10 Ocak 2012 Salı

İHD: Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı, "Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın" dedi. Açıklamada, "Çalışan, tutuklu, hükümlü, işten atılan ve diğer tüm gazetecilerin gününü kutlayabileceğimiz, sansürsüz, özgür yarınlar diliyoruz" denildi.

97 gazetecinin tutuklu olduğu hatırlatılan açıklamada, "Hakkında 4 bini aşkın yürüyen soruşturma, yüz yıllara varan ağır cezalar ve güvencesiz çalışma gibi ağır ve tehditkar koşullarda gazeteciler çalışmaktadır. Türkiye tutuklu gazeteci sayısı nedeniyle dünyada ilk sırada yer almaktadır. Bu ülkenin basın özgürlüğünden düşünce ve ifade özgürlüğünden 'neyi' anladığının fotoğrafıdır" denildi.

Gazeteci Hrant Dink ve Cihan Hayırsevener’in öldürülmesiyle ilgili davaların adil yargılama konusundaki kaygıyı ortaya koyduğu kaydedilen açıklamada, "Çok sayıda yayın organının toplatılması ve kapatılması, internet sitelerine erişimin engellenmesi, radyo ve tv kuruluşları hakkında çeşitli yaptırımlar uygulanması, gazetecilerin iş güvencesinden yoksun olması, editoryal bağımsızlık üzerinde yaratılan korku ortamı gazetecilik mesleğinde günümüzde sayılabilecek sorunların başında gelmektedir" ifadelerine yer verildi.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi'nin açıklamasında, özellikle sol muhalif basına ve Kürt basınına yönelik kapatma, hapis ve para cezaları ile bu ülkenin belli bir kesiminin sesi ve soluğunun kesilmek istendiğine dikkat çekildi.

İHD'nin açıklamalarında şu ifadelere yer verildi: "24 Aralık 2011 tarihinde, Kürt sorununa ilişkin sistemden ve diğer ana akım medyadan farklı bir habercilik anlayışına sahip Özgür Gündem Gazetesi, Dicle Haber Ajansı, Etkin Haber Ajansı ve yurt dışında faaliyet gösteren Fırat Haber Ajansı çalışanlarına yönelik gerçekleşen şafak baskınında, gazetecilik faaliyetleri sorgulanmış ve 35 gazeteci tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.

Türkiye’de gazeteciler ve basın kurumları tarafsız değil, özgür değil ve sansüre uğramaktadır. Tüm dünyada dördüncü güç olarak kabul edilen medyanın/basının hür ve bağımsız olması, tarafsız ve objektif haber yapması, basın mensuplarının iş güvencesinin sağlanması ve güvenliklerinin devlet tarafından etkin hukuksal yöntemlerle sağlanması gerekmektedir. Güdümlü bir basın, sansür edilen bir basın Demokratik işlevlerini yitirir ve toplum aleyhine işleyen bir aygıta dönüşür."

Kaynak: ETHA