31 Ağustos 2014 Pazar

Faytonda sömürülen atlar için ÖZGÜRLÜK talebi

Atların insan menfaati için, taşımacılıkta sömürülmesini ve son aylarda iyice ayyuka çıkan bu konudaki işkence ve katliam hadiselerini protesto etmek için Özgürlük Savunucuları grubunun çağrısı ile dün, Büyükada’da "Faytona Binme Atlar Ölüyor" eylemi yapıldı.


Aylardır, fayton taşımacılığında atlara yaşatılan işkence, zulüm ve katliama tepki olarak "Faytona Binme Atlar Ölüyor" kampanyası ise eylemler düzenleniyor. Son eylemlerini dün gerçekleştiren Özgürlük Savunucları, Kabataş ve Bostancı'daki Adalar Vapur İskelesi’nde buluşarak Büyükada’ya geçti.
 
“FAYTON ATLARI MAHVEDİYOR”

Büyükada'ya ulaşan grup "Faytona Binme Atlar Ölüyor" yazılı pankartının yanında Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Arapça, Gürcüce, Lazca ve İngilizce yazılmış “Fayton Atları Mahvediyor”, “Ağaca Hayvana Özgürlük”  dövizleri ile iskelede basın açıklaması yaptı. Özgürlük Savunucuları'ndan basın açıklamasını okuyan Elif Narin “Yazın 40 derece sıcakta, aç susuz çalıştırılan, kırbaçlanan, tekmelenen, dili kesilen, burnundan kan gelene kadar koşturulan, tüm yaz sömürüldükten sonra kışın açlığa ve soğuğa terk edilen atlara yaşatılan zulüm, Adalar'ı kirletmekte. Varoluşu doğada özgürce yaşama hakkı olan hayvanlar, şımarık ve bencil insanın eli kırbaçlı nostaljisine tutsak edilerek ölümüne koşturuluyor” dedi. Her yıl 400’den fazla atın fayton kazalarında yaşamını yitirdiğini; kış gelince bakımı külfet görüldüğünden atların çoğunun Ada'nın yüksek bölgelerinde kaderine, açlığa, soğuğa, hastalığa ve ölüme terk edildiğini belirten Narin, atlı faytonların tamamen kaldırılmasını talep ettiklerini belirtti.
 
BOYKOTA ÇAĞRI

Basın açıklaması sonunda Faytoncular Odası Başkanı Hasan Ünal’ın kendilerini tehdit ettiğini söyleyen aktivistler, herkesi “faytonculuk” adı altında işlenen suçları boykot etmeye çağırdı. Gruba Beşiktaş taraftar grubu Çarşı, Yeryüzüne Özgürlük Derneği ve birçok hayvan hakları örgütünün yanı sıra, bağımsız vegan ve hayvan hakları/özgürlüğü aktivistleri de destek verdi.  


“AKÜLÜ FAYTON MÜMKÜN”

Eylemde yer alan Özgürlük Savunucuları aktivistlerinden Kerem Dünyalı da atlı faytonun aternatifi olarak önerilerini şöyle sıraladı: “Atlı faytonlara alternatif olarak güneş enerjisi veya akü ile çalışan faytonların kullanılmasını istiyoruz. Biz faytonların tamamen kaldırılmasını değil, kölelik sistemi içerisinde zulmedilerek çalıştırılmaya maruz kalan atların özgür olmasını talep ediyoruz. Hayvansız ulaşım Türkiye’de de,  Adalar'da da, dünyanın her yerinde de hayata geçirilebilir. Atlı faytonların devam etmesini istemek fetişist bir yaklaşımdır. Böyle bir zulüm varken atlı fayton nostaljisinden bahsetmek ne insan haklarına, ne hayvan hakları beyannamesine, ne de vicdana sığar“
 
ADA HALKI: “YÜRÜYEMEZ HALE GELDİK”

Büyükada’da yaşan halkın da kafası karışmış durumda. Genel anlamda “Bu adada biz yaşıyoruz uzaktan konuşmak kolay” söylemlerini dile getiren Adalıların yanı sıra faytonlardan çektikleri sıkıntıları dile getirenler de oluyor. Büyükada sakinlerinden Pelin Şahlan, “Biz yedi göbektir Adalıyız. Büyükada’nın özelliği faytondur, ama bu sıcak havaya insanlar bile dayanamazken atlar nasıl dayanacak ben de bilmiyorum. Akülü araçlar kolaylık yönünden güzel fakat Ada'nın bütün özelliğini yok edecekmiş gibi geliyor. Ama şunu söyleyebilirim ki çok fazla at var, hem bisiklet sürenler hem de yayalar için sıkıntı, çünkü kaldırımlar küçük yürüyemiyoruz, iki yönden de faytonlar gelince bisikletliler de sıkıntı yaşıyor” diye konuştu.

* Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni:

Adalar'ın kanayan yarası fayton ve faytonculuk üzerine basına ve kamuoyuna bildirimizdir:

Yazın 40 derece sıcakta, aç susuz çalıştırılan, kırbaçlanan, tekmelenen, dili kesilen, burnundan kan gelene kadar koşturulan, tüm yaz sömürüldükten sonra kışın açlığa ve soğuğa terkedilen atlara yaşatılan zulüm Adaları kirletmekte... Varoluşu doğada özgürce yaşamak olan hayvanlar, şımarık ve bencil insanın eli kırbaçlı nostaljisine tutsak edilerek ölümüne koşturuluyor.

Fayton atları için tek gerçeklik; tutsaklık, işkence ve ölümdür. Her yıl 400 den fazla at "fayton kazalarında" yaşamını yitiriyor. Kış gelince bakımı külfet görüldüğünden birçoğu adanın yüksek bölgelerinde kaderine, açlığa, soğuğa, hastalığa yani ölüme terk ediliyor. Açlık, soğuk ve hastalıktan ölen atların sayısı ise bilinmemekte. Bu zulüm ve sömürünün bitmesi için çözüm: "Daha az fayton, atlar için daha iyi koşullar!" değil, atlı faytonların tamamen kaldırılmasıdır! Talebimiz, atlara özgürce yaşam hakkının yani her canlının doğuştan sahip olduğu en temel hakkın geri verilmesidir. Unutmamak gerekir ki, hayvanlara merhamet değil, binlerce yıllık adalet borçluyuz. Köleliğin hüküm sürdüğü sistemde atların maruz bırakıldığı sömürüye ve adına "kaza" dedikleri cinayetlere karşı, atlara ve yeryüzünün tüm bileşenlerine "Özgürlük!" diyoruz.

İnsanların ulaşımı, konforu, sağlığı, kıyafeti, keyfiyeti, sofrası, eğlencesi için çiftliklerde, laboratuvarlarda, sirklerde, hayvanat bahçelerinde hayvanlara cansız, acı çekmeyen "nesne" gibi davranılmaktadır. Oysa hayvanlar da bizler gibi acıyı, mutluluğu, hisseden, anneliği, çocukluğu, açlığı, susuzluğu yaşayan, bizler gibi nefes alan, bizler gibi nefes veren, bizler gibi özgür olmak isteyen, bizler gibi özgürce koşmak isteyen canlılardır.

Tek yol köleliğin hüküm sürdüğü ve hayvanların maruz bırakıldığı sömürü sisteminin son bulmasıdır.

Faytoncular Odası Başkanı Hasan Ünal ise "Eylem engellenmelidir, olacak olanlardan sorumlu değiliz" söylemiyle bizi açık bir şekilde tehdit etmekten çekinmemiştir. Yaptıkları açıklamada her ne kadar atların insan olmadan yaşayamayacağını -ki bu çok komiktir- ve faytonlarda atları çalıştırarak atları düşündüklerini söyleseler de -ki bu da oksimorondur- bisiklet kullanıcılarına açıktan saldırmışlardır. Düşündükleri tek şey cepleridir. Biz, hiçbir canlı zarar görmedikçe kimsenin ekmek parasının peşinde değiliz. Atsız ve motorsuz ulaşım, sömürüsüz, cinayetsiz, kırbaçsız ekmek parası kazanmak mümkün. Adaların ulaşım sorun için atların kullanılmadığı, doğaya ve ekolojik sisteme dost çözümlerin uygulamaya koyulmasını istiyoruz. Yeter ki isteyin, zor da imkansız da değil!

Adalarda ve Türkiye'nin tüm bölgelerinde atların sırtında cereyan eden bu zulmü uluslararası çapta teşhir etmekten de geri durmayacağımızı kamuoyuna bildiriyoruz. Bu zulüm sona erene dek bu mücadelenin peşini bırakmayacağız. 

Atlar ne faytona ne mezbahaya; Adalar da ne talana, ne yağmaya, ne ranta ne turizme, ne de işgale mahkûm edilmelidir. 

Son olarak "Faytona binme atlar ölüyor" diye yineliyoruz ve zulümden, işkenceden, gasptan yana değil yaşamdan yana saf tutan, haklara duyarlı tüm kesimleri, grupları ve bireyleri, Faytoncular Odası Başkanı Hasan Ünal'ın tehditlerine ve atların yaşamlarını tehdit eden faytonlara karşı dayanışmayı ve direnişi büyütmeye, "faytonculuk" adı altında işlenen cinayetleri BOYKOT etmeye çağırıyoruz.

ÖZGÜRLÜK SAVUNUCULARI