6 Aralık 2010 Pazartesi

GDO Halktan Gizleniyor

Oldukça tartışmalı bir süreçten sonra 26 Eylül 2010’da yürürlüğe giren Biyogüvenlik Yasası ve GDO yönetmeliği gereğince GDO’lu ürünlerin üzerinde, “Genetik yapısı değiştirilmiştir”, “Genetik yapısı değiştirilmiş üründen üretilmiştir” ibarelerinin bulunması gerekiyor.Ancak şu ana kadar hiçbir üründe böyle bir ibare yer almış değil. GDO’lu ürünlerin ülkeye girişi ile ilgili ilk düzenlemenin yapıldığı Ekim 2009 tarihinden bu yana 32 çeşit GDO’lu ürün Türkiye’ye girmeye başladı. Ancak bunların nerelerde kullanıldığı, halkın tükettiği ürünlerin hangisinin içinde ne kadar GDO’lu ürün olduğu belli değil.

HALK NE YEDİĞİNİ BİLMİYOR

Konu ile ilgili olarak görüştüğümüz tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, yasa ve yönetmeliğin yürürlüğe girmesinin üzerinden iki ay geçmiş olmasına rağmen etiket uygulamasının hayata geçirilmediğini belirterek, Tarım Bakanlığı’nın bu konudaki gerekli denetimi yapması gerektiğini belirtti. Yıldırım, GDO’lu ürünler piyasada direk olarak satılıyorsa etiketinde, “Bu ürünün genetiği değiştirilmiştir”, GDO’lu ürün başka bir ürünün içerisinde kullanılıyorsa orada da, “Bu ürün genetiği değiştirilmiş şu üründen üretilmiştir” diye yazması gerektiğini dile getirdi.

Genetiği değiştirilen ürünlerin en çok mısır, soya, kanola ve pamuk olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Bu dört ürün Türkiye’de de aşağı yukarı 800 civarında üründe kullanılıyor. Tüketici aldığı ürünün GDO’lu olup olmadığın bilemiyor” dedi.

TARIM BAKANLIĞI GÖREVİNİ YAPMIYOR

Bunu birinci derecede denetlemekle yükümlü olan kurumun Tarım Bakanlığı olduğunu vurgulayan Yıldırım, yönetmeliğin yürürlüğe gireceği günlerde Tarım Bakanı’nın kendisine yöneltilen “Etiketleme nasıl olacak?” sorusuna, “Biz bunun denetimini yapacağız. Etiketleme olmazsa en ağır biçimde cezalandıracağız” dediğini hatılattı. Yıldırım, “Benim gördüğüm kadarıyla şu ana kadar bir denetim yok” dedi.

Yemci bir-iki firmanın, “Genetiği değiştirilmiş soyadan üretilmiştir” yazısını kullanmaya başladığını belirten Yıldırım, “Yem biraz daha farklı tabii ki. Çuvalla ve belli işletmelere satılıyor. Onu alan kişi de kabul ediyor. Yönetmeliğe göre ürettiği ete süte de bunu yazması lazım. Ama bu da yapılmıyor” dedi.

Türkiye’de asıl denetim yetkisinin Tarım Bakanlığı’nda olduğunu ama tüketicilerin ve onların örgütlerinin bu durumu sorgulayıp takip etmesi gerektiğini dile getiren Ekber, “Bu konuda mahkemelere gidilebilir. Başvuru yapılabilir. Benzer ürünleri kullanan firmaların da, ‘GDO içermez’ yazarak haklarını savunmaları gerekir” dedi. En yaygın kullanılan ürünün mısır şurubu olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Baklava, şekerleme ve çukulatalarda kullanılıyor. Çocukların en çok tükettiği ürünler. Örneğin bazı gıdaların içeriğinde “soya lesitini” yazıyor. Bu mesela GDO’lu mu değil mi onu bilmiyoruz” dedi.

BİYOÇEŞİTLİLİK YASASI TEHLİKELİ

Ülkeye girecek GDO’larla ilgili kararı verecek tek kurul konusunda bulunan, Biyogüvenlik Kurulu’nun da özerk olmadığını belirten Yıldırım, “Kurulda sadece iki kişinin GDO ile ilgili çalışması var. Şimdiye kadar bu Kurul’a bağlı bilimsel komitelerin oluşturulması gerekiyordu. Bunlar da henüz oluşmuş değil” dedi.

Özellikle gen kaynakları, biyoçeşitlilik, GDO konusunun bütün dünyada giderek daha çok tartışıldığını, Türkiye’nin gündeminde de biyoçeşitlilik yasasının bulunduğunu belirten Yıldırım, “Övünüyoruz gen kaynaklarımız çok zengin diye ama onları yok ediyoruz. Yasa tasarısı kabul edilirse sadece tarım alanında değil bitkisel ve hayvansal bakımdan bir çok gen kaynağını yitirmiş olacağız” dedi.

Bir başka konuya daha dikkat çeken Yıldırım, “GDO’lu ürünlerin Türkiye’de üretilmeyeceğine dair net bir madde var. Ama herkesin endişeşi bu maddenin de delinebileceği yönünde. Nasıl ki bu etiket olayı denetlenmiyorsa, bunun da denetlendiğini söylemek çok zor. Bir süre sonra GDO’lu ürünlerin üretildiğini de farkedersek kimse şaşırmasın. Bize önce, ‘Türkiye’ye GDO girmiyor’ dediler. Sonra, ‘zaten giriyor biz bunu kontrol altına aldık’ dediler” hatırlatmasında bulundu.

YASAYA UYANA CEZA

AYNI yönetmelikteki bir başka düzenlemeyi hatırlatan Yıldırım, “Eğer bir firma GDO kullanmıyorsa ‘Bu üründe GDO kullanılmamıştır’ şeklinde bir ibare kullanabilir etiketinde. Ama nedense böyle bir ibare yazan da yok” dedi.

Bunun sadece bir örneğinin olduğunu belirten Yıldırım şunları söyledi: “Konya Şeker fabrikası ürettiği şekerin üzerine, “Yüzde yüz doğal şeker pancarından üretilmiştir, GDO içermez” diye bir ibare koydu. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önceki bir durumdu.

Konya Tarım İl Müdürlüğü Konya Şeker’e, “Bu ibareyi kullanamazsınız, haksız rekabete neden oluyorsunuz” dedi. İbarenin çıkarılmasını istedi. Konu, Sanayi Bakanlığı bünyesindeki Reklam Kurulu’na gitti ve Kurul bunu durdurdu. Bu sefer Konya Şeker mahkemeye gitti. Şu an mahkeme devam ediyor. Ama onlar yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra ambalajlarında, “GDO içermez” ibaresi kullanmaya başladılar, çünkü yasada böyle.”

Kaynak: Evrensel