Roboski Katliamı'nı gerçekleştiren devlet, Kürt halkından özür dilemeye yanaşmıyor. Katliamın üzerini, tazminat adı altında "kan parası" rüşvetiyle kapatmayı umuyor.
AKP Hükümeti, Uludere'de 35 Kürdün katledilmesinin üzerini nasıl örteceğinin hesabı içinde. Başbakan Erdoğan, Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmayla, siyasi muhataplarına saldırarak, TSK'yı savunarak ortamı bulandırmaya çalıştı. Şimdi de, ölen gençlerin aileleri, eski adıyla 'kan parası' vererek susturulmak isteniyor.
Olayın daha fazla gündemde kalmasını istemeyen AKP'sinden CHP'sine herkes, 'kan parası'nı artırma telaşında. İnsani bütün duygular bir kenara bırakılarak yapılan pazarlıklarda 35 gencin öldüğü, bu sorunun bir adalet sorunu olduğuna dair tek kelime edilmiyor. Ödenmesi düşünülen tazminat miktarının, gençlerin üzerine atılan bombadan daha düşük olduğu bile bile yapılıyor tazminat pazarlıkları.
Bakanlar Kurulu sonrası açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, önce hükümet ve devlet olarak özür dilenmeyeceğinin üstüne basa basa vurgulamış, ardından da "Elbette yakınlarına karşı, hayatta kalanlara karşı hükümetimizin yapacağı çok büyük işler var. Bunlardan bir tanesi esasen kanunlarla da hüküm altına alınan tazminat ödenmesidir" diyerek, 'kan parası' pazarlığının kapısını açmıştı.
TAZMİNATI ARTIRAN ARTIRANA
Sosyal güvencesi bulunmayan bu vatandaşlar, yalnızca Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanmasıyla ilgili kanun hükmüne göre tazminat alabiliyor. Yasa'da, "Yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderlerinin" karşılanacağını hükme bağlanıyor ve yaralanma, sakatlanma ve ölüm hâllerinde, "7000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan miktarın ölenlerin mirasçılarına elli katı tutarında ödenmesi" öngörülüyor. Buna göre ölenlerin ailelerine en fazla "0.06446x7000x50" formülüne göre 22 bin 561 TL, nakit ödenmesi söz konusu.
AKP Kütahya Milletvekili İdris Bal ise "Tazminat gidenleri getirmez ama devletin pişmanlığını ve üzüntüsünü ortaya koyar. Terör ve terörle mücadeleden doğan zararların karşılanması hakkında kanunun dışında daha fazla para verilmesi devletimizi iflas ettirmez, iyi niyeti ve şefkati gösterir" diyerek, tazminatın ucunun açık olduğunu gösterdi. Devletin 'şefkati'nin, TOKİ'den ev ve aile fertlerinin geçimini sağlayacak gelirle desteklenmesi de gündemde.
CHP, durumdan hemen vazife çıkararak, 'Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararları Karşılama Kanunu'nda değişiklik yapılması için önerge verdi, tazminatın 64 bin 460 TL'ye çıkarılmasını istedi. Teklif kabul edilirse, 'yasal' tazminat miktarı üç katına çıkmış olacak!
GENÇLERİN CANI BOMBADAN UCUZ!
Ankara'da, 35 insan için yürütülen kan parasının hesabı böyle. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Terörden zarar gören insanlara hükümetimiz döneminde 2.5 katrilyon lira tazminat ödedik" diyerek, hükümetleri dönenimde kan parasının maliyet hesabını yapmaktan da geri durmadı. "Operasyon kazası" diyerek katliamı savunan Çelik, ödenecek tazminatın "maddi özür" olduğunu da ileri sürdü.
Ankara'dakiler ölen 35 gençle ilgili maddi hesap yapmaya devam ededursun, 'resmi tazminat' miktarı, gençlerin üzerine yağdırılan bomba kadar bile etmiyor. Resmi olarak 22 bin 561 bin lira tazminat ödenirken, operasyonun toplam maliyetini hiç hesaba katmadan, atılan bir tek bombanın maliyeti en az 20 bin dolar. Kur hesabıyla, yaklaşık 36 bin lira. Yani, ölen bir genç, üzerine düşen bomba kadar 'değer' taşımıyor.
'KAN PARASI CAİZ, HESABI KAPATALIM'
"Devlet katili affetme yetkisine sahip değildir. Affetme yetkisi maktulün varislerine aittir" demişti Başbakan Erdoğan. Oysa Türk hukuk sisteminde, hatta 'modern' olarak tanımlanan hiçbir hukuk sisteminde, katillerin mağdurlar tarafından affedildiği bir uygulama bulunmuyor. Ancak; "Ölümle biten bir olay sonunda öldürenin niyetine bakılır. Öldürme olayında kasıt varsa, katil kurtulamaz!.. Hakim onu da öldürdüğünün akıbetine uğratarak idamına karar verir. Çünkü kasıt var. Kasıt varsa kurtuluş yoktur. Kasıt yok da kaza varsa, hata ile ölüme sebep olmak söz konusu ise, artık ölenin mirasçılarına hata ile ölüme sebep olan suçlu, diyet öder, yani kan parası verir. Tazminat öder. Bu para, haram filan da olmaz. İslam hukukunun ayete dayalı hükmü böyledir" diyor şeriata dayalı sistem. Başbakan'ın da işaret ettiği bu sistem.
Şimdi taşlar yerine oturuyor. Hüseyin Çelik "Operasyon kazası" dediğine göre, dinen caiz kan parası ödenir, katliam kapatılır! Hükümetin hesabı bu. Sokağın hesabı başka. Bu kan rüşvetle temizlenmez! Başta siyasi iktidar olmak üzere bütün sorumlular Kürt halkından özür dilemeli, hesap vermeli.
Kaynak: ETHA