5 Kasım 2013 Salı

Ege Üniversitesi'nde insanın hayvana tahakkümü tartışıldı

Ege Üniversite Sosyoloji Kulübü'nün düzenlediği etkinlikte türcülük ve insan merkezciliği tartışıldı. Devletler için mülklerin ve bunların müdafaasının candan daha değerli olduğunu kaydeden Tezcan, "TOMA'ya taş atan birinin aldığı cezanın 10 yaşında bir kıza tecavüz edenden çok daha katı olabildiği gösterildi" dedi.


İZMİR- Ege Üniversitesi Sosyoloji Kulübü, "Türcülük ve insan merkezciliği" konulu panel düzenledi. Yeryüzüne Özgürlük Derneği üyesi Burcu Çelik ve Güray Tezcan'ın panelist olarak katıldığı panelde hayvan özgürlüğü tartışıldı.

Türcülüğün canlılara türlerine göre ayrımcılık uygulanması anlamına geldiğini ifade eden Güray Tezcan, bu kavramın ırkçılık ve cinsiyetçiliğe benzer mekanizmalara sahip olduğunu kaydetti. Tezcan, bir davranışa faşizm denebilmesi için ötekileştirme ve şiddetin olmazsa olmaz olduğunu belirtti.

Burcu Çelik ise mezbahalardan, deney laboratuarlarına kadar hayvanların gördüğü muamelenin ötekileştirme ve şiddet kıstaslarına birebir uyduğunu söyledi.

İnsanmerkezciliğin sorgulandığı ikinci bölümde ise Tezcan, 200 yıl önce insan hakları deyince kadınları dışlayan İnsan Hakları Bildirgesi'nden ABD'de 40 yıl önceye kadar siyahları beşte üç insan sayan kanunlara kadar tüm göstergelerin, insan kavramının sadece aydınlanmacı bakış açısıyla "hayvan"dan ayırmak için değil aynı zamanda kadından, siyahtan, yoksuldan ayırmak için kullanıldığına işaret etti.

Burcu Çelik, sevgi üstünden politika yürütmenin sağlıklı olmayacağını ifade etti. Sevginin tahakküm barındırabildiği ve bir gün nefrete dönebileceğini, hak ve özgürlüklerin ise yadsınamaz ve takas edilemez olduğunu söyleyen Çelik, "hayvansever" ifadesini eleştirdi.

Amerika'da 1974'ten beri sürdürdüğü doğrudan eylemlerde hiçbir hayvan veya insan canına zarar vermediği halde ABD Savunma Bakanlığı'nın terör listesinde en üstlerde yer alan Hayvan Kurtuluş Cephesi'ni (ALF) örnek gösteren Tezcan, mülkiyet sayılan ve türlü eziyetlere maruz bırakılan hayvanları kurtarma yoluna giden bu grubun cana kast edenlerden daha ağır cezalara çarpıtılmasını mülk değerinin can değeri ile yer değiştirmesi olarak yorumladı. Tezcan, Türkiye'den bir örnek olarak da TOMA'ya taş atan birinin aldığı cezanın 10 yaşında bir kıza tecavüz edenden çok daha katı olabilmesini gösterdi.

Kaynak: Etkin Haber Ajansı