25 Ağustos 2011 Perşembe

Polisin gazlı dayak fantezisi

Başkent Ankara’da bulunan Akdere polis karakoluna bacanağının saldırısı ile ilgili şikayette bulunan Kemal Tunç, 8-10 polisin birden işkencesine maruz kaldı.


Polislerin Tunç’un bacanağı ile konuştuktan sonra sebepsiz yere Tunç’un üzerine biber gazı sıktığı ve ters kelepçe ile yere yatırıp dövdükleri bildirildi. Avukat Halil İbrahim Vargün, bunun bir nefret suçu olduğunu ve karakoldaki polislerden davacı olacaklarını belirtti.

Mamak Akdere Karakolu’nda mağdura da biber gazı, kelepçe ve dayak var. Kemal Tunç isimli bir şahıs, bacanağından şikayetçi olmak için Mamak Akdere karakoluna gitti. Polisler Tunç’un bacanağı ile kısa bir konuşma yaptıktan sonra, Tunç’a iki polis iki taraftan biber gazı sıkmaya başladı. Tunç, polislerin kendisini ters kelepçe ile yatırıp işkence ettiklerini de iddia etti.

‘İKİ TÜP BİBER GAZINI ÜZERİMDE BİTİRDİLER’

Olay, 17 Ağustos’ta yaşandı. Tunç ise 18 Ağustos’ta İHD’ye başvuru yaptı. İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi’nde gazetemize açıklama yapan Tunç, “Biz karakola davacı olarak gittik. Avluya gittiğimizde bacanağım ve eşi polisler ile konuşuyordu. Ne polislere karşı ne de karşı tarafa hiçbir fiili harekette bulunmadığım halde polisler beni tutuyor, beni çekiştiriyor, karşı taraf da tehdidine devam ediyordu. Bu arada iki polis birden iki ayrı yerden biber gazı sıktılar bana. Ne olduğunu anlayamadım, birer tüp üzerimde bitti zaten. Ondan sonra en az 8-10 polis bana saldırdı. Yüz üstü yere yatırıp, ters kelepçe taktılar. Aynı şekilde vurmaya devam ettiler. Eşim ‘vurmayın’ dediği halde devam ettiler. Yarık olan alnımın üzerine bile yumrukla tekmeyle vurdular. Beni kaldırıp eşime de bağırıp,beni vura vura götürerek hasmımın bulunduğu nezarete  koydular” dedi.

‘OLAY NEFRET SUÇUDUR’

Tunç, kendisini kelepçeli halde nezarette beklettiklerini ve sabah 5.30 civarında bıraktıklarını, davacı olduğu kişinin ise önceden çıkıp gitmiş olduğunu belirtti. Tunç, kendisinin Kürt olduğu için bacanağı ve ailesi tarafından dışlandığını ve polislerin de Kürt olduğundan dolayı işkence ettiklerini söyledi. Davacı olacağını söylediğinde polislerin kendisini tehdit ettiğini ve “hiçbir b.k yiyemezsin” dediklerini belirten Tunç, daha sonra ise bir polisin kendisini aradığını ve “çay içmeye gelmek istediğini” söylediğini belirtti. Tunç, şikayetini tehditlere rağmen asla geri almayacağını vurguladı.

Avukat Halil İbrahim Vargün ise savcılığa başvuruda bulunduklarını ve bu olayın takipçisi olacaklarını belirtti. Vargün, olayların incelendiğinde polislerin bu saldırısının “nefret suçu” olarak tanımlanabileceğinin altını çizdi.

İHD Genel Başkan Yardımcısı Sevim Salihoğlu ise, işkence yapanların cezalandırılmadığınıbunun da güvenlik güçlerini cesaret verdiğini kaydetti. Belli hükümetin ve Başbakan’ın şiddet içeren sözleri ve tutumunun işkencecileri cesaretlendirdiğini ifade etti. Tunç’un Kürt olduğundan dolayı bu saldırıya uğradığına dikkat çeken Salihoğlu da “Bu bir nefret suçudur” dedi.

POLİSE ‘ÖRTÜLÜ’ GAZ VERİLMİŞTİ!

Stoklarındaki gaz bombalarını cömertçe (!) kullanan polisin elindeki gaz ilk beş ayda bitmişti. Bir yıl için aldığı gazı 5 ayda bitiren polisin imdadına ise Başbakanlık yetişmişti.

Yeni gaz alımı için ‘Örtülü ödenekten 2.3 milyon lira aktarılarak polisin ‘ihtiyacı’ karşılanmıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, 170 bin gaz bombası, gaz solüsyonu, yangın söndürme aparatı ve savunma tüfek mühimmatının “acele” alınması için Başbakanlık örtülü ödeneğinden yaklaşık 2.3 milyon lira aktarılmıştı. Türkiye’deki aracı bir kuruluş üzerinden gerçekleştirilen, yaklaşık 1 milyon 200 bin lira tutarındaki gaz mühimmatı ABD ve Güney Kore’den ithal edilmişti.

Kaynak: Evrensel