30 Aralık 2011 Cuma

'Dur' ihtarı yapılmadı

İHD ve Mazlum-Der heyeti, ön izleme raporunda köylülere 'dur' ihtarının bile yapılmadığını, katliam sırasında tahrip gücü yüksek, yakıcı nitelikte silah kullanıldığını belirtti.


İHD ve Mazlum-Der yöneticilerinden oluşan heyet, Uludere katliamına ilişkin ön izleme raporunu açıkladı.

Cenazelerin gelişi güzel gruplar halinde odalarda battaniyelere sarılı halde bekletildiklerini, ailelerin de cenazelerin başında beklediklerini belirten iki örgüt, "Otopsinin yapılmakta olduğu yerin hastanenin kalorifer kazanı odasının bitişiğinde bodrum katta, salonun bir kısmının çarşaflarla kapatılarak ikiye ayrıldığı ve otopsinin perde arkasında yapılmakta olduğu, otopsi işlemlerine aileleri temsilen Şırnak Barosu'ndan tek bir avukatın bulunmasına izin verildiği, iki savcının işlemleri yürüttüğü, saat 18.30 itibariyle sadece 6 cenazenin otopsi işleminin tamamlandığı tespit edilmiştir" dedi.

Katliamda ölenlerin büyük bir kısmının 12-28 yaş aralığında olduğu belirtilen raporda, katliama ilişkin şu tespitler yer aldı:

"Olayda tamamı sivil olan insanların öldürüldüğü ve yaralandığı,

Olay esnasında gruba 'Dur' ihtarı yapılmadığı ve uyarılmadıkları, hiçbir surette güvenlik güçlerine ateş açılmadığı, askerlerin de bireysel olarak ateş etmedikleri, olayda uçakların bombardıman yaptıkları ve ölümlerin bu nedenle olduğu,

Sivillerin olay yerinde bulunan güvenlik güçlerince tanınan ve bilinen insanlar oldukları, güvenlik güçlerinin sınır ticareti nedeniyle yapılan bu gidiş ve gelişlerden haberdar oldukları,

Tarafımızdan görülmemekle beraber görgü tanığının ve köylülerin anlatımından sınır ticareti için aynı güzergahın sürekli kullanıldığı ve güvenlik kuvvetleri dahil herkesçe bilindiği, kullanılan yolun patika yol olmadığı, yolun üstünde maden ocaklarının bulunduğu,

Resmi açıklamaların aksine olay yerinin Sinat- Haftanin olarak adlandırılan bölgeye uzak olduğu, saldırıya uğrayan bir grubun Türkiye tarafında olduğu bir grubun da Irak-Türkiye sınırının üstünde olduğu,

Olaydan sonra hiçbir resmi kurumun cenazeleri almak için girişimde bulunmadıkları ve askerlerin olay bölgesinden tamamen çekildikleri, cenazelerin köylüler tarafından alınarak kendi imkanları ile Gülyazı köyüne getirildikleri,

Hastane koşullarının otopsi işlemine elverişli olmadığı, cenazelerin gelişigüzel odalara bırakıldığı, cenazelerin akrabaları tarafından battaniyelere sarıldıkları, hastane personelinin yetersiz sayıda olduğu hatta gördüğümüz kadarıyla neredeyse yok denecek sayıda olduğu ve cenazelerin aileler tarafından otopsiye ve ambulanslara taşındığı,

Cenazelerden otopsi sonucunda elde edilecek delillerin mevcut koşullar nedeniyle usulüne uygun şekilde alınamayacağı, bu nedenle delillerin karartılma ihtimalinin yüksek olduğu,

Hastanede heyetimiz tarafından görülen cesetlerin yanmış, iç organlarının dışarıda olduğu, çoğunun kafatasının parçalandığı, vücut bütünlüklerinin parçalanmak suretiyle bozulduğu,

Olayda tahrip gücü çok yüksek, yakıcı nitelikte mühimmatın kullanıldığı."

Heyet, BM İnsan Hakları Komitesi'nin derhal bölgeye heyet göndermesi gerektiğini belirtti. Medyayı da eleştiren İHD ve Mazlum-Der, "Türk medyasının 'resmi kurumların yaptığı açıklamalar dışında' katliama basın etiği çerçevesinde yaklaşması ve kamuoyuna gerçekleri aktarması hususunda duyarlı olması gerektiği sonucuna varılmıştır" dedi.

Kaynak: ETHA