2 Nisan 2010 Cuma

Ilısu'ya Karşı "Boğaziçi Bildirisi"

Baraj bittiğinde, Hasankeyf’in tarihi eserlerinden caminin
minaresi üst kısmına kadar su altında kalacak.


Boğaziçi Üniversitesi'nden 111 öğretim üyesi, imzaladıkları ortak bildiriyle hükümete 'Ilısu Barajı projesi tamamen durdurulsun' çağrısı yaptı. Bildiride hükümetin Hasankeyf'i sulara gömecek barajda ısrar etmemesi, yerli finans kuruluşlarının da projeye destek vermemesi istendi.


Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilusu Barajı’na karşı çevreciler ve sanatçılardan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nin 111 öğretim üyesi de bir bildiriyle ayaklandı. Bölgenin, UNESCO’nun Dünya Mirası kriterlerinin onda dokuzunu sağladığı bilinen yer yüzündeki tek alan olduğu vurgulanan bildiride Ilısu’nun iptal edilmesi istendi.

Yarım asırdır süren yapımıyla yılan hikayesine dönen, son olarak yabancı kredi kuruluşlarının çekildiği Ilısu Barajı’na karşı hükümete bir çağrı da Boğaziçi Üniversitesi’nden geldi. 110 öğretim üyesinin imzaladığı bildiride şu görüşlere yer verildi:

“Hükümetin, Dicle Nehri üzerinde inşası öngörülen ve başta tarihi Hasankeyf olmak üzere çok sayıda doğal ve tarihi alanı sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı konusundaki ısrarcı tavrı bilinmektedir. Çevresel, toplumsal ve kültürel etkileri on yıllardır tartışma konusu olan Ilısu Barajı inşaatına uluslararası finansman yaratmak üzere bundan önce oluşturulan iki farklı konsorsiyum, 2002 ve 2009 yıllarında dağılmak durumunda kalmıştır. Bu iki konsorsiyum, Ilısu Barajı doğa, kültür ve yerleşimle ilgili uluslararası standartları sağlamadığı için projeden geri dönüşsüz olarak çekilmiştir. BM Çevre Programı Barajlar ve Kalkınma Projesi’nin tavsiyeleri, Uluslararası Hidroelektrik Birliği’nin Sürdürülebilirlik Yönergesi, ICOMOS 1990 Arkeolojik Mirasın Korunması ve Yönetimi Tüzüğü ve Dünya Arkeoloji Kongresi’nin etik kuralları gibi çok sayıda uluslararası belge de, Ilısu Barajı’nın ne denli yanlış olduğunu göstermektedir. Oysa, kâdim Hasankeyf kentiyle birlikte Dicle Vadisi, insanlığın en değerli doğa ve kültür varlıklarından biridir.”

Ilısu Barajı’nın tamamıyla durdurulması istenilen bildiri şöyle devam etti:

“Türkiye’nin iç hukuku açısından değerlendirildiğinde, Anayasa’nın 63. maddesinin (Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar) ve Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkındaki Kanun’un 9. maddesinin de Ilısu Barajı’nın inşaatına başlamayı planlayan Hükümet tarafından göz ardı edildiği görülmektedir. Biz, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri, hükümeti Ilısu Barajı inşaatından vazgeçmeye, projeye finansman sağladığı iddia edilen Akbank, Garanti ve Halkbank’ı ise, desteklerini çekmeye davet ediyoruz. Tarihi Hasankeyf’in UNESCO Dünya Mirası ilan edilmesini, mevcut Ilısu Barajı projesinin tümüyle iptal edilmesini ve Türkiye’nin enerji ihtiyacının daha bütüncül bir çerçevede ele alınmasını talep ediyoruz.”

Yabancılar kredi vermedi


Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) önemli ayaklarından biri olan Ilısu Barajı’nın ilk hazırlıkları 1954’te yapıldı. 1982’de kesin proje tamamlandı ve 1988’de de yatırım programına alındı. 2007’de Almanya, Avusturya ve İsviçreli üç kredi kuruluşuyla 450 milyon avroluk anlaşma imzalandı. Ancak üç kredi kuruluşu Türkiye’den istediği çevresel, kültürel ve sosyal kriterler yerine getirilmeyince Temmuz 2009’da projeden çekildi. Türkiye de projeyi tamamlamak için yerli kaynak arayışlarına yöneldi.


Kaynak: Radikal