Cumartesi Anneleri 354. kez buluştukları Galatasaray Meydanı'ndan Hacı Şili'nin akıbetini sordu. Bu haftaki eyleme, İstanbul Milletvekilleri Sebahat Tuncel, Levent Tüzel, oyuncu Nur Sürer katıldı.
Eyleme katılan, 1980 askeri darbesinin ilk kayıplarından Cemil Kırbayır'ın kardeşi Fatma Kırbayır ise savcılara hakimlere seslendi, Cemil Kırbayır'ı gözaltında katledenlerin biran önce yargılanmasını istedi.
Yıllardır mücadele etmekten yorulduklarını dile getiren Kırbayır, "Ağabeyimin kemiklerini arıyoruz. Annem saçlarımı kesin, eğer ben oğlumu bulamadan ölürsem ve bir gün kemiklerini bulursanız DNA testi için kullanırsınız' diyor. Bu katilleri herkes biliyor. Biz mi cezalandıralım. Ben bir kızkardeş olarak bunu yaparım ama artık gelen nesiller aynı acıyı çekmesin istiyorum. Kafama bir kurşun sıkıp ölmek istiyorum ama ardımdan gelen 6 çocuğum size bunun hesabını sormaz mı?" dedi.
'BİZ ONU SİZE KURBAN MI VERDİK?'
"Bizim öfkemiz bitmeyecek" diyen Fatma Kırbayır, "Deprem deprem diyorlar. Gelin görün Cemil Kırbayır'ın evinde deprem olmuş, annesi ortada kalmış. Benim ağabeyimi aldılar, birini sürgüne yolladılar, annemi hasta ettiler, babamın kan kustuğunu gördüm. Biz onun kemiklerini istiyoruz, katilleri yargılansın istiyoruz. Biz onu size kurban mı verdik? Ben kardeşimi istiyorum. Kanımın son damlasına kadar da mücadele edeceğim. Bu nasıl devlet? Korkmuyorum onlardan ama barış yerini bulsun istiyorum, hukuk istiyorum" diye feryat etti.
'ANNELERE HESAP VERECEKLER'
1996 yılında İstanbul'da gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun'da Kürtçe yaptığı konuşmasında, 1 hafta öncede gerçekleşen Roboski katliamını hatırlattı. "35 genç bedeni katlettiler. Bunu anneler olarak lanetliyoruz. İnsanları katlediyorlar, gözaltında kaybediyorlar ama bir gün annelere hesap verecekler. 'Kimyasal Necdet de hesap verecek. Daha birkaç gün önce bir Genelkurmay Başkanı tutuklandı. Onun sonunu hatırlasın" şeklinde konuştu.
Basına da seslenen Tosun, gazetecilerin gerçekler karşında suskun kalmasının doğru olmadığını, bunun gazetecilik olmadığını dile getirdi.
İstanbul Milletvekili Levent Tüzel de, katliamların, toplu mezarların bu toplumun gerçekliği olduğunu dile getirdi. Demokrasi söylemine rağmen, cinayetlerin, katliamların yaşandığını ve faillerin yargılanmadığını hatırlatan Tüzel, bu meydanda mücadele eden Cumartesi Anneleri ile birlikte olmaya devam edeceklerini söyledi.
'ŞIRNAK'TA YILLARDIR HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ'
Haftanın basın metnini okuyan oyuncu Nur Sürer, "Bugün 18 yıl önce Güçlükonak/ Şırnak'ta kaybedilen Hacı Şili'nin hikayesini paylaşacağız sizlerle. Aynı zamanda aradan geçen 18 yılda Şırnak'ta çok şey değişmediğini; sorgusuz sualsiz yurttaşları katletme geleneğinin devam ettiğini hatırlatacağız" dedi.
'HACI ŞİLİ'NİN AKIBETİNİ AÇIKLAYIN'
Sürer, Siirt Pervari'de yaşayan Hacı Şili'nin hikayesini şu şekilde aktardı: "Hacı Şili ağabeyi Tahir Şili ile Pervari'ye sınır olan Şırnak Güçlükonak Meydansele Köyü'nde hayvan otlatıyorlardı. 20.12.1993 sabahı bölgede operasyon yapan askerler dönme hazırlığı yapıyordu. Askerlerin kendisine yüzbaşım diye seslendiği kişi yanlarına geldi ve Şili kardeşleri dipçikle ve tekmeyle dövdü. Tahir Şili'nin 4 dişi kırıldı. Sonra Hacı Şili'den çantasını arabaya kadar taşımasını istedi. Hacı Şili, yüzbaşı ve askerlerle birlikte ormanlık alana doğru giderek gözden kayboldu. Ağabeyi akşama kadar bekledi kardeşi gelmeyince Gideral Karakolu'na gitti, 'Bilgimiz yok yanıtını aldı. Aile daha sonra Eruh Jandarma ve Şırnak Jandarma karakoluna gitti ancak 'Bilgimiz yok' yanıtını aldı. Siirt Valiliğine başvuran ailenin dilekçeleri alındı ancak, 'kendiniz araştırın' denildi. Tüm başvuruları sonuçsuz kalan aile yoğun baskı nedeniyle büyük bir kente göç etti."
'BABAMI İSTİYORUM'
Şili kaybedildiğinde 40 günlük olan kızı Kader'in yolladığı mektup da okundu. Kader Şili mektubunda, yıllarca devletten yardım beklediğini belirterek, "Artık devletten yardım beklemeyeceğim. Babamı bulmak için mücadelemi sürdüreceğim. Babamı istiyorum" dedi.
Kaynak: ETHA
