18 Eylül 2012 Salı

Ahmet Yıldız Davası 25 Ocak 2013’e Ertelendi

Eşcinsel olduğu gerekçesiyle babası tarafından öldürülen Ahmet Yıldız’ın davasına, İstanbul Bağlarbaşı’ndaki Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.


"Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, tasarlayarak öldürme, yakın akrabayı öldürme, yaralama" suçlarından aranan sanık baba Yahya Yıldız hakkındaki yakalama emri infaz edilemediği için 25 Ocak 2013 tarihine ertelenen duruşmayı Kaos GL, İstanbul LGBTT, Listag, Lambdaİstanbul, SPoD gibi LGBT dernekleriyle, Uluslararası Af Örgütü ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi’nden temsilciler de izledi.

Bugün görülen 11’inci duruşmada, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık hakkında çıkarılan yakalama emrinin “sehven” kapatıldığına ilişkin bilgiler sorgulandı ve yakalama emrinin infazının beklenmesine; kaldırılıp kaldırılmadığının araştırılarak kaldırılmış ise hakkında yeniden CMK 94’üncü maddesi uyarınca yeniden yakalama emri çıkarılmasına; ayrıca sanık hakkında çıkarılan kırmızı bültenle arama kararının işleme konup konmadığının araştırılmasına karar verildi.

Kaos GL’nin davaya müdahil olma talebi, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 237 ve devamı maddeleri anlamında mağdur veya suçtan zarar gören niteliğinde olmadığından” reddedildi. Avukat Fırat Söyle’nin “Katılma talebinde bulunan dernek eşcinsel hakları adına kurulan bir dernektir. Dernek üyeleri bu olaydan ciddi anlamda etkilenmişlerdir, katılma taleplerinin kabulünü istiyoruz”  şeklindeki sözlerine karşılık olarak iddia makamı, sanık avukatının “Daha önceden de bu şekilde katılma isteğinde bulunulmuştu ve reddedilmişti” yolundaki itirazını da dikkate alarak katılma talebinin reddine mütalaa etti.

Duruşma sonunda, davayı izlemek üzere gelen LGBT derneklerinin adliye binası önünde yaptıkları basın açıklamasında, Ahmet Yıldız’dan başka temmuz ayında Diyarbakır’da babası ve amcası tarafından 14 kurşunla öldürülen R. A. ve Adanalı genç tiyatrocu İdo da anıldı. R.A. cinayetinde yerel ve ana akım medyanın, olayın nefret cinayeti boyutunu görmezden gelip yalnızca adli bir vaka gibi yansıttığına dikkat ekilen açıklamada “Nefretin dili, milliyeti, sınıfı yok. Homofobi cehaletin ya da yetersiz eğitimin sonucu değil, bilakis evde, sokakta, okulda, iş yerinde ve heteroseksist toplumun her kesiminde sıfırıncı yaştan itibaren verilen sıkı ve titiz bir eğitimin sonucudur. (…) Sözde gelişmiş şehirlerin göbeğinde de ne yazık ki aynı şekilde yaygın ve bizi öldürmeye, yaralamaya, hayatın dışına itmeye devam ediyor” denildi.

Açıklamanın ardından “Susma haykır, cinayetler dursun!” ve “Nefrete sessiz kalma, suça otak olma” sloganları atıldı.

Kaynak: KaosGL