanla birlikte 10 metre yuvarlanmanın sonucunda, birkaç ufak sıyrık ile bu saldırıdan kurtulmak imkânsızdır. Bu nedenle sanık beyanları gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca, mevzuata göre atışa hazır olan av tüfeğini ve fişekleri yanlarında bulundurmaları ve iddiaya göre saldırı yaşanır yaşanmaz 1-2 saniye içerisinde leoparın vurulması, akıllara leoparın kasten öldürüldüğünü, keyfi bir nedenle avlandığını getirmektedir. Olay yerinde keşif ve davaya katılım talebim mevcuttur” dedi. Davanın müştekisi olan Burak Özgüner’in keşif talebi mahkemece kabul edildi, mahkeme 20 Mayıs’ta leoparın öldürüldüğü yerde sanıkların da hazır bulundurulması ile keşif yapacak.
Mahkeme, leopar tarafından saldırıya uğradığı iddia edilen sanığa ilişkin yapılan muayene ve tedavi hakkındaki resmî belgelerin Çınar Devlet Hastanesi’nden istenmesine, hastaneden cevap geldiğinde saldırıya uğradığı iddia edilen sanığın Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek vücudundaki izler ve tedavi belgeleri değerlendirilmek sureti ile meydana gelen yaralanmanın yabani hayvan saldırısı sonucunda gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda rapor aldırılmasına karar verdi.
Duruşma sonrasında, sanıklar ve sanık yakınları tarafından darp girişimine maruz kalan Antalya Barosu vekili ve Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Avukat Lider Tanrıkulu, diğer baroların müdahil avukatları ve hayvan hakları aktivistleri ile, davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade ederek duruşmayı takip eden basın mensuplarına açıklama yaptı: “Duruşma sonunda savunma olarak saldırıya maruz kaldık. Ne olursa olsun bu savaşı sonuna kadar götüreceğiz. Hayvan Hakları Evrensel Sözleşmesi’nin açık ihlâli söz konusudur. Nesli tehlike altında olan bu hayvanın öldürülmesi fiilinin cezası hapis olmalıdır. Sanıkların savunmalarının gerçekçi bir tarafı yoktur. Leopar saldırısına uğrayan kişinin sağ kurtulması mümkün değildir. Bunların cezalandırılması gerekmektedir. Verilecek ceza kamu vicdanını rahatlatıcı olmalıdır”
İkinci duruşma, 20 Haziran 2014 günü saat 11.00’da yine Çınar Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşmayı izleyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği de davaya katılım sağlayacağını ve duruşmaları takip edeceğini açıkladı.
Leopar Katli Davasını Keşif Çözecek
Diyarbakır'da öldürülen leopar davasına üç baro ve bir hayvan hakları örgütü müdahil oldu. Leoparın öldürüldüğü yerde keşif yapılacak, sanıklardaki yaraların leopar saldırısında gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilecek.
Diyarbakır'da öldürülen leoparın davası bugün Diyarbakır'daki Çınar Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Hayvanların Yaşam Haklarını Koruma Derneği, Antalya Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Ankara Barosu Hayvan Hakları Kurulu, Gaziantep Barosu Hayvan Hakları Kurulu davaya müdahil oldu.
Mahkeme 20 Mayıs’ta sanıkların da katılımıyla olay yerinde keşif yapılmasına karar verdi. Ayrıca sanıklardan K.K. Adli Tıp’a sevk edilerek vücudundaki yara izlerinin leopar saldırısında gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilecek.
Davanın açılması için suç duyurusunda bulunan ve duruşmayı takip eden Yeryüzüne Özgürlük Derneği aktivisti Burak Özgüner, leoparın öldürülmesinin ardından idari yaptırımların usulüne göre uygulanmadığına dikkat çekti. Özgüner bianet’e şunları söyledi:
“Türkiye'de projeleri ve inşa çalışmaları sürmekte olan hidroelektrik, termik ve maden tetkik, sondaj çalışmaları yaban hayvanlarının yaşam alanları gitgide daraltıldığı için hayvanlar, mecburiyetten insan yerleşimlerinin içine girebiliyor. Bölgede yeni insan ve hayvan ölümlerinin yaşanmaması için kapsamlı bir doğa ve yaban hayatı koruma politikasına ihtiyaç var.
“Aslında yoğun bir şekilde hayvan saldırıları yaşanmıyor. Ancak yaban hayvanlarınca saldırıya uğrayan insanlar ve bu insanların şikayetleri doğrultusunda devlet, faturayı hayvanlara kesiyor, sürek avları düzenleniyor, hiçbir bilimselliğe dayanmayan yöntemler uygulanarak yine yaban hayatına ciddi zararlar veriliyor.
“Sanıklardan birinin kullandığı silah ile ilgili idari para cezası kesildi, idari yönden soruşturulması gereken diğer hususlar ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın genelde kestiği ve maddi tazminat şeklinde yorumlanabilecek idari para cezası maalesef kesilmedi. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ve aynı Kanunun 28. maddesinin e bendine göre kesilmesi gereken 15.226 TL'lik idari para cezası da kesilmedi.”
İki sanığın 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu'na muhalefetten yargılandıkları davanın ikinci duruşması 20 Haziran’da görülecek.
"Neden köy meydanında sergilediniz?"
Duruşmada sanıklardan K.K., hayvanlarını otlatırken leoparın saldırısına uğradıklarını, diğer sanığın leoparı saldırı sırasında öldürdüğünü söyledi. Bunun üzerine K.K.’ye hayvanı öldürdükten sonra köye neden götürüp teşhir ettikleri soruldu. Sanıklar teşhir amaçları olmadıklarını savundu.
Antalya Barosu vekili, uzman görüşüne göre leopar çok ağır darbeler alsa da avlanma esnasında salgıladığı adrenalin nedeniyle saldırısını yarıda kesmeyeceğini söyledi. Hayvanın tek bir kurşunla hareketsiz hale getirilmesinin çelişkili olduğunu savundu:
“Hayvanın sıçrama hızı ve mesafesi nazara alındığında tek bir hamle ile sanık K.K.’nin üzerine çok kısa bir sürede atlayabilecekken, sanığın kendisine saldırmak üzere olduğunu anlaması mümkün değildir. Ayrıca diğer sanığın saldırıyı görüp sırtındaki tüfeği ateşe hazırlayıp, hedef alması ve ateş etmesi birkaç dakika sürecektir. Sanıkların anlattığı süreç, olması gereken süreçle bağdaşmamaktadır. Sanıktaki yaralanmalar ile leoparın saldırı tarzı arasında da çelişki bulunmaktadır.”
Özgüner de sanıktaki yaralarla leoparın saldırı şeklinin uyuşmadığını belirtirken, av tüfeğinin atışa hazır bir şekilde taşınmasının sanıkların avlanma saikiyle orada bulunduğuna işaret ettiğini öne sürdü. Olay yerinde keşif yapılmasını talep etti.
Mahkeme keşif talebini kabul etti. Sanıkların av tezkeresi başvurusu yapıp yapmadıkları ve daha önce kara avcılığına muhalefetle ilgili bir karar olup olmadığı tespit edilecek. Diyarbakır Valiliği ve Dicle Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne suç tarihinden önce bölgede leopar görüldüğüne dair ihbar olup olmadığı sorulacak.
Kaynak: Bianet