Hayvanları Koruma Kanunu tasarısına karşı çıkan on binlerce insan 20′ye yakın ilde sokaklara döküldü. Belediye ekipleri tarafından hayvan öldürmenin yasal hale geleceği bu yasaya karşı hayvan özgürlükçüler, doğa savunmacılar ve kitle örgütleri tepkilerini dile getirdi.
TBMM’nin yeni yasama döneminde yasalaşması beklenen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Tasarısı, özellikle sokakta yaşayan hayvanlar için büyük tehdit oluşturuyor. İstanbul Taksim'deki İstiklal Caddesi’inde ve birçok şehirde toplanan on binler, bu soykırım girişimine izin vermeyeceğini haykırdı.
Daha önce illegal yollarla hayvanlar toplatıp öldürülüyor veya üniversiteler, ilaç firmaları için denek olarak kullanılıyordu. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Başbakanlığa sunulan ve ardından TBMM Başkanlığı'na gönderilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Tasarısı, kabul edildiği durumda, artık tüm bu soykırımlar, tecritler yasal hale gelmiş olacak. Ev ve sokaklardan toplanan hayvanlar Bakanlıkça tasarıda "doğal yaşam alanı" olarak tanımlanan toplama kamplarına hapsedilecek. Kanunda yapılacak değişiklikler arasında geçen 5996 sayılı Gıda, Yem ve Veteriner Hizmetleri Kanununda “ötanazi” ve 1593 sayılı Umumî Hıfzısıhha Kanunundaki "itlaf" hükmünün saklı tutulması, sokak hayvanlarının toplanarak doğal yaşam parklarına götürülmesi başlıkları ve hayvanlar aleyhindeki birçok madde tartışmaya neden olmuştu.
En kitlesel eylemler İzmir ve İstanbul’da gerçekleşirken birçok şehirde eş zamanlı eylemler gerçekleşti. İstanbul Taksim’deki yürüyüşe onlarca hayvansever, hayvan hakları derneği ve grubu katılırken Direnişin Ritimleri, Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Bağımsız Doğa-Hayvan Aktivistleri (Vegan-Vejetaryen), Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi gibi özgürlükçü gruplarla birlikte birçok muhalif, sosyalistler ve anti-otoriterler/anarşistler de katıldı. Yürüyüş esnasında Galatasaray Lisesi ve Fransız Konsolosluğu duvarlarına “Soykırımcı Mehdi-Veysel”, “Kürk-deri-et, hepsi cinayet!”, “Hayvanlara Özgürlük”, “Ölüm yasasına hayır!” ve “İnsana, hayvana, yeryüzüne özgürlük” yazılamaları yapıldığı görüldü. İstiklal Caddesi üzerinde bulunan McDonalds’ın duvar ve reklam panolarına “Katil Mc!” yazılamaları yapılırken ön duvarına “Zulme, sürgüne ve soykırıma karşı eyleme geç! Son kafes kırılana dek, Uzlaşma Yok!” yazılı pankart asıldı. Güvenlikçilerin pankartı indirme çabası müdahale edilerek engellendi ve bir süre “Katil McDonalds!” sloganları atıldıktan sonra yürüşe devam edildi. Duvarlarda ve yerlerde “ALF” (Hayvan Kurtuluş Cephesi) yazılamaları da dikkat çekti.
Aralarında birçok sanatçı, oyuncu ve hayvan hakları savunucusunun bulunduğu on bini aşkın kişi Galatasaray Lisesi önünden Taksim Meydanı'na yürüdü. "Var olmak haksa hayvanları yok etmek haksızlık değil mi" pankartının açıldığı yürüyüşte, "Hayvan katliamına sessiz kalmayın", "Katil Meclis istemiyoruz" dövizleri taşınırken sık sık "katil başbakan", "Yaşama hakkı engellenemez", "Katil Meclis istemiyoruz " sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından açıklama yapan Hayvan Hakları Aktivistleri Derneği HAYVİST Başkanı Asude Ustaoğlu, kanunda yapılacak değişikliğin tüm hayvanları ölümün eşiğine getireceğine dikkat çekti. Ustaoğlu, 2004'te çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun gereklerini 8 yıldır yerine getirmeyen yerel yönetimlerin bu yasa tasarısı ile aklanacağını söyledi.
'Barınaklara gönderilen hayvanların sonu ölüm olacak'
Yeni yasa tasarısında öngörülen "doğal hayat parkları"nın hayvanların yaşam alanlarını sınırladığını belirten Ustaoğlu, "Hayvanseverlerin yıllardır sokakta, parkta, bahçede bulabildikleri, boş alanlarda bin bir emekle bakımını üstlendikleri hayvanlara el konulması ve onların kamuoyunda 'ölüm parkları' adı verilen ortamlara gönderilmesi hayvanlara yapılacak en büyük kötülüktür" dedi.
Ustaoğlu yeni tasarıda "tehlikeli ırk" diye nitelendirilen hayvanların üç ay içerisinde bakım evlerine teslim edilmesi zorunluluğunun getirildiğini hatırlatarak, "2010 yılında çıkarılan genelgedeki 'teslim' maddesini belediyeler 'öldür' olarak algıladığına göre bugün olamayan barınaklara teslim edilmesi istenilen hayvanların sonu bellidir: Ölüm" diye konuştu.
Yürüyüşün ardından açıklama yapan Hayvan Hakları Aktivistleri Derneği HAYVİST Başkanı Asude Ustaoğlu, kanunda yapılacak değişikliğin tüm hayvanları ölümün eşiğine getireceğine dikkat çekti. Ustaoğlu, 2004'te çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun gereklerini 8 yıldır yerine getirmeyen yerel yönetimlerin bu yasa tasarısı ile aklanacağını söyledi.
'Barınaklara gönderilen hayvanların sonu ölüm olacak'
Yeni yasa tasarısında öngörülen "doğal hayat parkları"nın hayvanların yaşam alanlarını sınırladığını belirten Ustaoğlu, "Hayvanseverlerin yıllardır sokakta, parkta, bahçede bulabildikleri, boş alanlarda bin bir emekle bakımını üstlendikleri hayvanlara el konulması ve onların kamuoyunda 'ölüm parkları' adı verilen ortamlara gönderilmesi hayvanlara yapılacak en büyük kötülüktür" dedi.
Ustaoğlu yeni tasarıda "tehlikeli ırk" diye nitelendirilen hayvanların üç ay içerisinde bakım evlerine teslim edilmesi zorunluluğunun getirildiğini hatırlatarak, "2010 yılında çıkarılan genelgedeki 'teslim' maddesini belediyeler 'öldür' olarak algıladığına göre bugün olamayan barınaklara teslim edilmesi istenilen hayvanların sonu bellidir: Ölüm" diye konuştu.
5199 sayılı kanunun değiştirilmesi için yazılan "ölüm tasarısı"na karşı sokaklara dökülen diğer şehirler ise şöyle:
Adana
Mersin
Çanakkale
Antalya
http://haberler.com/hayvanseverlerden-yasa-protetostosu-3978289-haberi/
* 40 kurum ve oluşumun imzacı olduğu ortak deklarasyona ulaşmak için tıklayın.
* Neden karşı çıkıyoruz? (Yeryüzüne Özgürlük Derneği). Yasa teklifi ile yazdığımız eleştiri metnine ulaşmak için tıklayın.
* Bu haber, Hayvan Özgürlüğü Hareketi ve Felsefesi blogundan, Sosyal Savaş haber portalından, Hayvansever Gazete'den ve Yeşil Gazete'den yararlanılarak derlenmiştir.