5 Nisan 2015 Pazar

Almanya erkek civcivleri öğütmeyen ilk ülke olacak

Almanya 2017'den itibaren yumurta endüstrisinde civcivleri canlı canlı öğütme makinesine göndermeyen ilk ülke olacak. Sadece Almanya'da her sene 45 milyon erkek civcivin doğar doğmaz öldürüldüğü hesaplanıyor. Almanya Tarım Bakanı Christian Schmidt, döllenmiş yumurtaların cinsiyetini tespit edebilen ve henüz yumurta içindeki civciv gelişmeden erkek olanını kuluçka yerinden ayıran bir teknolojiye dayanarak bu kararı aldıklarını açıkladı.



Dünyanın hemen her tarafında yumurta endüstrisi tarafından gizlenen bir standarttır bu. Dişi civcivler daha sömürülebilir olduğu için yumurtası ve eti para getireceği için sağ tutulur, erkek civcivler ise "işe yaramadığı" için doğar doğmaz öğütme makinesinde parçalanır. Türkiye'de ileri teknoloji kullanan tavukçuların da bu yönteme başvurdukları, bu makinelere sahip olmayan işletmecilerin ise erkek doğanları bidon veya poşetlere kapatarak boğdukları geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme gelmişti. (http://bit.ly/1CFm6ei) Bu tür acımasız imha yöntemleri pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de yasal. 


(Bu video öğütme anını çok yakından gösterdiği için kan görmek istemeyenlere tavsiye edilmez.)



Bir canlı grubunun doğar doğmaz kitleler halinde öğütme makinesine gönderilmesinin bir devletin ve sanayi odasının iki dudağı arasında olması şu dünya düzenine isyan için yeter sebep değil mi? Erkek civciv mi yoksa dişi civciv mi daha fazla zulüm görüyor diye kıyasa gitmek yerine hissedebilen tüm canlılar için özgürlük talep etmenin vaktidir. Öğütme makineleri de belli ki adım adım diğer ülkeler tarafından terk edilecek, artık hayvanların gelişmiş dünyada bilim sayesinde sömürülmediği söylenecek; ancak bu vicdan temizlemeden başka bir şey değil. Öğütme makinesinin olmadığı bir yumurta üretim ortamında da hayvanlara insanlardan aşağı canlılar muamelesi yapılacak, onlara yine yalnızca kadınlıkları sömürülebildiği kadar yaşam şansı tanınacaktır. Pek dillendirilmeyen bir gerçek, vejetaryen hayvansal ürünlerin neredeyse hepsinin kadın sömürüsü ve kadın cinayetleri ile elde edildiğidir. Günümüzün piyasa koşullarında, dişi hayvanın bedeni esir alınmadan, doğurganlık kötüye kullanılamadan peynir, sahanda yumurta veya dondurma elde edilemez.

Yeni teknoloji sayesinde hayvanların kurtulduğu algısı yanlış; hayvanlar uzun süredir toprak yerine teknolojiyle tasarlanan büyük üretim bantlarında doğuyor ve teknolojik öğütme makinelerinde öldürülüyor. İnsan ve hayvan köleliği tarihinin uygarlaşma tarihine paralel olduğu, gelişmiş ülkelerin yalnız ve ancak sömürdüğü canlı kadar, işgal ettiği doğal alan kadar geliştiği bilinir. Bilim ve teknoloji desteğiyle ötekiler üzerindeki tahakkümünü sağlamlaştıran otoritelerin şimdi yine bilim-teknoloji desteğiyle bu tahakkümü zayıflattığını "müjdelemesi" iki şeye işaret olabilir: (1) Bilim-teknoloji güçlünün daha güçlü olmasının aracı olmaktan öteye gidememiştir. (2) Bilim-teknolojinin canlılara getirdiği faydalar, olsa olsa aynı canlılara kendi verdiği zararları temizler.