9 Şubat 2011 Çarşamba

Yine Taksim Ekipler Amirliği, yine işkence!

Birçok işkence ve darp olayının yanı sıra Festus Okey’in gözaltında öldürülmesiyle gündemden düşmeyen Taksim Ekipler Amirliği’nde yeni bir işkence ve darp vakası yaşandı. Vanlı Üniversite öğrencisi Mikail Haskanlı’yı kimlik sorgusunun ardından gözaltına alan sivil ve resmi ekipler, Haskanlı’ya sözlü ve fiziki işkencede bulundu.

Özelikle “Hortum Süleyman” döneminde İstanbul’da yaşanan polis vukuatlarının en çok yaşandığı yer olan Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Taksim Ekipler Amirliği işkence ve darp merkezi olmaya devam ediyor. Ağır işkenceler ve Festus Okey ölümüyle kamuoyunun yakından bildiği merkeze götürülen Haksaknlı’ya önce ağır hakaret ve sözlü şiddette bulunuldu. Ardından da iki gözü morartılarak serbest bırakıldı…

6 Şubat Pazar akşamı Taksim İmam Adnan Sokak’ta bir cafede arkadaşı Sinan Çar ile oturan Haskanlı, ilerleyen saatlerde otobüs duraklarına doğru gittiği sırada sivil polisler tarafından durdurularak kimliği istendi. Yaşanan kısa gerginliğin ardından kimliklerine bile bakılmadan, çağrılan takviye ekipler tarafından gözaltına alınan öğrenci Haskanlı, karakolda şiddet, darp ve sözlü işkenceye maruz kaldığını ifade etti.

KEYFİ UYGULAMA

Çanakkale Üniversitesi Edebiyat Fakültesi 2. Sınıf Öğrencisi olan Haskanlı, “Arkadaşımla birlikte cafeden çıkıp otobüs duraklarına yöneldik. Bu sırada sivil birkaç polis yaklaşarak kimliklerimizi istedi. Aramızdaki kısa sözlü gerginliğin ardından takviye ekipler istediler. Otobüse yetişmeye çalıştığımızı söyledik ama illaki GBT taraması yapacaklardı. Yaptıklarının keyfi olduğunu ve rencide edici bir durum olduğunu söylememizle ortalığın gerginleşmesi bir oldu. Gelen ekiplerle birlikte adeta orada terör estirdiler” diye konuştu.

Sokak ortasında ve Pazar gününün yoğun kalabalığı içinde kendilerine adeta azılı suçlu muamelesi yapıldığını aktaran Haskanlı, “Bu sırada kimliklerimize dahi bakmaktan vazgeçerek gelen ekiplerce bizi merkeze yolladılar. Burada kaldığımız 5 saat boyunca yoğun bir hakaret ve sözlü şiddete maruz kaldık. Bana ‘Vanlısın sen, boyuna mı güveniyorsun da bu kadar konuşuyorsun. Sana ne işçiden sen işçi misin’ diyerek aşağılamaya devam ettiler. DHF’nin aynı gün yaptığı füze kalkanlarına karşı eyleme katılmıştım, yine OSTİM patlamasına ilişkin yapılan eyleme de katılmıştım. Buna dönüktü söyledikleri” dedi.

Merkezde yapılan sorgularının ardından kendilerine zorla bir tutanak imzalatılmaya çalışıldığını aktaran Haskanlı, şöyle devam etti: “Karakoldaki 8 kişilik sivil polis grubu bunun üzerine bizi kelepçeleyerek saldırmaya başladılar. Gözaltı işlemi daha yapılmadan bizi Taksim İlk Yardım Hastanesi’ne götürdüler. Ancak burada sağlam raporu verildi.”

MORARTILMIŞ GÖZE SAĞLAM RAPORU

Aradan geçen iki güne rağmen her iki gözünün altındaki morluklar belirgin şekilde durmasına rağmen götürüldükleri hastanede doktorlar tarafından işkence ve darp izine rastlanmadığı yönünde rapor verilmesi ise bir hastane skandalı niteliğinde.

Hastanede polisin talebi ve baskısı doğrultusunda rapor hazırlandığını ve vücutlarının çeşitli yerlerindeki darp izlerine rağmen verilen raporun işkenceye olan ortaklık anlamına geldiğini aktaran Haskanlı, İHD’ye başvurarak, olayı hukuki düzleme taşıyacağını söyledi. Bu arada DHF üyesi bir grup da Haskanlı ile birlikte söz konusu merkez önünde olayı kınayan bir açıklamada bulundu. Durumun AKP’nin demokrasi aldatmacasının açık göstergesi olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Taksim Polisler Amirliğinin bir işkence merkezi olduğunun altı çizildi.

Kaynak: ANF NEWS AGENCY