Hükümetin ‘demokratikleşme’ iddiasıyla hazırladığı anayasa paketi görüşülmeyi beklerken, TEKEL işçileri başkentin ortasında polisin saldırısına maruz kaldı. Kendilerine dayatılan 4-c uygulamasına karşı seslerini yükselten ve Ankara’daki 78 günlük direnişlerinin ardından 1 Nisan’da Ankara’da “buluşmak” üzere ayrılan TEKEL işçileri yeniden Ankara’ya geldi.
İşçilerin Ankara’ya gelişine karşı alarma geçen polis, Ankara’yı adeta sıkıyönetim koşullarına taşıdı.
Gün boyunca Türk-İş binasının bulunduğu Sakarya Caddesi TEKEL işçilerine ve Ankaralılara yasaklandı. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun içişleri bakanıyla yaptığı görüşmeden de olumlu sonuç çıkmadı.
Ankara’da çetin bir mücadele yürüttükten sonra memleketlerine dönen TEKEL işçileri dün 24 saatlerini geçirmek için geldikleri Ankara’ya ve Türk-İş önüne alınmadılar.
Ankara Valiliği’nin emriyle sabahın erken saatlerinden itibaren Ankara girişlerini tutuna polis, TEKEL işçilerini getiren tüm otobüsleri bağladı. İşçileri saatlerce bekleten polis, saatler sonra tek tek geçmelerine izin verdiği işçileri kilometrelerce yürüttü. Gölbaşı ve Ankara’nın tüm girişlerinde yaşanan bu manzaralar AŞTİ’de de yaşandı. Bölgeden şehirlerarası otobüslerle gelen işçiler saatlerce AŞTİ’den çıkartılmadılar.
SAKARYA’DA KUŞ UÇURTULMADI
Polis, Türk-İş binasının bulunduğu Sakarya Caddesi ve çevresindeki tüm sokakları da ablukaya aldı. Tüm sokak ve cadde girişlerini kapatan polis, TEKEL işçisi olduğunu düşündüğü hiç kimseyi sokmadı, çalıştığı işyeri Sakarya Caddesi’nde bulunanlar da ancak kimlikleriyle kanıtlayarak girebildiler. Bazı noktalarda polisin, Sakarya Caddesi’ne girmek isteyenlerin ellerine bakıp, işçi olup olmadığını anlama girişimleri de “işçi avına çıkmış” görüntüsü verdi. Sakarya Caddesi’ne ve Türk-İş’in bulunduğu sokağa sadece işçiler değil, gazetecilerin girişine de engel olan polis, tam bir terör ortamı yaratmaya çalıştı.
BARİKATI ZORLADILAR
Mithatpaşa Caddesi’nden Sakarya Caddesi’ne girmek isteyen TEKEL işçileri ile onlara destek veren Ankaralılar polis tarafından tartaklandı. Zaman zaman gergin anlar yaşanırken, işçiler bir süre caddeyi trafiğe kapattılar. Polislerin otobüs şoförlerine, araçları yolu kapatan işçilerin üzerine sürdürmeye çalışması dikkat çekti. Polis amirleri, “Sür arabayı sür” diye talimat verirken, şoförler bu talimata uymadılar.
Buraya yığınak yapan polis işçileri, Türk-İş’in önündeki sokağın karşısına, Tuna Caddesi’ne sürdü. Polis barikat kurarak, işçilerin ve destek verenlerin geçişlerini engelledi.
Tek Gıda-İş Genel Sekreteri Mecit Amaç ve şube yöneticileri de işçilerle birlikte barikatta bulunurken, daha sonra Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay da geldi. Atalay barikatın kaldırılması için çabaladıklarını ifade etti, ancak girişimler bir sonuç vermedi. Sendikacılar daha sonra alandan ayrıldılar.
SINIF DAYANIŞMASI
İşçilere bir destek de Tariş, İSKİ ve İstanbul İtfaiye işçilerinden geldi. “TEKEL, Tariş ölümüne direniş”, “Yaşasın Tariş direnişi” pankart ve sloganlarıyla TEKEL işçilerinin yanına geldiler. Ayrıca, “İşimizi istiyoruz” pankartı açan İSKİ işçileri, İstanbul İtfaiye işçileri, “Ücretlerimizi istiyoruz, yaşasın sınıf dayanışması” pankartı açan Samatya Hastanesi İnşaat işçileri de destek verdiler. Sık sık “Her yer TEKEL her yer direniş” sloganı atıldı.
‘ SANKİ YÖNETİME EL KONULDU’
KESK Genel Başkanı Sami Evren ve Eğitim Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç da işçilerin yanına geldiler. Evren burada yaptığı konuşmada, Ankara Valisi’nin, iktidarın talimatıyla6 Kızılay Meydanı’nı, Türk-İş’in önüne kuşattığını belirterek, “Sanki bu böygede sıkıyönetim var. Sanki darbe oldu da darbeciler bu bölgeye el koydu” diye konuştu.
Hak arayanlara bu ablukanın niye olduğunu soran Evren, bu zihniyetteki iktidarın demokratik bir anayasa yapamayacağını söyledi. Hak arayanın önüne barikat kurulamayacağını kaydeden Evren, “Hükümetin cilası dökülmüştür” dedi. İktidarı, “aklını başına almaya” çağıran Evren, aksi halde KESK’in işçilere yapılacak saldırıyı kendisine yapılmış sayıp, her yeri eylem alanına çevireceğini söyledi.
