25 Temmuz 2014 Cuma

Gazze'de devlet insanı yemeye devam ederken...

İsrail devleti, Hamas saldırılarını bahane ederek hastane, okul dinlemeden sivilleri öldürmeye devam ediyor. 8 Temmuz'dan bu yana devam eden hava ve kara operasyonlarında 24 Temmuz itibariyle içinde birçok çocuğun da dahil olduğu 805 Filistinli hayatını kaybetti.

Batı Şeria'da dün halk İsrail'in devlet terörüne karşı 1980'lerden beri görülmediği kadar büyük oranda ayaklandı. İsrail kuvvetleri, on binlerle ifade edilen silahsız insanlara protesto yürüyüşünde de ateş açarak en az 3 kişinin yaşamını aldı. Protestocular silahlı İsrail birliklerine taş ve havaifişekle karşılık verdi.

Masumları hedef alan kanlı saldırılara karşı İsrail dahil olduğu pek çok ülkede Yahudilerin içinde bulunduğu on binlerce insan adaletsizliğe karşı seslerini yükseltti; ancak bu durum yine de ırkçı söylemler için fırsat kollayanlara engel olamadı. "Tüm Yahudiler öldürülmeden" bu meselenin çözülmeyeceğine inananlar, örneğin İstanbul'daki Musevi komşusuna kinle bakarken, bakışlarının Gazze semalarında vuracak okul arayan İsrail askerinin bakışlarından çok da uzak olmadığını bilmek zorunda. Canlılar arasındaki nefret tohumlarının, silahla büyüyen, silahları tekeline alan ve silahı masumlaştıran otoriter-hiyerarşik kurumlar tarafından ekildiğini anlamak durumunda.

İsrail devletinin bitmek bilmeyen kan arzusundan rahatsız olan İsraillilerden birisi de yönetmen Nurit Kedar. Kedar, 2008-2009 Gazze Savaşı'nda yer almış askerlerle yapılan görüşmeleri filmleştirerek komutandan gelen emrin askeri nasıl makineleştirdiğini ve orantısız güç denenin insan zihninde nasıl "orantılı"laştırıldığını ortaya koymuş. Bu antimilitarist filmin adı Concrete, İsrail'de devlet baskısı yüzünden hiçbir TV kanalında yayınlanmamış ve yönetmene sayısız tehdit mesajı olarak geri dönmüş.


Yalnızca İsrail ordusunun katil olduğunu düşünenlerdenseniz, İsrail ordusunun diğer ordulardan bağımsız ve gizli araç ve metotları kullandığını iddia ediyor olmalısınız; oysa İsrail de Türkiye gibi ABD'den satın alınma makinelerle öldürüyor ve eğitimlerinin önemli bir kısmını Türkiye devletinin onayı ile Türkiye'de gerçekleştiriyor. Yalnızca İsrail devletinin zorba olduğunu düşünenlerdenseniz, İsrail'de medyaya uygulanan baskının benzerinin Türkiye'de Erdoğan tarafından uygulandığını hatırlatmak gerekir. Pek "medeni" ABD'de de ordunun sivilleri helikopterle taradığı görüntüleri kamuoyu ile paylaşan Chelsea Manning'e 30 yıl hapis cezası verilir. Tek başına bu ceza bile devlet ve hukuk sisteminin neyi kimden koruduğunu gösterir.

Bütün devletlerin hayata ve özgürlüğe karşı kurulduğunu anlamak bu kadar zor olmamalı.