“Fakülte önünde arkadaşlarla ve birkaç polisle oturuyorduk. Polislerden biri “ortam çok ahlaksızlaştı, kız-erkek sokak ortasında öpüşüyor, koklaşıyor” dedi. İstanbul’da, İzmir’de aynı şeyleri eşcinseller de yapıyor dediğimde, polisin cevabı şuydu: Onları hiç sorma, onları karakola alıp ağız burun dalmak lazım.”
T.O. Selçuk Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi, eşcinsel bir erkek. Kendisiyle Konya’da eşcinsel bir öğrenci olmanın zorlukları hakkında konuştuk.
Selçuk Üniversitesi’nin öğrenci profilinden biraz bahseder misin?
Öğrencilerin çoğu muhafazakâr, geleneksel muhafazakârlar. Mesela, bir kızla bir erkek beraber dolaşır, buna bir şey denmez; fakat öpüşürlerse tepkiler değişebilir. Özellikle kırsal kesimden gelen öğrenciler daha kapalı oluyor ilişkilere bakış konusunda. Okulda herhangi bir ideolojinin hâkimiyeti yok; fakat görüşler de rahatça ortaya konamıyor. Bu yüzden eşcinsellik de ifade edilemiyor. Yine de, hiçbir şey düşünmeden bile ortama baktığınızda genel bir baskının olduğunu hissediyorsunuz.
Eşcinsel olduğunu arkadaşların biliyor mu?
Hayır, bilmiyorlar; çünkü bilmeleri büyük bir sorun olabilir. Çevrem homofobik heteroseksüellerden oluşuyor. Beni de kendilerinden biri sanıyorlar. Mesela kardeşim dediğim çok yakın bir arkadaşımla konuşmaya çalıştım, “çocuğun eşcinsel olursa ne yaparsın” diye sorduğumda tedavi ettireceğini söyledi. “En yakın arkadaşın eşcinsel olduğunu söylerse tepkin ne olur” diye sorduğumdaysa evime bile almam, görüşmem asla dedi. Bu kadar sert olma, açık kapı bırak kendine demiştim. O da o kelimeyi duyunca tiksiniyorum, nasıl yumuşak olayım dedi.
Peki eşcinsellik hakkında rahatça konuşabileceğin kimse yok mu?
Lisede aynı sınıfta okuduğumuz bir arkadaş şimdi Bilkent’te okuyor. Bir ara birbirimizden epey uzaklaşmıştık, kavgalıydık; fakat eşcinsellik ikimizin de ortak meselesi olduğundan bizi yeniden yakınlaştırdı. Kendi okulumda arkadaşlarımdan hiçbiri, en yakınlarım dâhil, eşcinsel olduğumu bilmiyor. Bunu onlara söyleyemem.
Nasıl hissediyorsun bu durum karşısında?
İnsanların yanında rol yapmam gerekiyor. Ailem, yakın çevrem, arkadaşlarım… Kimse beni tam anlamıyla tanımıyor. İçimi boşaltsam deryalar almaz derler ya, aynen öyle. Karakterini değiştirme zorunluluğu çok can yakıcı bir durum. Sizin yanınızda rahatım; ama her yerde böyle değil işte. Ailemle mesela, durum çok daha farklı. Bir gün annemi test etmek için eşcinselleri savunan bir hocamız var dedim. Bizden bir anket hazırlamamızı istediğini anlattım ve anneme bu anketi yaptırdım. İlk yapışında, çocuğunun eşcinsel olduğunu öğrendiğindeki tepkisi “evlattır, ne alınır ne satılır” şeklindeydi. İkinci defasında sanırım şüphelendi ve “evlatlıktan reddederim” gibi bir cevap verdi. Küçüklüğümde feminen hareketlerimden dolayı ailemden çok baskı gördüm. Eşcinselliğimi yeni yeni kabulleniyorum. Uzun bir süre hislerimi bastırmaya çalıştım, kendimi inkar ettim. Robot gibi hissediyordum.
Okul hayatına dönecek olursak, arkadaşlarına açılman ya da diğer eşcinsellere ulaşman ne kadar zor?
Selçuk Üniversitesi’nde 90 bine yakın öğrenci var; fakat genel tablo o kadar homofobik ki, açık olarak eşcinsel olmak imkânsız. Çevremdeki baskı o kadar yoğun ki, uzun bir müddet biri eşcinsel olduğumu anlayacak korkusuyla yaşadım. Bu yüzden heteroseksüel taklidi yapmak zorunda hissettim. Ben bile abartıp, bir kız geçerken “of kalçalara bak, bacakları ne güzel” demek zorunda hissediyordum. En yakın arkadaşın bile bilmiyor eşcinsel olduğunu ve bu bir insan için çok acı bir durum. Arkadaş çevremde çok yaygın olan “ibneleşme lan” lafı benim çok ağrıma gidiyor. Senin karakterine laf ediliyor ve gülüp geçmek zorundasın. Böyle bir ortamda özgürce kendini ifade etmek çok zor. Bilkent’te tanıştığım bir diğer arkadaştan Selçuk Üniversitesi’nde tanıdığı eşcinseller olduğunu öğrendiğimde başta çok şaşırdım. Saçma gelecek; ama uzun bir süre burada bir tek ben varım diye düşünüyordum. O arkadaşların açık olduğunu sandım; fakat öğrendim ki çevre baskısından dolayı onlar da benden farklı değil.
Okulda birebir homofobik tutumlarla karşılaştığın oluyor mu?
Bir derste hocamız, bir insanın eşcinsel olması suçunun cezasının ağırlaştırılmasına neden olabilir, demişti. Dersten sonra, arkadaşlarım homofobik laflar etti, eşcinsellerle dalga geçti. Ben de her insan özgürdür, ayrıca eşcinsellik tercih değil bir yönelimdir, bu gayet doğal bir şey, demiştim. Laflarımdan ötürü “yoksa sen de mi onlardansın” diyerek beni rahatsız etmeye başladılar. Başka bir hocamız erkeklerle konuşurken “fakülteden birini bulup evlenin” diyor, hepimiz evlenmek zorundaymışız ve bu ille de bir kadınla olmak zorundaymış gibi. Bir başka gün ise fakülte önünde arkadaşlarla ve birkaç polisle oturuyorduk. Polislerden bir tanesi “ortam çok ahlaksızlaştı, kız-erkek sokak ortasında öpüşüyor, koklaşıyor” dedi. Tepkilerini merak ettiğimden ben de dedim ki, burası gene iyi. İstanbul’da, İzmir’de aynı şeyleri eşcinseller de yapıyor. Bunun üzerine polisin cevabı şuydu: Onları hiç sorma, onları karakola alıp ağız burun dalmak lazım.
İnternet üzerinden diğer eşcinsellere ulaşmakta zorlanıyor musun?
Araştırdığım kadarıyla Konya’da eşcinsellere yönelik herhangi bir dernek ya da oluşum bulamadım maalesef. Arkadaş edinmek için de tanışmıyorum kimseyle. İnternetten tanışıp buluşsam bile eşcinsel olduğum anlaşılacak paranoyası yaşıyorum.
Şu an hayatından memnun musun?
Eşcinselliğimi yaşayamıyorum; ama cinsel yönelimimi kabullendim ve böyle çok daha rahatım. Eskisi kadar çevremdekilerin şüphelerini de umursamıyorum. Ama henüz açık olmaya hazır değilim. Sanırım asıl mesele kişinin kendini kabullenmesinde.
Kaynak: Kaos GL