Evren’in Türk-İş dahil tüm konfederasyon başkanları ve sendikacıları barikatın önüneş işçilere destek vermeye çağırması ise sadece söylemde kaldı.
TMMOB’DAN KİTLESEL DESTEK
TMMOB üyesi mimar, mühendis ve şehir plancıları ve oda çalışanları da TMMOB önünde toplanıp, oradan polis barikatı önünde bekleyen işçilerin yanına yürüdüler. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ve bağlı odaların başkanlarının da bulunduğu kortej işçiler tarafından alkışlarla karşılandı.
KESK’E GAZLI-COPLU SALDIRI
İşçilere Tuna Caddesi’nde barikat kurulurken, TEKEL işçilerine destek vermek için günler öncesinden buluşma çağrısı yapan KESK Ankara Şubeler Platformu üyeleri aynı saatlerde Ziya Gökalp Caddesi’nde buluştular. Polis KESK’lileri de barikat içine aldı. KESK’lilerin yürümek istemelerine karşı polis doğrudan gaz sıkarak, copla müdahale etti. KESK’lilerin yanı sıra EMEP, ÖDP ile TEKEL işçilerinin de bulunduğu gruba polisin saldırısı oldukça sert oldu. Kimi sendika yöneticilerinin yerlerde sürüklendiği, ağız ve gözlerine sıkılan gazlardan fenalık geçirdikleri gözlendi. Saldırının ardından tekrar toplanan grup, daha sonra yürüyerek TEKEL işçilerinin bulunduğu Tuna Caddesi’ne geldiler.
YOL-İŞ TEKEL İÇİN EYLEMDEYDİ
Maltepe Karayolları işçileri, Anakara’da polis engeline takılan ve ablukaya alınan TEKEL işçilerine destek vermek için eylem yaptı. Yemekhaneden işyeri önüne kadar alkış ve sloganlarla yürüyen Karayolları işçileri, burada basın açıklaması yaptı. Yol-İş 1 No’lu Şube Başkanı Erdem Ercan, mücadeleyi yükselten TEKEL işçilerinin yanında olduklarını ve bu onurlu mücadelede birlikte hareket edeceklerini açıkladı. “İşçiler ve sendikacılar 1 Mayısı ve 26 Mayısı birlikte ve alan tartışmalarına izin vermeden kendi taleplerimiz etrafında birleşerek hazırlanacak ve mücadele edeceğiz” diyen Ercan, TEKEL işçilerinin mücadelesini daha ileriye taşımak için bütün imkanlarını seferber ettiklerini duyurdu.
EYLEMDEN NOTLAR....
* Yüksel Caddesi’nde toplanan gruba müdahele eden polisin attığı gaz bombası Mimar Kemal İlköğretim Okulu bahçesine düştü. Teneffüs saatine denk gelmesi nedeniyle atılan gazdan çok sayıda öğrenci etkilendi.
* Polis gün boyunca havadan da kontrol uçuşları yaptı. Uçuşlar o kadar sık aralıklarla ve alçaktan yapıldı ki, zaman zaman “12 Eylül’de bile böyle olmadı” yorumlarına yol açtı.
* Batman’dan 34 plakalı otobüsle gelen TEKEL işçileri, polis durdurduğunda “biz TEKEL işçisi değiliz” diyerek, Ankara dışında durdurulmalarını engellediler. İşçilerin tanınmış siması ‘Pala’yı ise otobüsün en arkasına yerleştirip, ‘polislere görünme’ dediler. İşçiler kente ancak bu şekilde girebildiler.
* Ankara Valiliği’nin tüm illere yazı göndererek, “TEKEL işçilerini göndermeyin” talimatı verdiği öğrenildi. Hatay’dan gelen işçiler, emniyete ve terörle mücadeleye çağrıldıklarını ve bu yazıların kendilerine gösterilerek, “sizi gönderemeyiz” denildiğini, ancak engel olamadıklarını söylediler. İşçiler araçlarının Ankara dışında tutulduğunu da söylediler.
* Trafik kazasında yaşamını yitiren TEKEL işçisi Hamdullah Uysal da unutulmadı. Dev posterli pankartla arkadaşlarını anan işçiler sık sık “Hamdullah Uysal ölümsüzdür” sloganı attılar.
* İşçiler sık sık “Biz haklıyız, biz kazanacağız”, “Her yer TEKEL, her yer direniş” sloganları ile seslerini yükselttiler.
* Eş ve çocuklarıyla adeta bayram yerine gelir gibi gelen işçiler, kendilerine reva görülen bu baskı ve saldırılara karşı çok öfkelendiler.
* Polisin müdahalesine karşı barikatın en önüne kocaman bir Türk bayrağı getiren TEKEL işçilerine, arkadaşları “o bayrak fayda mı edecek sanıyorsun, Abdi İpekçi’yi unutuyorsun” diyerek, Abdi İpekçi Parkı’nda polisin ellerinde Türk bayrağı olan işçilere yönelik saldırısına atıfta bulundu.
Kaynak: Evrensel