Hayvan hakları mücadelesinde 24 yıldır faaliyet gösteren bir derneğin kurucusu olan Eva Aksoy’u “Benim Ülkem Sana Dar Gelir, Sen Erivan’a Git” diyerek Türk olmadığı için Türkiye’den kovan, toplum içerisinde ötekileştirmeye çalışan ve bu girişimlerinde başarılı olan ve yıllardır ırkçı hakaretlerin, tehditlerin hedefi olmasına sebep olan kişi hakkında açılan kamu davası dün İstanbul 30. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Duruşmada Eva Aksoy'un vekili Av. Ömer Kavili ve Av. Ahmet Tamer, atılı suçun yasal unsurları oluştuğundan sanığın alt sınırdan değil üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Duruşmaya Aksoy'la dayanışmak için Çağdaş Hukukçular Derneği'nden avukatlar da katıldı.
Eva Aksoy'un suç duyurusunun kamu davasına dönüşmesinin ardından sanık M.A.Ö, Aksoy hakkında çok sayıda suç duyurusunda bulunmuş, bir de tazminat davası açmıştı. Sanığın Eva Aksoy'a ve bir haber nedeniyle Sabah gazetesine açmış olduğu tazminat davası ile sanığın Aksoy aleyhinde açmış olduğu (hakaret, eziyet vs. konularındaki) tüm davalar takipsizlikle sonuçlanmıştı.
Davaya yayın yasağı talebi reddedildi
Dün gerçekleştirilen duruşmaya sanık M.A.Ö her zamanki gibi katılmazken, sanığın vekili "Müvekkilim ve benim hakkımda basında ve internette 'ileri geri' çok sayıda yayın yapılmakta" diyerek davaya yayın yasağı konmasını, tehdit, hakaret maillerinin müvekkilinin bilgisayarından çıkıp çıkmadığı konusundaki bilirkişi istemini yineledi, fakat sanık müdafiinin talepleri mahkemece reddedildi.
Polisler: Olayı bilmiyoruz, sanıktan bilgisayar almadık
Geçen celsede, sanık M.A.Ö'nün iddiası değerlendirilmiş, M.A.Ö'nün evinde bir süre ikâmet eden polis memurlarının tanık ifadelerinin alınması için duruşma ertelenmişti. Sanık, üzerine atılı olan suçlamayı kabul etmeyerek, bir dönem evinde oturduğunu belirttiği polis memurlarınca tehdit ve hakaret maillerinin gönderildiğini ima etmişti. Bu celsede Van 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nden gelen cevapta tanıklığına başvurulan polis memurlarının, dava konusundan bihaber oldukları ve ifadelerinin sanığın iddiasını desteklemez nitelikte olduğu görüldü.
Aksoy'un vekillerinden Av. Kavili, Hrant Dink cinayetine gönderme yaparak "Bu ülkede arkadan kurşunlanarak öldürülen bir vatandaş da önce çok sayıda ölüm tehdidi almıştı. 'Benim Ülkem Sana Dar Gelir', 'Senin sonun darağacıdır' demek birer ölüm tehdidir. Bu nedenle, suçun faili kim olursa olsun, bu gibi davaların sanıkları en üst sınırdan cezalandırılmalıdır. Ayrıca, müvekkilimin soyadı imalı bir şekilde değiştirilerek, müvekkilim toplumun içinde dışlanmaya, hedef haline getirilmeye çalışılmaktadır" dedi.
Aksoy: Sanığın tacizleri devam ediyor
Sanığın tacizlerine devam ettiğini belirten Eva Aksoy "Sanık, geçtiğimiz ay devamlı gittiğim veteriner kliniğine gitmiş ve benim hakkımda işyeri sahipleri ile özel olarak görüşmek istediğini söylemiş. Bu isteği reddedilince sanığın işyeri sahiplerini de üstü kapalı olarak tehdit ettiğini öğrendim. Yıllardır tehditlere, hakaretlere, iftiralara maruz kalmam bir yana, sanık insanlarla olan ilişkilerimi de etkilemeye çalışıyor. Gittiği klinikte, beni özel olarak, arabamdaki mobil kamera aracılığıyla izlediğini de söylemiş. Aracımı arattım ancak herhangi bir izleme cihazı çıkmadı. Sanığın ne yapmaya çalıştığına anlam veremiyorum" dedi.
Duruşma, sanık müdafiinin esas hakkındaki beyanları için 19 Temmuz 2012 tarihine ertelendi.
Ne olmuştu?
Eva Aksoy, yıllar boyunca ırkçı hakaretlere maruz bırakıldı, ölüm tehditleri aldı, kendisine Türkiye'yi terk etmesi emredildi, ikâmetgâhının adresi internette yayınlandı, fiziksel saldırı girişimine maruz kaldı, evine ateş edildi, camları kırıldı, mahallede yapılan kulis çalışmaları ile "Türk düşmanı" olarak damgalandı, tehdit maillerinde geçen "Senin sonun darağacıdır" sözlerini hatırlatırcasına kapısının önüne metrelerce kalın halatlar bırakıldı. Aksoy'a gönderilen hakaret ve tehdit maillerinin bazıları, "Ne Mutlu Türküm Diyene" diye bitiyordu ve "biz, insanları arkadan hançerleyen Ermeni ırkından değiliz" deniliyordu maillerde. Son olarak da "Hocalı Katliamı'nı anma" mitinginden sonra bahçesine, mitingde dağıtılan "Ermeni Yalanına Sessiz Kalma" şapkalarından biri atıldı. Üstelik şapkayı bahçeye atan kişinin sanığın avukatlığını yapan emekli bir savcı olduğu da güvenlik kamerası kayıtlarından tespit edildi.
Irkçı hakaretlerin ve ölüm tehditlerini takiben, ikâmetgah adresinin internette yayınlanmasının ardından Aksoy, e-maillerin göndericisi olan sanık M.A.Ö. hakkında suç duyurusunda bulunmuş, M.A.Ö. aleyhinde kamu davası açılmıştı.