23 Ekim 2012 Salı

Açlık grevleri 42. gününde!

STGM: İnsanlığın vicdanına sesleniyoruz

STGM, 12 Eylül'de başlayan açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla Diyarbakır E tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yaparak, insanlığın vicdanına seslendi.
Sarmaşık Derneği, İHD, Toplumsal Duyarlılık ve Şiddet Karşıtları Derneği, Göç Vakfı, Göç-Der, Çocuklar Aynı Çatının Altında Derneği, Hebun LGBT, Diyarbakır Sanat Merkezi, Diyarbakır Sinema Derneği, Yerel Gündem 21 Engelli Meclisi, Diyarbakır Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi, SELİS Kadın Merkezi'nin danışma kurulunu oluşturduğu Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM), Diyarbakır E tipi Cezaevi önünde yaptığı basın açıklamasıyla açlık grevlerine dikkat çekti.
Sarmaşık Derneği Genel Sekreteri Recep Camcı, yaptığı açıklamada, Kürtlerin doğal ve haklı taleplerinin görmezden gelindiğini belirtirken, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümünü bir türlü gündeme almayan zihniyetin her geçen gün daha fazla insanın yaşamını yitirmesine ve ülkeyi daha da belirsiz bir sürece itmeye neden olduğunu söyledi.
Türkiye hapishanelerinde başlayan açlık grevlerinin bugün 42. gününde olduğunu hatırlatan Camcı, tıkanan hak arama yöntemleri karşısında tek seçeneklerinin yaşamlarını ortaya koyan bu eylemi doğru anlamak gerektiğinin altını çizdi.
Kaygılı ve öfkeli olduklarını belirten Camcı, demokratik kamuoyuna, kendine insanım diyen tüm yurttaşlara seslenerek, "Göz göre göre bedenini ölüme yatıran siyasi tutsakların çığlığını duymanızı ve harekete geçmenizi bekliyoruz" dedi.

TTB: Herkes üzerine düşeni yapmalı

TTB, açlık grevleriyle ilgili olarak "Kritik günler kapıda" uyarısını yaptı. TTB, "Bir an önce sonlanmasını dilediğimiz bu sürecin can kayıplarına yol açmaması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır" dedi.
Türk Tabipler Birliği (TTB), Kürt siyasi tutuklularının açlık greviyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Kritik günlerin kapıda olduğu uyarısında bulunan TTB, Dünya Tabipler Birliği'nin 1991 tarihli Malta Bildirgesi'ni hatırlattı. Söz konusu bildirgede açlık grevcisinin "zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi iradesiyle karar vermiş, bu nedenle belirli bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı almayı reddeden kişi" olarak tanımlandığına dikkat çeken TTB, "Açlık grevi bir intihar biçimi değildir. Bir protesto biçimidir. Kişi kendi iradesi ile bilinçli olarak yiyeceği reddetmektedir. Bir açlık grevi ölümle sonuçlanabilir fakat temel amaç ölüm değildir. Günlük belli miktarlarda su, tuz ve şeker alımını devam ettirme esasına dayanır. Ayrıca açlık grevi sonlandırıldığında kalıcı nörolojik sekellerin görülmemesi için B1 vitamini içeren preparatların mutlaka alınması gerekir" dedi.
"41. günü geride bırakırken grevlere ilk başlayan grupta belirgin olmak üzere uzun süreli açlığın olumsuz etkilerinin görülmeye başlandığına dair duyumlarımız artıyor" diyen TTB, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Şimdiye kadar yaşanan açlık grevi tecrübelerimizden de biliyoruz ki yaşamsal risklerin başladığı/başlayacağı günlerdeyiz. Hal böyle iken, kimi açlık grevcilerinin B1 vitamini almayı reddettiği, kimi cezaevlerinde ise grevcilerin yalnızlaştırmaya ve tecrite tabii tutulduğu, sağlıklı içme suyu, tuz, şeker ve B1 vitamini verilmediği yönünde haberler alıyoruz. Geçmişte açlık grevlerinin insan bedenine verdiği zararların –birçoğu basit önlemlerle engellenebilir- kalıcı sakatlıklarla ve ölümlerle sonuçlandığına üzülerek tanıklık ettik. Aynı süreçleri bir daha yaşamak istemiyoruz."
TTB, "Bir an önce sonlanmasını dilediğimiz bu sürecin can kayıplarına yol açmaması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır" çağrısında bulundu. Vitamin almayı reddeden açlık grevcilerinin bu durumun bedenlerinde yaratacağı geri dönüşü olmayan zararlar hakkında bilgilendirilmesi gerektiğini belirten TTB,"Bu katı tutumdan vazgeçmeleri yönünde çaba gösterilmeli, gerekli tıbbi takip ve muayeneleri hassasiyetle yapılmalıdır. TTB olarak bu konuda görev almaya hazır olduğumuzu geçtiğimiz günlerde kamuoyu ve Adalet Bakanlığı ile paylaşmıştık" dedi.
ADALET BAKANLIĞI HALA YANIT VERMEDİ
Adalet Bakanlığı'yla görüşme ve oluşturulacak heyetlerle cezaevlerini ziyaret etme taleplerine hala yanıt verilmediğini kaydeden TTB, "Yetkilileri bir kez daha ve acil olarak sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Cezaevleri yönetimlerince yalnızlaştırma ve tecrit benzeri uygulamalar asla dayatılmamalı, yaklaşan bayram tatili öncesi ivedi olarak sağlıklı içme suyu, tuz, şeker ve yaşamsal önemi olan B1 vitamini mutlaka temin edilmeli ve grevcilere ulaştırılmalıdır. Bilinmelidir ki, bu hassas süreçte aksi yaklaşımlar insan yaşamına kasıt anlamına gelecektir" uyarısını yaptı.
Kaynak: ETHA